- Kategori
- Kitap
OD

sen sende iken menzil alınmaz,bahr olmayınca gevher bulunmaz
İskender Pala'nın okuduğum ilk eseri "Kitabı-ı Aşk" idi. "Sevgi neydi? Bir çuhayı ipek görebilmek miydi? Toprağı amber niyetine koklamak mı? Varlık olmak mı? Varlıktan geçmek mi? " Gibi cümleleriyle yüreğimde bir iz bırakmıştı.
Yunus Emre denilince aklıma ilk gelen; köy köy gezip odun toplayan, bir taşa baktığında bir çiçeğin zerafetini gören, bir yaprağa baktığında ise Allah'ın hikmetini düşünen bir insan beliriyordu zihnimde.
"Od" u okuyunca zihnimde canlandırdığım Yunus Emre hayat buldu adeta.
İskender Pala, Yunus Emre'nin hamlıktan dervişliğe geçiş süreciyle; savaşların bitmediği, ihanetlerin, acıların, mazlumun gözyaşının dinmediği Anadolu'yu birbiriyle öyle harmanlayarak anlatmış ki, Yunus Emre başka topraklarda yaşayamazmış zaten diye düşünüyorsun.
13. yüzyıl Anadolu'sundan günümüze miras kalan kültürün temelidir Yunus Emre, Molla Kasım, Tapduk Emre, Hacı Bektaş ve daha niceleri..
Kitap da geçen osmanlıca sözcükler kitabı elinizden bıraktıracak kadar yoğun değil. Hatta yeni kelimeler öğrendiğim için benim hoşuma gitti.
Okunmalı bu kitap bence. Okunmalı ve sevgi kelimseinin anlamı bir kez daha düşünülmeli. "Bilmektir sevgi.. Noksan bilgi ise ayrım ve ayrımı olmayan bir hezeyandır. Şimşeği güneş sanır! "