Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '20

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Nörogelişimsel Alanlar

Her insanın beyni birbirinden farklı ve eşsiz; bu eşsiz zihin yapıları ile ortaya çıkan ürünler de doğal olarak birbirinden farklı ve değerlidir. “Eşsiz zihin yapısı” meselesi maalesef en çok da akademik yaşantı içerisinde çoğu zaman göz ardı edilen bir olgu. İyi şeyler yapmaya çalışan, fakat ümitsiz biçimde başarısız olup öğretmenlerini, ailelerini ve daha da kötüsü kendilerini hayal kırıklığına uğratan çok sayıda çocuk var. Bir tarafta okuduğunu anlamakta zorlanan, problem çözmede sorun yaşayan, arkadaşlık kuramayan çocukları için endişelenen aileler, diğer tarafta beklentileri karşılayamadığı için kendini çok kötü hisseden çocuklar…
 
Yetersiz ve değersiz hissettiren anılar
 
Büyüdüklerinde beyin yapılarına göre uzmanlık sahibi olabilme olasılıkları varken, çocuklukta acımasızca her şeyi ne kadar iyi yaptıklarına göre değerlendirilirler. Kendi okul hayatınızı düşündüğünüzde de öz saygınızı zedeleyen, kendinizi yetersiz ve değersiz hissettiren anılarınız olmuştur muhtemelen. Bazılarımız bu hislerle baş etme yollarını, ya doğuştan ya da sonradan edinmişizdir ve bu tür aşağılık duygularından uzaklaşabiliriz. Ancak bazılarımız bu “başarısızlıklar” ın etkisinden hiçbir zaman kurtulamaz.
 
Bir çocuğun yaşamı boyunca, doğru olmadıkları açık olduğu halde “Daha iyisini yapabileceğini biliyoruz” ya da “Kararını verince daha başarılı olacaktır” ya da “Bu çocuğun davranış problemleri var” gibi iğneleyici sözler duyduğunda yaşadığı trajediyi bir düşünün. Daha da kötüsü “gerçekten denemiyor”, “tembel ya da isteksiz”, “demek ki o kadar zeki değil” …  Bu sözler çocuğun akademik açıdan yetersiz, yanlış yaptığı şeyin birinci derecede kendi suçu olduğunu ifade ediyor. Evet, hepsi daha iyisini yapabilir, fakat ancak yetişkinler tarafından doğru anlaşılır ve başarılı olmalarına yardım edilirse…
 
İlk adım ise; bütün bu çocukların harekete geçirilmeyi bekleyen büyük bir güce sahip olduğunu unutmamak! Ardından zihinlerinin zayıflıklarına yönelerek ve güçlü yanlarını daha da güçlendirerek zihinlerini geliştirebiliriz ki bu bilimsel olarak “nöroplastisite” olarak adlandırılan işlemlerin gerçekleşmesini sağlar. Nöroplastisite, beyin esnekliği veya beynin kendini iyileştirme ve yaşanan deneyimler neticesinde yeniden yapılandırma becerisi; öğrenme ve hatırlamanın temelidir.
 
Çocuğunuzun zihninin en iyi ne için donanımlı olduğunu bilmenizin, bu konu ile doğrudan ilişkisi olan mesleki yatkınlıkları hakkında fikir sahibi olmanızı sağlayabilir. Zihin donanımlı olduğu konu hakkındaki yeni bilgileri daha kolay öğrenir ve yeni fikirler üretebilir. Bu durum bireyin, daha kolay öğrenebildiği, zihninde en fazla anlam çıkarabildiği ve üretebildiği konulara güdülenmesini sağlıyor olabilir. Bu durumda acaba “ilgi alanlarımız” diye tanımladıklarımız aslında zihnimizin, yatkın olduğu alana yönelmesiyle mi ortaya çıkıyor?  Küçük bir ipucu; bireyin ön izlemede mükemmel olduğu bir alanı tanımlarsanız, zihninin en iyi ne için donanımlı olduğu hakkında bir fikir edinebilirsiniz. Mesela, onlarca küçük parça bir araya gelince nasıl bir maket ortaya çıkacağını, henüz sadece parçaları görünce tahmin etmek gayet başarılı bir ön izlemedir…
 
Nörogelişimsel sistemin ana karakterlerini sekiz kategoriye ayırmak mümkün. Burada unutulmaması gereken en önemli şey, bu sistemlerin birbirine bağlı olduğudur. Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için hepsi birlikte ve koordineli çalışmalılar. Herhangi bir zamanda, sekiz sistem içindeki işlevlerin tek tek gücü veya koordinasyon problemi okul ve okul dışında performansı doğrudan olumsuz olarak etkiler.
 
Tüm bu biyolojik gerçeklerin kader olduğunu düşünenlere iyi bir haberim de var; bu sistemlerin kapasiteleri değiştirilebilir. Zayıf olan sistem en güçlü olan sistem haline dönüşmeyecektir ancak olduğundan daha güçlü hale getirebilir. Nöroplastisite tam da bu noktada çok değerli hale geliyor.
 
Dikkat Kontrol Sistemi; Dikkat, beynin kontrol merkezidir; öğrenme ve davranışı kontrol edip izlemek için gerekli zihinsel aktivitelerin yeri. Bu sistem dikkat çelicileri süzerek asıl gerekene odaklanmayı sağlar.
 
Bellek Sistemi; Okul yılları hafızanın hayatın herhangi bir döneminde olduğundan çok daha büyük bir gayretle çalıştırılmasını gerektirir. Yeterli zekaya sahip olmalarına rağmen okulda başarısız olan sayısız çocuk vardır, çünkü bu çocukların konuları anlamaları, sonrasında hatırlamalarından daha başarılıdır.
 
Dil Sistemi; Öğrenme beceresi için vazgeçilmezdir. Dildeki sesleri ayırt etme, yeni sözcük dağarcığını anlama, hatırlama, kullanma, konuşurken ya da kâğıt üzerinde düşüncelerini ifade edebilme, sözel talimatların hızına yetişebilmek için gereken kavrayış hızını içerir.
 
Mekansal Düzenleme Sistemi; Bilgiyi bir bütün ya da görsel bir model halinde düzenlenmiş olarak yaratmamıza ya da bilgiyle o şekilde uğraşmamıza olanak verir. Bu sayede parçaların birbirine nasıl uyduğunu algılarız. Bir bütünün bütün parçalarına hâkim olmak, hangi parçanın ne işlev yaptığını bir bakışta görebilmek tam olarak bu sistem ile ilgilidir.
 
Ardışık Düzenleme Sistemi; Belirli bir sırayla kodlanmış olarak zihnimize giren ya da çıkan bilgi zinciriyle baş etmemize yardımcı olur.
 
Motor Sistem; Bu sistem beynin ve vücudun her yerinde bulunan çeşitli kaslar arasındaki sıkı bağlantı ağını yönetir. Kaslara doğru zamanda doğru komutları vermek ve eş zamanlı hareket edebilmek bu sistemin etkinliği için önemli.
 
Yüksek Düşünme Sistemi; Bu sistem gerçek zirveyi, düşünce yeteneğinin doruğunu temsil eder. Problem çözme, mantıklı aklı yürütme, kavramları oluşturup kullanma (hacim kavramı gibi) kuralların ne zaman ve nasıl uygulandığını anlama, karmaşık bir fikrin anlamını kavramayı içerir. Ayrıca eleştirel ve yaratıcı düşünme de yine yüksek düşünme sistemi ile ilgilidir.
 
Sosyal Düşünme Sistemi; Akranlarla etkileşim bir çocuğun hayatta yaşadığı hoşnutluk ya da aşağılanmanın büyük bölümünü oluşturur. Bazı çocuklar arkadaşlık kurmaya ve sağlam bir şöhret edinmeye izin veren belirgin sosyal yeteneklerle doğmuş gibidir; bazılarına ise nasıl ilişki kuracakları öğretilmelidir.
 
Tanıdığınız bir çocuğun nörogelişimsel profili o sıradaki ya da dönemdeki taleplere uymuyorsa hemen vazgeçmeyin ve çocuğun da vazgeçmesine izin vermeyin. Sahip olduğu profilin er ya da geç kendini ortaya çıkarma olasılığı yüksektir. Çünkü zayıf ve güçlü yanların belirli yaşlarda ve bazı durumlarda özellikle iyi işlediğini, ama başka zamanlarda ve farklı şartlar altında aynı şekilde iyi çalışmadıklarını unutmamak gerekir.
 
Yetersiz hissettikleri dönemleri atlatmalarına yardım edin!
 
Öğretimin ve çocuk bakımının en önemli bölümü çocukların kendilerini yetersiz hissettikleri dönemleri atlatmalarına yardım etmek. Bazen üçüncü sınıfta çocuğunuzu tehlikeye atan bir özellik yetişkinliği sırasında onun en değerli niteliği olabilir. Okuma dersi sırasında dikkatin kolayca dağılması ya da hayaller kurma birer dikkat bozukluğu olabilir, ama aynı zamanda yaratıcılığın ve yenilikçi düşüncenin erken belirtileri de olabilir. Metin yazarı ya da müzik prodüktörü olarak kişinin kariyerini destekleyecek “semptomlardır” bunlar. Çocuğun dili anlamadaki sıkıntısı, düşünme olayının çok az kısmını sözcüklerle gerçekleştirmesine neden olabilir. Bunun sonucu olarak da görsel ve mekânsal düşüncesi güçlenir ve yetişkinlikte başarılı bir makine mühendisi olarak kariyerinde fark yaratabilir.
 
Yetişkin hayatı sınırsız sayıda zihin türü için çocukluk hayatında olduğundan çok daha fazla sayıda olanak sağlar. Ebeveynlerin mücadele veren çocuğu övecek şeyler bulmaları, o dönemin okul ve sosyal talepleri nedeniyle zorlandıkları alanlarını güçlendirmelerinde yol göstermeleri ve zihin yapısına uygun günlerin gelmesini beklerken teslim olup depresyona girmesine ve sıkıntıya düşmesine engel olmaları ne hoş olur…
 
Eda Özbay
 
İnsan Kaynakları Danışmanı
 
Öğrenci ve Kariyer Uzmanı
 
Toplam blog
: 6
: 40
Kayıt tarihi
: 04.01.15
 
 

Lisans eğitimini 2004 yılında, Ege Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nde tamamlamıştır. Aynı yıl San F..