Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Temmuz '10

 
Kategori
Siyaset
 

Öcalan’ı boşuna orada tutuyorsunuz !!

Öcalan’ı boşuna orada tutuyorsunuz !!
 

Öcalan ha Kandil'd, ha İmralı'da farklı olan ne ?


İmralı tutuklusu Öcalan’ın terör örgütü PKK’nın 1 numaralı lideri olma özelliği hala var mıdır, yok mudur ?

Bu nasıl soru diyenleri duyar gibiyim. Elbette ki, herkesin cevabı ‘Evet, Öcalan Pkk’nın hala 1 numaralı lideridir’ olacak. Çünkü Öcalan’ın doğal liderliği hapiste olmasıyla sona ermedi. Hala, Pkk tarafından saygı duyuluyor, emirleri bekleniyor, sempatizanları tarafından da hala seviliyor. Bunu, her gün sokaklarda, meydanlarda yürüyüşler ve taşkınlıklar yapanların attığı sloganlardan da rahatlıkla anlayabilirsiniz. Her nekadar bu durum Bdp ve PKK’nın baskısı ve yönlendirmesi ile mi oluyor, yoksa Kürt kökenli vatandaşlar, bilerek ve isteyerek mi yapıyorlar, tartışılır. Ama bir gerçek var ki, bu durum da Pkk sorununu çözmekte zorluklar oluşturuyor.

Gelelim başlıktaki sorunun açılımına;

Neden teröristbaşı Öcalan İmralı’da boşuna tutuluyor ? Bu soruyu Bdp ve Kürtler tarafına sorarsanız, kimine göre Öcalan suçsuzdur, kimine göre yeterince içeride yatmıştır, kimine göre içeride tutulduğu sürece Kürt sorunu çözülemez durumdadır.

Şimdi bakınız. Yukarıdaki açıklamaların hepsi aynı kapıya çıkar. Ben bunların hiçbirine katılmıyorum. Başlıktaki ironiyi, kaç kişi hissetti bilmiyorum ama Öcalan’ın İmralı’da tutuklu tutulmasının kanımca çok da faydası yoktur. Nedeni ise gayet basittir. Öcalan hapiste tutuklu olmasına rağmen, çok rahatlıkla örgütle temasa geçebilmektedir. Her nekadar, elinin altında iletişim cihazları, emri altında elleri kirli pkk ordusu yoksa da, kendisini sürekli ziyaret eden avukatları onu orada hiç boş bırakmıyorlar. Her ziyaretleri, herhalde çok özledikleri için değildir. Bu avukatlar, örgüt ile Öcalan arasında kurye ve iletişim organı gibi çalışıyorlar. Görüşmede Öcalan avukatlarına talimatlarını ve isteklerini bildiriyor, bu talep, talimat ve istekler anında, canlı iletişim organları ve teknolojinin yardımı ile başta Kandil ve muhtelif yerlerdeki örgüt militanlarına ve elebaşlarına ve elbette ki örgütün 2. Adamı Karayılan’a ulaştırılıyor.

Takip edin, avukatlar ne zaman Öcalan’I ziyaret etse, birkaç gün sonra gazetelerde, örgütten bir açıklama yer alıyor ya da Öcalan’ın ağzından avukatlarının açıklamaları yahut da, BDP’lilerden sert açıklamalar okuyorsunuz. Bunların pek çoğunu sanki örgüt ya da Bdp’liler kendisi söylüyormuş gibi lanse edilse de, ne örgüt yetkilileri, ne de Bdp’liler kendi başlarına açıklama yapamazlar. Bu bir gerçektir. Bu haberlerin çoğu örgütün haber kanallarında ve özellikle Fırat haber ajansında ve televizyonlarda yayınlanıyor. Sonra da ulusal basına malzeme oluyor. Hatta, takip edin her Pkk eyleminden önce muhakkak Öcalan bir şeyler yumurtlamıştır. Pkk da gereğini yerine getirmiştir. Sonrasında şehit cenazeleri ardı ardına gelir ve Pkk tartışılmaya başlanır..

Yine o açıklamalardan biri daha geldi. Bu sefer de Öcalan şunları buyuruyor. Diyor ki ;

“Çözüm süreci gelişmezse özel savaş lobileri devreye girer ve denetimi imkansız bir süreç başlar" diyen Öcalan, son günlerde meydana gelen saldırıları değerlendirmiş ve Kürt sorunun çözümüne dönük görüşlerini de yine kendi üslübunca ve bir yerlere mesaj göndererek şöyle diyor :

"Bu son çatışmalar da saldırılar da ortaya çıkardı ki, Kürt sorunu en temel sorun olarak ortada duruyor. Diğer sorunları gölgeliyor, kendini dayatıyor. Halkta da büyük beklentiler her yerde bir heyecan ve hareketlilik var. Bu konuda benden de beklentiler var. Bir açıklama bir çözüm önerisi bekleniyor herhalde. Çatışmasızlık konusunda, çatışmaların durdurulması konusundaki beklentilerdir bunlar. Bu beklentiler Kürtlerde, halkımızda var. Benim Kürt sorununun çözümündeki tercihim bilinmelidir. Ben Kürdistan Devrimi’nin derinleştirilmesi yoluna da gidebilirdim. Kürdistan Devrimi’nin derinleştirilmesi demek Vietnam devriminde olduğu gibi milyonlarca insanın ölümü demektir. Ben bu yolu tercih etmedim, demokratik yoldan çözümü tercih ettim. Kürt sorunun demokratik çözüm yöntemini tercih ettim. Tabi Kürt sorunun demokratik barışçıl çözümü için benim daha önce de belirttiğim görüşlerim vardı, bunlar biliniyor. Sorunun çözümü demokratik Anayasa ekseninde yapılacak düzenlemelerle mümkün kılınabilir. Demokratik anayasa talebi temel beklentimizdir. Sorun bu eksende yapılacak düzenlemelerle çözülebilir. Bu demokratik Anayasa inşasından önce pratik olarak bazı adımların atılmasıyla başlanabilir, bu bir nevi çözüm konusundaki iyi niyetin ifadesidir ayrıca psikolojik atmosferin oluşturulması için gerekli kanuni düzenlemeler de yapılmalıdır. Seçim barajının düşürülmesi, Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılması, çocukların meselesinin halledilmesi, KCK operasyonlarında tutuklananların serbest bırakılması, parti içi demokrasinin geliştirilmesine ilişkin hususlarda yasal düzenlemeler, iyileştirmeler yapılabilir. Bu konularda yapılacak iyileştirmelerle birlikte son olarak demokratik anayasa hazırlanabilir. Benim sorunun çözümünde öngördüğüm yöntem budur."

İşte böyle diyor Öcalan. Öcalan böyle konuşunca da bu söylem Bdp’lilerin ağzından düşmüyor. Öcalan’ın söylemi siyasi söylem haline geliyor. Bakın gözlemleyin, çok kısa bir zaman diliminde yukarıda koyu olarak işaretlediğim sözler BDP’lilerin ağzından düşmeyecek. Ve diğer söylemleri de beraberinde ekleyecekler. Öcalan serbest bırakılsın, Operasyonlar durdurulsun diyecekler. Ama asla Pkk silah bırakmalı demeyecekler.

Öcalan bu talimatları dağdayken de veriyordu, şimdi düzde yine veriyor. Teröristbaşı rahatlıkla tabanına ve örgüte talimat verebiliyorsa, neden İmralı’da tutup da milyarlarca lira masraf yapıyorsunuz. Ya salın gitsin, ya da gereğini yapın..

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..