- Kategori
- Şiir
Nisa

.............
Çok kolay sundular hayatı sana
O kadar özeldin ki sen ey özel nisa
Bulmak kadar, bilmek de gerek kadrini
Sen bile inanmadın ya ilk duyduğun da hani...
Şimdilerde eser yok eskisinden ya senin
Başka bir sınıftayım,
tanımadım sen kimsin?
Der gibi oldun da,
demekten mi utandın?
Utan utan da,
unutmadıkların da olsun bir kenarında!
Yüz defa anlatsam,
üçyüz de sorsam
Mübarek dudağından
İki kelime
almazdım be hocam...
Artık alma da yok, kalma da...
Ekim'in son günlerinden
Keşke dedirtecek kelime
bırakmadın sözlükten
Her yanlışı bin yanlışla onardım sana sana
Ne derdine derman ne de yar oldun bana
pişmanlığıma pişkinlik
Vicdanıma acizlik yaftası takan sen
Bin sene düşünsen de o minik aklınla
kavrayamazdın zaten
Bir gün anlayacak olursun bel ki
Belli mi olur,
bir an içinden geçmiş olurum
Geçiver boy aynasında arz- ı endam et
Bakıver bir sağına bir soluna
Sonra yapamadıklarına lanet et
Usulca dokun ansızın sızlayan uzuvlarına
Ve tekrarla dur içinden adımı
Sen yerine sana yalvarışlarımı
Cahile laf anlatmak, deveye hendek...
Sen gibisine ancak ya kocakafa kıl ense
Ya da çilli Sığek Köyü horuzu gerek.
Ez cümle beş beden büyük geldim sana...
Varsa eğer çekmişim ben her günahımı
İstersen umursamaz ol,
İster kandır kendini.
Gurura kurban gitti bunca senem
Oysa sen,
Vicdanıma yenikliğimden,
Yirmi sene otlandın hiç düşünmeden
Her ölüye rahmet okunur sessizce
Her gidene kırmızı bir gül ile güle güle...
Yokluğum koymaz amma,
Kimse de geçmez yerime...
Bırakıldığı gibi kalmaz yürek
Acıkmış katıra koklatılmaz her çiçek
Gittim de dönmedim bu kez,
Dönemecindeyken hayatın
Söylencek çok şey yok;
Yok çünkü çok geç
Alışkanlığındır bekle;
Bekle nafile döndüğüm meçhul günü.
Yedin de doydun aç katır gibi,
Bir gülü koklamayı öğrenmedin bir türlü.