Neler oluyor hayatta !

Öteki:- bula bula burayı mı buldun koca şehirde! İki saat oldu hala çay gelecek!

Beriki:- Alla alla! Daha iyi yer biliyordunda niye fikir beyan etmedin, ne güzel yer işte, bak yol manzaralı bir kafe, yoldan geçen arabaları say, sıkılmazsın.

(Ötekinin iç sesi:- şimdi ben sana elimin tersiyle bir vurursam, yıldızları sayarsın sende!)

Öteki:- neyse! güzel yermiş, uzatmayalım fazla, eee bugün sohbet konumuz nedir arkadaşlar?

O yandaki:- hayvanlara yapılan zulüm arkadaşlar, valla ben yarından tezi yok, hayvanları koruma derneğine üye olup, aktif görev üstlenecem!

Bu yandaki:- neden? Nerden çıktı şimdi bu düşünce?

O yandaki:- komşumuz Hatice teyze ye inat girecem !

Öteki:- ne oldu ki?

O yandaki:- bahçesine girip iki tane marulunu didikledi diye, tavuklarımızı kesmiş. Tavuklara kışşş dememiş de, tutmuş kesmiş. Bu ne vahşet kardeşim, insanlarda hiç merhamet kalmamış!

Beriki:- arkadaşlar bi saniye, televizyondaki şu habere bir bakalım sonra devam ederiz.

TV haber spikeri:- Güneydoğu da, PKK terör örgütünce yapılan saldırıda, üçü çocuk yedi vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.

Beriki:- evet arkadaşlar haber geçti, nerde kalmıştık ne diyordunuz?

Öteki:- o yandaki ‘ nin tavuğunu komşusu, hırsızlık ve marul gasp ederken yakalamış ve oracıkta infaz etmiş, bu vahşeti konuşuyorduk ta!

Beriki:- Yapma ya! İnan çok üzüldüm! Ne kadar zalimce bir tutum, ne hale geldik böyle, inanası gelmiyor insanın. Hayvan sevgisi kalmadı insanlarda, ne isterler o zavallı tavuklardan anlayamıyorum doğrusu!

TV haber spikeri:- Bir son dakika haberi veriyoruz şimdi! İlköğretim öğrencisi iki çocuk aralarında çıkan tartışma sonucunda, birbirlerine bıçakla saldırdılar, çocuklardan biri olay yerinde can verirken, diğeri yoğun bakıma alındı, hayati tehlikesinin devam ettiği açıklandı.

O yandaki:- Abi çayları tazeler misin? Bu arada şu televizyonun sesini biraz kısabilir miyiz abi, burada çok önemli bir konu konuşuyoruz da, birbirimizi duymakta zorlanıyoruz.

(yazarın iç sesi:- sesin kısılsın e mi! “duymakta zorlanıyormuş” doğuştan sağırsın sen, farkında değilsin)

Beriki:- Arkadaşlar konuyu dağıtmayın lütfen, tavuk diyorduk, ne olacak bu işin sonu şimdi? İnsanları bu konuda nasıl duyarlı hale getirebiliriz? Konferans, seminer ya da ne bilim bu konuda bloglar mı oluştursak acaba, milliyet bloğa üyemi olalım napalım, orada çok kaliteli yazılar çıkıyor, çok seslilik adına güzel bir platform)

(yazarın iç sesi:- he gelin gelin! Bir siz eksiktiniz, milliyet blog sizi bekliyor zaten, tavuk sparişiniz ızgara mı olsun, şiş mi olsun? Nasıl istersiniz? Tövbe tövbeeee)

TV haber spikeri:-Aşırı alkollü bir sürücü, dehşet saçtı. Dreksiyon hakimiyetini kaybeden alkollü sürücü, durakta dolmuş bekleyen anne ve kızını ezdi. Hastaneye ulaştırmay fırsat kalmadan, anne kız oracıkta can verdi.

O yandaki:- Abi çaylar nerde kaldı ya! Hem televizyonun sesini de hala kısmadınız! Şurada bir mevzu konuşamadık valla! Bir daha buraya gelmemeye karar verecez artık, bu ne ya!

Çaycı Saldıray:- Ne diyorsunuz sevgili kardeşim, sabahtan beri, ne istediysen getirdik, her spariş almaya gelişimde aynı mevzu, esir ettiniz kafeyi ya, bütün millet sizi dinliyor, bir tavuk mevzusudur konuşuyorsunuz orda, iki dakika huzur vermediniz, memlekette neler oluyor diye iki dakka haber izlettirmediniz şurada insanlara, çay may yok size, hesap mesapta istemiyorum sizden, uzaydan mı geldiniz kardeşim, saygılı olun biraz, yoksa çıkın gidin lütfen.

Yazar:- Hay diline sağlık Çaycı Saldıray, bende bunları blogtan nasıl atarım diye kara kara düşünüyordum, ağız tadıyla bir blog yazdırmadılar şurda, çıkıp gitsinler de, şurada ciddi bişeyler yazalım canım, nerden girdiniz bloğa ya, bela mısınız kardeşim allah allaaah! Bu blog yayınlanmazsa, ben biliyom size yapacağımı! Tavuk gibi yolmazsam sizi var ya! Bana da yücel demesinler!

..efendim sağlıcakla ve etrafımızdan sorumluca kalalım! saygılar