Ne yapmak istiyor bu adam?

Sürekli yağmur, sürekli gök gürültüsü ve şiddetli sarsıntılar.

Yıldırımların masmavi ışık huzmeleri arasında sığındığım şefkatli kucak.

Telkinler ruhumdaki fırtınalara son vermiyordu.

Her an her zaman “neden” sorusu beynimi kemiriyordu.

“salavat getirelim” diyen, anama bir iki tekrardan sonra “neden durmuyor bu yıldırımlar” demiştim.

Gün gibi hatırlıyorum; yağmura inat başıma aldığım bakır bir sini ile yürüdüğümü…

Evimizi yapan ustanın hatasını söylediğimde peşimden fırlatılan keseri unutamam.

Gençlik yıllarımın sorusu “askerin zamansız  talimleri” idi.

Neden düzenli değil de, bazen yapılıyordu bu talimler?

Çay, her şeyimizdi o yıllarda.

Birilerinin her gün sattığı, zavallı insanların günlerce beklediği o eziyetler, gücü sorgulamama sebep olmuştu.

Kuvvet nasıl bir şeydi?. Mantık karşı koyabilir miydi kuvvete?

Kuvvetin doğurduğu azaba çare var mıydı?

Yerleşik adet ve usullere karşı çıkmak dünyaya gözümü açtığım ilk günlerden başlamıştı diyemem asla. Ama hatırladıklarım içinde“ne yapmak istiyor bu çocuk”  baş köşede duruyordu.

O zaman var olan sorunlara başka bir kuvvetle karşı koymayı, bulabildiğim doğruları her ortamda her durumda söylemeyi ilke haline getiren iç güdüsel tavrım beni bugün olağanla yetinmeyen bir insan durumuna getirmiştir.

“Bir kişi bazen bir dünyadır” sözünü öğrendiğimde o şablon bedenimden ayrılmaz bir parça haline gelmişti. Çıkarıp atmam mümkün değildi.

Değildi ama, muhatap olduğum soru “NE YAPMAK İSTİYOR BU ADAM? olarak değişmişti.

Bu soru ki, o çocuk, yalın, duru, saf ve katıksız günlerimden alıp aynı duygularla bugünlere taşıyan “yaşatma” olgusu, toplumsal dertlerimize çareler arayışına itiyor beni…

Beklentisiz çareler üreten ve çevresini daha güzele taşımak isteyenler dikkatimden kaçmadı bu sayede.. Örnek Ekrem ORHON’dur.

O nedenle OVİT Dağına tünel sevdam tetiklendi.

O nedenle bugün “havaalanı” diye sayıklıyorum hiçbir güçten korkmadan…

Azgınlaşmış güçle mücadelede hak-kuvvet-akıl-mantık eksenli ve şaşırtmaz, yanıltmaz muvazene unsurlarından biri olma gayesindeyim. Elbette, başarabildiğim ölçüde ama vazgeçmeden..

“Ne yapmak istiyor bu adam”ın cevabı budur.?

Başkalarının dümen suyuna göre hareket etmek benim şiarım olamaz…

Ki, biliyorum her firavun bir Musa besler elinde olmadan. Besler ve o firavunu yok eder o Musa…

Olanla yetinmeyen bir insan olarak, olması gerekenlerin peşinden koşarken hayallerimi kimse törpüleyemez..

Dayanağı hak olan düşüncelerimin, halka faydalı olacağını inancını taşıyorum.

O nedenle yılmıyor, o nedenle hiçbir güçten korkmuyorum..

“Ne Yapmak istiyor bu adam” ın cevabı, kaba ve çirkin kuvvetle bulabildiği her yolla mücadele ederken fedakarlık göstermeye kendini adamış biri diyebilirim..

Bu fedakarlık velev ki hayatıma mal oldun, değişmez…

Sevgi ve saygılarımla..