Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Nisan '17

 
Kategori
Bayramlar
 

Nifakatöre rağmen...

Saf mıydık neydik bilmiyorum ama mutluyduk biz. 
Yağan yağmurlarda kaldırım kenarlarından oluk oluk akan sularda kağıttan kayıklar yüzdürürken mutluyduk mesela. Ya da sıçan uçurtmanın havada savrulan kuyruğunda. Aydöndüden tekerleği çevirirken, tahta tekerden yaptığımız bilye arabaya binerken mutluyduk. Çamura sapladığımız çividen, bulduğumuz beton bir düzlük üzerinde ayağımızla sürüklediğimiz kiremitten, denizde iç lastikten yapılma şambriyelden mutluyduk. 3 taş, 5 taş, 40 taş ile mutluyduk.
Derslerde öğretmeni dinlemekten, ondan yepyeni şeyler öğrenmekten, teneffüslerde delice koşarak terlemekten, sonra da ağzımızı çeşmeye dayayarak su içmekten mutluyduk.
Varlık yokluk bilmiyorduk. Bazen ağlıyor bazen gülüyorduk. Sınıfları bazen geçiyor bazen kalıyorduk. Bazen süpürge sapıyla, bazen de terlikle haşlanıyorduk. Her şeye rağmen içimize mutluluk zerk edilmişcesine mutluyduk.
Şimdi büyümüş olan o çocuklara bakıyorum da; onlar yine mutlu. Ekonomik sıkıntılara katlanmaktan, ailenin yükünü taşımaktan, çocuklarına ve büyüklerine köle olmaktan şikâyetlenseler de içlerindeki mutluluk onların en sağlam kalesi. 
Yine gülümsüyorlar hayata. Yine sevgi dolular. Yine heyecan dolular.
Türkiyemin aydınlık yüzüdür işte o mutlu çocuklar.
 
Hep gülen insanlar yaşıyor değildi o zamanlarda da, biliyorum. Ülkemin karanlık yüzünde hep haset, hep kavga, hep nefret, hep fesat vardı. Bu karanlık içinde yaşayan çocuklar da vardı. Onlar da büyüdüler bizimle aynı zaman diliminde. Gün geldi, mutsuzluklarının kaynağı sandıkları her şeye vahşice sahip oldular. Edindikleri zaman mutlu olacaklarını düşündükleri her şeyi edindiler. Lakin hâlâ haset, hâlâ kavga, hâlâ nefret, hâlâ fesat içindeler.
Edinim ile değildi ki mutluluk, kazanım idi.
Türkiyemin karanlık yüzüdür işte o mutsuz çocuklar.
 
23 Nisanlar ayrımsız tüm çocuklara armağan edilmişti oysa. Neden bazıları kendilerini bu armağanın dışında görmüş ya da öyle görülmüş ya da öyle gösterilmişlerdi?
Armağana sahip çıkanlar Cumhuriyet'e nasıl sarıldıysa, Atasının kendisine verdiği bu özel bayram ile nasıl kutsandıysa her çocuk bu kucaklanmayı yaşamalıydı. Haset içindeki ana babalarının mutsuzluğunu yeni yetişen bebeler sırtlanmamalıydı.
 
Atatürk biliyordu ki çocuklara verilen değer, ülkenin geleceğine yapılmış en doğru yatırımdı.
Şimdi de biliniyor elbet. 
Ancak o çark şimdi tersine işliyor...
 
Bir türlü rayına oturtulamayan eğitim sisteminin dişlileri çocukları kıyım kıyım kıyıyor. Kapitalist yaşam alınacak milyonlarca çeşit ürünü önlerine sererken, onları almak için kazanılması gereken parayı doğru düzgün yollardan kazanmaya fırsat vermiyor. Masraflar artıyor, kazançlar yetmiyor, ürünün biri eskimeden bir yeni modeli piyasaya sürülüyor.
Sınavlar zorluyor, derslerin yoğunluğundan hayatı yaşayıp zenginleşmeye zaman kalmıyor. 
 
Televizyon desen, evlerin her odasına kadar girmiş kötülük saçan bir hain. 
Eğitimde izlenen politika toplum mühendisliğinde de izleniyor ve tersine işleyen o çark yetişkinleri de lime lime ediyor.
Gülen yüzler soluyor, meraklı gözler endişeyle gölgeleniyor.
Mutluluk azalıyor, mutsuzluk çoğalıyor.
Geleceğe duyulan endişe en mutlu insanı dahi hasta ediyor.
 
Görülmeyen bir el durmaksızın dört bir yanımıza nifak tohumları saçıyor.
Tohumlar büyüyor fidan oluyor, fidanlar ağaca dönüşüp nifak meyveleri vermeye başlıyor.
Aklımıza gelmeyenler başımıza geliyor.
Nifakatör yoluna çıkan ne varsa ezip geçiyor.
****
Yazıya bakıp da mutsuz olmayın hemen, tedirgin olmayın.
Geçmişin mutluluğu öğrenmiş çocukları umutlarını yitirmiş değiller hâlâ. Onlar sımsıkı bağlılar Cumhuriyet'e ve kazanımlarına.
Onların çocukları da neşeyle gülümsüyorlar hayata.
Kin, nefret, düşmanlık nedir bilmiyorlar.
Kültür, sanat, spor, eğitim, insan hakları, hayvan hakları, çevre, doğa ve evrensel değerler peşindeler hepsi.
Onlar olduğu sürece nifakatör ne kadar dökerse döksün yüzünü, ne kadar ağartırsa ağartsın gözlerini, ne kadar bakarsa baksın öyle aşağıdan aşağıdan, ne kadar haykırırsa haykırsın umutsuzca;
O da bilsin ki dünyayı iyilik ve güzellik kurtaracak.
İyi düşünen güzel olur, kötü bir nifakatör olacağına daha geç olmadan iyi bir insan olsun. 
 
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı içindeki o mutlu çocuğu taşıyan tüm insanlara kutlu olsun...
 
23 Nisan 2017 / C.E.Y.
 
Toplam blog
: 336
: 333
Kayıt tarihi
: 22.03.16
 
 

Bursa / Karacabey Lisesi / 1979 ..