- Kategori
- Siyaset
Noktalı virgül
Korkağın tekiydim...
İtiraf edemeyecek kadar korkak olmaktır korkaklığın temeli. O eşiği aşalı biraz olsa da atamamıştım üzerimden korkularımı.
Neden korktuğunu bilmek hastalığa tanı koymak gibiydi. Evet, neden korktuğunu bilen tanıyı koymuş ve tedavi yolunda ilk adımı atmış hastanın geçici rahatlığının tanımıydı. Hastalık geçer miydi bilemezdin ama ilk adımı atmış olmanın safça hatta kendine göre haklı gururunu yaşardın. Neden korkuyordum ki?
Sosyal bilgiler sınavından 90 puan altında almış olmaktan,
Kuran kursunda verilen ezberlerimi yetiştirememekten,
Minyatür kale maçın akşam ezanından önce bitmeyecek olmasından,
Futbol topunun sahibi olan çocuğun kızınca ya da yenilince maç bitti ben gidiyorum demesinden,
Adını sanını bilmediğim aile dostlarının büyüyünce ne olacaksın ya da anneni mi daha çok seviyorsun yoksa babanı mı? tarzı sorularına verebileceğim cevapların yetersiz kalacağından,
Sonra gözleri ilk defa gözlerime değdiğinde kendimi adamdan saydığım o güzel kızın başkasıyla çıkmasından,
ve dahası işte...
Tüm bunların yanında sürekli "Allah'tan korkmak gerek, akıllı olmak gerek yoksa bizi taş eder" veya buna benzer ifadeleri duyan her çocuk gibi taş olmaktan korktuğumu söylememe gerek yok sanırım. Çocukluğun zihnen ve bedenen geride kaldığı dönemde de korkuyu atamıyordu insan. Sadece şekil değiştiriyordu nedenler, bedenler.
Hala ki bu hala kelimesinin "a" harflerinin üzerinde şapka olmalı aslında, korkularım var. Evine ekmek götüremeyen babanın çaresizliği gibi sabit fikirlerine tutunup kalan insanları oralardan alamama korkusu başta geliyor işte. Neye nasıl inandığını bilmeden anladığı halde sırf anlatana inat olsun diye kararında sabit kalmayı marifet sananlarla girdiğim tartışmaları kaybettim diye hiç konuşmayan biri olmaktan korkuyordum. Bu sebeple yazıyorum.
Kendi hastalığının teşhisini kendisi koyan hastalardanım. Aynı dertten muzdarip arkadaşlara seslenmek için yazıyorum, yazacağım. Bu girizgah olsun. Bir sonraki ve muhtemelen ondan sonraki yazılarda siyasetten (kimilerine göre ilm-ü yalan) konuşacağız.