Nihayet 100 Oldu

Her iki üç ayda bir adresime “Milliyet Blog yazarı olmak ister misiniz?” şeklinde mailler geliyordu. En sonunda pes ederek, “Tamam giriyorum.” dedim. Formu doldurdum. Kategori olarak eğitim ile sinema arasında kaldım. Zaten sabahtan akşama kadar eğitimin içindeyim yazarken bari başka şeylerle uğraşayım diyerek sinemayı seçtim. Kabul edilmeyeceğinden emindim, çünkü hakkımda kısmına kısa bilgi girmiştim. Başvuru kabul edildi. İlk yazıyı gönderdim. Ne de olsa milliyet. com’da yazımız çıkacaktı. Okunma oranlarının 10.000 olacağını falan sanıyordum. Baktım ve şok oldum. Birinci yazım bir günde 140 civarı okunmuştu. Sonra zamanla alıştım.

Yazdığım sinema yazıları en az 3 günlük bir çalışmanın ürünü. Ciddi bir emek harcıyorum. Önce filmle ilgili araştırmaları internetten yapıyorum. Sonra dergiler karıştırılıyor. Genel kültürlük kısmı varsa kütüphaneye gidip 3–4 çeşit ansiklopediden araştırma yapıyorum. En sonunda film izleniyor. Filmi en az 2–3 defa izleyip, önemli sahneler not alındıktan sonra yazılıyor. Fotoğraf seçerken bir o kadar itinalı davranıyorum. Resim güzel olmalı, yazıyı desteklemeli ama yazıyı aşmamalıdır. Sayfama gelen ziyaretçilerin “Bi resme bak bi de yazıya bak.” demelerini istemem. Bu yüzden cinsellikle ilgili resimleri kullanmam. Başkalarına da karışmam.

Geçen yıl sinema yazıları çok fazla okunuyordu. Bu yüzden ilgisiz kişiler de sinema yazdılar. Belden aşağı sinema yazıları çok güzel okundu fakat zararı da oldu. Bu yıl misafirler fazla sinema okumaz oldular. Çok önceden bazı arkadaşlarla bu durumu görmüştük.

Bazı yazılarım bir günde 1000, 2000, 2900 okunma oranına ulaştı. Aradan geçen aylarda bu yazıları ancak 50–100 kişi okudu. Kimi yazılarım çok düşük oranlarla başlasalar da zamanla gerçek değerlerini buldular. Google sayesinde.

İzmir’e gittim blogcularla görüştüm. Fazla sohbet etmesem de ortamdan çok memnun kaldım. Yazılar insanı birbirine bağlıyor, bunu gördüm. Müsait zamanlarda gitmeyi düşünüyorum.

Bazı arkadaşlarla internet üzerinden görüşüyoruz.

Aradan geçen zamanda 2 kişiyle sürtüştüm. Bana tutarsızsın gibi yazılar yazdı. Aradım taradım yazdığım yorumlarda bir tezatlık göremedim.

Futbol yazmayı bırakarak çok doğru bir karar verdim. Şimdi huzurum çok iyi. Tavsiye ederim.

Çok yorum yazan biriyim. Asla karşılık beklemiyorum.

Evli olduğumu özellikle belirttim ki bayan yazarlar ters anlamasınlar diye. Bazen yanlış anlamalar oluyor. Her insan bir değil.

Bana yorum yazan herkese çok teşekkür ediyorum. İki kişiye ise çok özel teşekkür ediyorum. Beenmaye ve Talip Bey olmasa çoğu yazım yorumsuzluktan kelaynak kuşu gibi kalacak.

Editörlerin işi ise çok zor. Ben de dâhil yaşlı başlı çocuklarla uğraşıyorlar. Çocuğun küçüğüyle uğraşması kolaydır ama büyüğüyle uğraşması çok zordur. Onların en çok takdir ettiğim yönleri çok demokrat olmaları.

*Kenan Gül'ün geride kalan çocukları için bağış yapmak isteyenler Esma Kahraman ile iletişime geçerek hesap numarasını alabilirler. Beytullah Arpacı ne duruyorsun?