Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ocak '12

 
Kategori
Aile
 

Nostalji 2

"Nostalji" 1)-Yurt özlemi, yurtsama, daüssıla.

2)-Geçmiş bir zamana duyulan aşırı bir özlem.

        Adımla ilgili farkındalıklara varmak yıllarıma aldı. Uygulaması da bir ömür boyu sürecek,

kendimi tanımak ve kabullenmek adına.

        Nostalji, nedense ben de hep geleneksel, tutucu yanımı hortlattığı için uzak durmaya

çalıştığım bir alandır. Fakat benim beni hatırlamam için de ona ihtiyacım var. Bilgisayardaki

şu meşhur kişilik testlerinden birini uygulamıştım geçenlerde. "Hangi şekersiniz? " gibi bir

şeydi sanırım başlık. "Lokum" çıkmıştı bana. O günden beri ara sıra lokum alıp yiyorum eski

günleri yad etmek adına. Hem de açıklaması çok hoşuma gitti doğrusu. Lokum alıp yemek;

tek başına, küçük bir kutlamaya dönüştü benim için.

      Lafı daha fazla uzatmadan "Lokum" ile ilgili yazılanları aktarıyorum size: "Geleneksel bir

şekersiniz. Sınırlarınız belli ve önceden ilan edilmiş. Kadim bir hikâyenin parçası olmaktan

mutluluk duyuyorsunuz. Yeniyetmeliklerle işiniz yok. Her türlü deneyimi azar azar, cılkını

çıkartmadan, öğrenerek ve damakta olanca keyfine vararak görüp geçirmekten yanasınız.

Gelip geçici modalarla hiç işiniz olmaz. Siz de geleneğin o yumuşacık lezzeti var. Bir kere

tadan, bir daha unutamaz."       

      Biraz "Türk Lokumu" havası sezdim; ama olsun. Olma nalıncı keseri gibi hep bana bana;

ol marangoz testeresi gibi bir sana bir bana. Ellerine sağlık hazırlayanların.

      Alıntıladığım bir başka paragrafla devam etmek istiyorum yazıma."Nostalji dedikleri,

duyguyu diri tutmuyor yalnız, "atmosfer yaratmak" denen şeyi en alasından yapıyor, üstelik

sık sık da küçük sürprizler sunuyor okura. Sözgelimi, oturtulduğu yerde tedirgin, gözlendiğini, her an azarlanabileceğini düşünen bir çocuğun, duvar saatinin sesini "kalk- git, kalk- git, kalk- git" diye duyması ne hoş bir buluş. Esprili bir anlatımı var Sulhi Dölek 'in. "

     Orijinalliğini bozmamak adına altını çizmediğim sözleri, şimdi buraya aktarıyorum: "atmosfer yaratmak", "sürprizler", "azarlanabileceğini düşünen bir çocuğun"

Bu sözler beni çok etkiledi.

Bu sözlerin çağrıştırdıkları üzerine bir kitap bile yazabilirim, inanın. İstedikten sonra herkesin de yazabileceğine inanıyorum. Çünkü tamamen kişiye özel, malzemesi bol alanlar.

     Altı çizili sözcüklerle ilgili tasarımlarımın arasında çalışma hayatıma ait de bir veri var. O da; o zamanki adıyla ÖSS 'ye hazırlık çalışmalarımda soru hazırlamakla ilgili. Mutfak kısmında olsun veya çözümleme esnasında olsun, en çok sevdiğim soru kalıpları şunlardı söz ve sözcük anlamla ilgili:

     -Yukarıdaki cümleye, altı çizili sözün kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?

     -"............." Altı çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?

     -Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük mecaz anlamıyla kullanılmıştır?

     Çok sık ve zevkle başvurduğum soru kökleriydi dershanede çalışırken. Severek hazırlıyordum ya da çözüyordum "sözün büyüsüne" inanan bir insan olarak. Örneğin, "atmosfer yaratmak" sözünü böldüm, inceledim: "atmosfer" in mecaz anlamı; içinde yaşanılan ve etkisinde kalınan ortam, hava.

"Yaratmak " ise; yine mecaz anlamda; olmasına, ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak. Sözlükteki örnek cümlesi de şu,  yaratmanın: "Bir cazibe yaratmak için ne yapmalı diye düşünüyorduk." F. R. ATAY

     Ben de yazılarımı daha cazip hale getirmek için "Ne yapabilirim? "in üzerinde kafa yoruyorum doğrusu. "Açık Büfe" tanımına uygun, hepsinden biraz faydalanmaya çalıştım dağarcığımdakilerden. "Alakart " usullü yazılara da ulaşabilmek dileğimdir. Tanrı, dileğimi dileğine uydursun, yine de onun istediği olsun.

 
Toplam blog
: 423
: 186
Kayıt tarihi
: 10.10.11
 
 

İkbal Özlen DİNÇERLER. 14.02.1960 doğumlu. izmir Kız Lisesi Edebiyat Bölümünü okudu. Buca Eğitim ..