Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '12

 
Kategori
Kültür Turizmi
 

Neşter, merhale ve ateş oyunları

Neşter, merhale ve ateş oyunları
 

Aşk ateşinin Ateşbaz'ı


Konya deyince ilk akla gelen üç isimden ikisi herkesin malumu, peki ya Ateşbaz, onu kimler biliyor?

Mevlana’nın has müridlerinden, Ateşbaz Veli olatak bilinen İzeddin oğlu Yusuf’un 1285 yılında yaptırılmış olan makamına yaptığımız ziyaret hepimiz için çok özeldi. Sizlerin de bir gün yolu Konya’ya düşerse Meram Yolu üzerinde “Aşkan” (Aşıkaan: Âşıklar) semtine uğrayın. Onun makamı yeşillikler arasında, son derecede huzurlu bir köşede, huşu içinde yapılacak nezih bir ziyaret için idealdir.

Ateşbaz-ı Veli’nin de Mevlana ve babası ile birlikte konya’ya geldiği, dergahta yetiştiği ve aşçılık yaptığı rivayet edilir. Ateşbaz, ateşle oynayan anlamına gelir. Ateşbaz makamı bir terbiye ve eğitim makamıdır. Onun Hz. Mevlâna ve Mevleviler arasında önemli bir yeri vardır. Ateşbaz Veli ile ilgili pek çok menkıbe anlatılır. Bunlar arasında en yaygın bilinende yaşananlar şöyle rivayet edilir:

Bir gün dergahın mutfağında yemek pişirmek için odun kalmayınca Ateşbaz Veli durumu Hz. Mevlana’ya bildirir. Hz. Mevlana latife ederek “Kazanın altına ayaklarını sokarak kazanı kaynat.” der. Ateşbaz Veli için şaka da olsa emir emirdir. Mutfağa gider, ayaklarını kazanın altına sokar ve parmak uçlarından çıkan ateşle yemeği pişirir. Büyükler arasında açık keramet sergilenmesi hoş karşılanmadığından Mevlana, bu durum karşısında hoşnutsuzluğunu “Hay ateşbaz hay” diyerek ortaya koyar.
O günden sonra Mevlâna Celâleddin onu, mutfağın genel ve özel işleri için görevlendirir. Aşçıbaşı olarak atandığı mutfak ve kilerde, mideler için lazım olan “aşı” hazırlamanın yanı sıra, bundan çok daha önemli olanı, ruhlar için gerekli olan “aşkı” da hazırlayacaktır. Bu sebeple, Mevlevîlikte "mutfak", "matbah" (pişirilecek yer)’dır. Derler ki: “Burada aş da pişer insan da, aş da kaynar, aşk da.”

Nefis terbiyecisi, aşkın temsili, ateşle, canla oynayan, yandıran, söndüren, hay ile huy arasından bir neşter gibi çekip aldığı canları pişiren, aşk ateşiyle tanıştıran “hamdım, piştim, yandım” demenin adabını öğreten o.

Ham olan hamdır. Hamlığını anlaması, ne kadar piştiğini anlaması, ne ile ölçeceğini bilmesi mümkün müdür? Onu pişirmek için doğrudan ateşe atarsan yanar. Hem kim ateşi gördüğünde koşarak ona gidebilir ki? Ateş ile can arasında bir muhabbet bulur ise o zaman ateşbaz terbiyesine başlar.

İşte ifa ve icra ettiği bu çok önemli görevlerden dolayı, Ateş-baz Velî makamı, seçkin bir mevki olarak daima saygı görmüş ve bu makamın bulunduğu mimari mekân, bütün Mevlevi Dergâhlarında başta gelen bölümlerden biri sayılmıştır. Onu ziyaret etmek, mana aleminde onun makamının büyüklüğünü bilmek bu nedenle çok önemli görülmektedir.

Muhabbetle kalınız.

 
Toplam blog
: 149
: 652
Kayıt tarihi
: 07.04.10
 
 

Sazsız söze ezgiler diziyoruz, birer birer. "Kim" olduğumuzun belli olmadığı bu dünyada K..