Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '13

 
Kategori
Deneme
 

Nuh'a dair...

-Satı'm, düşünüyorum da, evli kaldığımız 60 yıl, 21 bin 900 güne tekabül eder.
Seninle tam 21 bin 900 gün
aynı yastığa baş koymuşuz,
aynı havayı solumuşuz,
aynı aşa kaşık sallamışız,
gülmüşüz, ağlamışız, eğlenmişiz,
çocuklarımızın ve torunlarımızın mürüvetlerini görmüşüz;
53 gün arayla da binmişiz bir sessiz gemiye,
bir belirsizliğe doğru yola çıkmışız.
Ama, Tanrıya şükürlerimi sunmak isterim:
Seninle aramıza yıllar girmedi,
sensizliğin acısını duyacak zamanlar girmedi aramıza,
yalnızlığı iliklerimde hissettiğim günler olmadı,
en önemlisi sana kavuştum,
şükretmeliyim, bu yüzden...-

Yıl 1934..
Yer: Anadolu'nun ortasında bir bozkır köyü..
Bir ilk bahar sabahı...
Köyün saygın ailelerinin birinin evinde neşe dolu bir haller seziliyor.
Soran öğreniyor: bir çocukları olmuş..
İlk çocuğu dünyaya gelen Mustafa, baba olmanın verdiği heyecanla, yanaklarından öper eşi Arzu'yu, basar bağrına bebeğini...
Adını Nuh koyar;
Nuh Peygamber gibi adil, cesaretli ve şefkatli olmasını dileyerek,
ona istinaden koyar adını.
19 yaşına geldiğinde, Satı'nın Nuh'u olur.
40'lı yaşlardayken Haca'ca gider gelir, artık 'Hacı Nuh' olmuştur.
Köylülerden bir kısmı ona 'Nukkoca' der, kadınlar 'Nukkoca ağa' derler. (Nukkoca=Nuh Hoca)
İsmini sorduklarında, kafiyeli şekilde 'Hacı Nuh Yılmaz/ burada kalmaz' derdi.
Ve kalmadı...

Satı'yla ardı ardına çekip gittiniz ya Nuh,
evinizin kapısına kilit vuruldu;
Koca Oda'da ki yerin boş kaldı;
caminin yolları ıssız,
sohbetler tatsız,
manilerinin boynu bükük kaldı...
Sen gidince Nuh,
edebiyat ağladı,
'Hiç duyulmamış, bilinmemiş, ama beni iliklerinde yaşatan bir değerimi kaybettim' diye.

Beni yüz siması olarak dedeme benzetirlerdi.
Anneannemden, annemden, babamdan, teyzelerimden, yakın çevreden ve tanıdıklardan bunu çok duydum, 'Sen dedene benziyorsun' diye.
Dünkü yazımda dediğim gibi dedem aşk dolu ve şair ruhlu insanlardı.
Bir çok yakın dostum da bana der: 'Aşkı seven ve şair ruhlu bir insansın' diye.
Dedemden yansıyan yalnız sima olmamış, ruhu da yansımış.

Bir dostuma da,
dedemle anneannemin renkli kişiliklerini anlatmıştım,
o da Buket Uzuner'in 'Su' adlı romanındaki Korkut Dede ve Umay Nine'ye benzetmişti.

Notlar:

Koca Oda: Anadolu'da köy odaları yaygındır; köye gelen yabancı misafirlerin ağırlandığı, parasız otellerden biridir. Bu odalar hem misafir ağırlama işlevi gördüğü gibi, köylülerin oturup sohbet ettiği, çay içtiği mekanlardır.
Koca Oda da, köyümüzün en eski ve en ünlü odasıdır.

Aşkı seven ve şair ruhlu insan olduğuma dair benim bir iddiam yoktur;
arkadaşlarımın yüce gönüllülüğünden doğan bir söylemdir yalnızca.

-Mustafa Yıldırım - 18.06.2013

 
Toplam blog
: 480
: 715
Kayıt tarihi
: 03.11.12
 
 

Konyalıyım. Edebiyat okudum. Amatör yazar ve şairim. ..