Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '12

 
Kategori
Siyaset
 

Nevruz yasaklamanın kodları...

Nevruz yasaklamanın kodları...
 

 

Türkiye’de yaşanan gelişmeleri/siyasi süreçleri irdelerken  “Kürt Sorunu”nda iktidarın açılım süreçlerinden yasakçılığa ve yasaklamaya evirilen tutumu izah edilemez bir noktaya doğru hızla savruluyor. Bu gelişmeler sadece devlet içerisinde iki farklı yaklaşım olduğu iddiası ile açıklanamaz.

 

Başbakan’ın desteğiyle yürütüldüğü ortaya çıkan, MİT/PKK görüşmeleri üzerine yaşanan fiili durum ortada. Gelinen süreçte Savcıların MİT mensuplarını ifadeye çağırması üzerine aceleyle çıkarılan “MİT yasası” ile Başbakan korumasına alınan kamu görevlilerinin yürüttüğü “müzakere” yöntemi geçmişte kaldı. İktidarın Nevruz’u valilikler eliyle yasaklaması  “Kürt Sorununda” sertleşmesinin geldiği son noktaydı.

 

18 Mart Pazar günü İstanbul ve Diyarbakır’da yaşananlardan iktidar gerekli dersi çıkarır mı doğrusu kestirmek zor. Özellikle Diyarbakır’da yüz binlerle ifade edilen katılımcılar yasaklanan meydandan güvenlik güçlerinin çekilmesiyle Türkiye’nin çoğunluğunun hoşuna gitmeyecek sloganlarla, konfederasyon bayraklarıyla nevruzu kutladılar.

 

İşler bu noktaya neden geldi diye sormak kaçınılmaz. AKP iktidarları döneminde geçmişte kutlanan nevruzlar neredeyse haftaya yayılıyor, bugünkü gibi bir yasaklama getirilmediği içinde gerilim yükselmiyordu.

 

Acaba iktidar, KCK operasyonları ile gelinen süreci test etmek mi istedi diye sormadan edemiyor insan. Eğer öyleyse Diyarbakır’da yaşanan yüksek katılımlı fotoğraftan gerekli dersi çıkarmış olmaları gerekir. Yasakların artık basında da çokça dillendirildiği gibi “duygusal kopuşa” yol açtığı nasıl görülmez. Uygulanan yanlış politikalar ile  ilköğretim çağındaki çocukların örgüte katılmaya yönlendirildiği nasıl görülmez!

 

Nevruz dolayısıyla yaşananların öngörülemeyeceğini doğrusu düşünmüyorum.  Öyleyse fiili olarak uygulanamayacak “yasakneye hizmet ediyor sorusunu sormak kaçınılmaz oluyor. İktidarın öngöremediğimiz farklı bir arka plan/senaryosu var ve kamuoyu bundan habersiz midir?

 

Dün güvenlik güçleri aklıselim davranarak yasaklanan meydandan geri çekilmiş ve korkulan gelişmeler yaşanmamıştır. Aksi halde yaşanabilecek olumsuzluklar içinden çıkılamayacak noktalara evirilebilirdi. İktidarın gerekli dersleri çıkardığını umarak medyaya yansıyan Oslo görüşmelerini anımsamak gerekiyor. O görüşmelerde BM’yi de işin içine katmaktan söz edildiğini biliyoruz. Öylesine karmaşık bir süreç ki sağlıklı değerlendirmeler yapmak olası değil.

 

Ortadoğu cadı kazanı gibi kaynıyor.  İttifaklar, dostluklar, taraflar her an değişebilir. Mesela Afganistan’da Taliban ile savaşan güçler Suriye’de aynı cephede yer alabiliyorlar. Türkiye “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesini terk edeli çok oldu. İçeride çözmek zorunda olduğu “Kürt sorunu” varken, evinin içerisinde barış kuramamışken başka ülkelere düzen vermeye kalkışması nasıl açıklanır bilemiyorum.

 

Nevruz yasaklamanın, iktidarın yeniden tedavüle soktuğu 90’ların “şahin politikalarının” işe yaramadığı da görülüyor. AKP iktidarına kendi seçim beyannamesini yeniden okuyup yasakçı yönelimden uzaklaşmasını ummak; hafıza tazelemelerini önererek, karışık kafa ile komplo teorileri kurmaktan uzaklaşmak şimdilik en iyisi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..