Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mayıs '14

     
    Kategori
    Aşk - Evlilik
     

    O'na aşıktım erircesine aşktan. O farketmedi bile...

    O'na aşıktım erircesine aşktan. O farketmedi bile...
     

    Bir Aşk Masalı


    Sümüklü Selin

    Selin mi? Selin ''O''... O eski mahallenin ''Sümüklü Selin'i'' 

    Ben mi? Ben hep, her zaman, daima, sonsuza dek hep ağlayacak olan zavallı... Siz bana kısaca Tolga deyiverin gitsin... 

    Ben onu deli gibi seviyorum, ama o bilmiyor... Söyleyemem, ya onu kayberdersem sonsuza dek...

    İlkokul yılları 80'ler. Selin hem mahalleden, hem okuldan, sınıfta sıra arkadaşım. Kışları çok nezle olup hep burnu akardı, Sümüklü Selin diye alay etse de herkes, o benim Selinim'di.

    Her gün ele ele, yan yana, göz göze. O bana bir şeyler anlatırken, ben sadece gözlerine, dudaklarına saçlarına hayran hayran bakıp yalandan başımı salladığım ama aslında istesem de hiç dinleyemediğim, duman gözlüm, puslu bakışlım, en büyük aşkım...

    Herkesten kıskandığım, sabahları ondan erken uyanıp evinin önünde beklediğim, okul olmadığı gün hasretinden yandığım Selin'im...

    Ben onu deli gibi seviyorum, ama o bilmiyor... Söyleyemem, ya onu kayberdersem sonsuza dek...

    Hep korkardım, aşkımı açık etmekten. Elini tuttuğumda heyecandan kalbimin gümbürtüsünü duyacağından. Ya anlarsa... Ya anlar da kaçarsa benden... ya kaybedersem O'nu sonsuza dek.

    Ben buna da razıyım, yanımda olsun yeter, sesini duyayım yeter, kokusu bana yeter.... Yetmese de!...

    Liseye başladık, Selin bu sefer aynı okulda ama başka sınıfta. Allah'ım o nasıl bir hasret... Zil çalsın da artık, koşsam kalbimin tek sahibine...

    Ben O'nu babasından bile kıskanırken, Selin başka sınıfta, başka arkadaşları var... Kalbimde hep bir yumruk, boğazımda düğüm düğüm sancılar. 

    Her gece yatarken bu son, yarın ona açılıyorum. Ne olursa olsun. O'nu seviyorum hem de çok...

    Ama O beni sevmiyor, ya kaybedersem onu.. Hayır söylemeliyim, sabah ilk işim kalbimi açmak ona...

    O benim arkadaşım, sırdaşım. Daha dün erkek arkadaşı kalbini kırdı diye benim omzumda ağlayan Selinim... Nasıl söylerim, Ya O'nu kayberdesem... Bilmem kaç yüz kez yaşadığım gel-gitler...

    Böyle gelip geçen 11 koca yıl...

    Mezuniyet haftası... Selin bu gün başka güzel, gözleri bir başka ela, dumanlı, puslu....

    Ben onu deli gibi seviyorum, ama o bilmiyor... Söyleyemem, ya onu kayberdersem sonsuza dek... 

    Bana sarıldı balo salonunun balkonunda... Kalbim patlamaya hazır bir volkan gibi... Patlayıp da fışkıracak göğe doğru sanki. Aman Allah'ım ya anlarsa. Ama O beni sevmiyor. Ya kaybedersem onu...

    Selin Ankara'ya gidiyor. ODTÜ yolcusu, bense yine İstanbul'da, zindanımda, karanlığımda...

    Gidiyorum en yakın arkadaşım, sırdaşım, dostum diyor bana...

    Sensiz Ankara çok soğuk, ıssız bana diyor... Ya Ben... Canım gidiyorken canımdan ya ben, nasıl nefes alırım, görmeden, duymadan, koklayamadan.... 

    O'na seni seviyorum diyemedim yine... Hatta tek bir kelime bile edemedim... 

    Ben onu deli gibi seviyorum, ama o bilmiyor... Söyleyemem, ya onu kayberdersem sonsuza dek...

    Selin gitti, okulunu bitirdi, sonra bir mektup geldi bana... Selin evleniyor 2 Hafta sonra... Ben yine yalnız, çaresiz, zavallı aşık... Atladım gittim son kez göreyim diye... Selin nikah masasında, beni farkedip gülümsedi.... Bense can veriyorum adeta...

    Nikahtan sonra tebrik ettim, ve çıkıp gittim gözyaşlarımı kalbime akıtarak.

    Aradan 3 yıl geçti... Kapı çaldı, Annem beni çağırdı, Selin'in annesi kapıda. Oğlum Selin'i 2 ay önce kaybettik, kocasıyla İstanbul'a gelirken bir trafik kazası geçirmiş. Ağır yaralı olarak 20 gün hastanede yatmış.... Sonra Selin'i kaybetmişler.... Allah'ım bu nasıl bir kara haber, nasıl bir afet, bu nasıl bir acı... O nasıl ölebilir..... Kendime biraz geldiğimde Annem ve Selin'in annesi Esma Teyze çöktüğüm köşeden kaldırdılar beni... Oğlum müsait olunca çık gel, Selin hastanede yatarken odasında yıllardır sakladığı ve evde bıraktığı kutuyu sana vermemi vasiyet etti, dedi ve gitti. Bir iki hafta evden çıkmadım, yasımı tuttum, ağladım, yemedim, içmedim, hayata küstüm adeta. Sonra kutu geldi aklıma.

    Esma Teyze kapıyı açtı, Tolga gel oğlum seni bekliyorum kaç gündür. Selin'in odasına dokunmadık gittiği günden beri, odayı tasfiye ediyorum, sen gelmeden dokunmak istemedim dedi. 

    Girdim aşkımın odasına. Kokusu sinmiş her yana... Yatağına uzandım, O'nu hayal ettim her şeyden acizane..

    Kutu yatağın altındaydı, çekip aldım koydum yatağın üzerine. O'na 15 yıl önce aldığım beyaz gül, hani kırmızı almaya cesaret edemediğim o beyaz gül. Selin'le okulda, mahallede, cafede, piknikte kız kulesinde çektiğimiz fotoğraflar. Sadece ikimizin olduğu ve benden habersiz tek benim olduğum çektiği bir iki resim daha... Kafam karıştı, bunlar da neyin nesiydi. Sonra Selinin yavru ağzı renginde günlüğü.... Rasgele bir sayfa açtım... 

    Sanki 100 bin volt elektrik beynimden girip kalbime aktı... Titremeye başladım, bedenimi hissetimiyordum sanki, hefes alamıyordum, zaman durdu.... 

    Sadece şu cümle gözbebeklerime odaklı... ''Ben onu deli gibi seviyorum, ama o bilmiyor... Söyleyemem, ya onu kayberdersem sonsuza dek''...

    Her sayfasında, her günüde aynı söz, ''Ben onu deli gibi seviyorum, ama o bilmiyor... Söyleyemem, ya onu kayberdersem sonsuza dek''...

    Allah'ım bu nasıl bir acı, O beni severken, Ben O'na ölürken, bu nasıl bir acı.... 

    Daha sonra yaşadıklarımı tarif etmeye, herhangi bir kelime, sözcük, cümle bulamam....

    Ben Tolga... Şu anda 47 yaşındayım... Hiç evlenmedim... Yalnız yaşıyorum...

    Hayatımın geriye kalan kısmını pişmanlık, acı, ızdırap, kendime olan öfkelerimle geçirmek, ve ağlamak şu an tek uğraşım....

    ''Ben onu deli gibi seviyorum, ama o bilmiyor... Söyleyemem, ya onu kayberdersem sonsuza dek''... Demeyin asla...... O'na hemen, şimdi, şu an her neredeyse ertelemeden sevdiğinizi söyleyin derim size... Yoksa ömrünüz keşkelerden ve koca bir pişmanlıktan ibaret olur benim gibi... Sevmek bir erdem ise, söyleyemedikten sonra koca bir pişmanlıktan başka bir şey değildir...

    Sevgilyle Kalın

    Sena HALİT

     
    Toplam blog
    : 1
    : 690
    Kayıt tarihi
    : 14.04.14
     
     

    Hayata farklı açıdan bakmak, ayrıntılarda gizli, kimsenin farkedemediği detayları görmek. Sizin b..