- Kategori
- Şiir
Öğelerime ayrıldım
http://www.fotokritik.com/1138978
Sisli ovaların kanatsız sevinçlerin
ormanlarında fantastik oyunlar içinde
gelişiyor ve alışıyorum.
Etrafım çepeçepre kuşatılmış
şüpheli şifrelere...
Kerpiçten kuleler dikip,
köpük olup yıkıyorum ardından yapıtımı...
Şahlanıp, durulup çalımlarımı sayıyorum
ikide bir.
Gerilip fırlayacak bir ok gibi
çıkışlarım oluyor zaman zaman
Yansımalarım bölünüp,
serseri gezinişlerle yine bana dönüyor ki
o zaman parçalanıyor ruhumun
öksüz demeti.
Gözlerimin kapalı olduğu anlarda
kendimi körebe oyununda buluyorum.
Şipre kokularını tadıyor,
şarap bağlarında denizi arıyorum.
Bütün kapılar tersine açılsa,
yüreğimin nehirleri
hangi tarafa koşmalı?
Mendile nakış gibi işlenmiş gözyaşları,
hazan gülümseyişlerde
kendi yontusuna sarılır mı?
istediğim sadece;
billur iklimlerde
bir ömrü mutlu devirebilmek...
Göktaşlarında kusurlar arayıp,
palmiye gölgeliğinde
ambalajlanmış gülüşler arıyorum
dost diye diye...
Ulu çınarın sesine yürüyorum.
Pervazlarıma yanaşıyor
ruhumun oyuklarından
kendi giziyle sızan
kan revan yaralarımın
kabuk bağlayışını görüyorum.
Yaşantı sihirbazının
Fırçalarının püskürtülen damlalarında
utangaç mizacımı çaktırmadan bulup
saklıyor ellerim.
Sahi
hangi valize kaldırdım çocukluğu mu?
Isınan ve yanan kiremitler gibi
dönüp dönüp sorular soruşumu tetikleyen
hammadde de ne?
Uğuldayan yalnızlığımı
dikili olduğu yere gidip
eşelemek hoşuma gidiyor..
Tüm bu duygu cümbüşüyle
saçak köklerimin her biri ayrı yöne eser,
yinede bulurlar püsküllerini...
ormanlarında fantastik oyunlar içinde
gelişiyor ve alışıyorum.
Etrafım çepeçepre kuşatılmış
şüpheli şifrelere...
Kerpiçten kuleler dikip,
köpük olup yıkıyorum ardından yapıtımı...
Şahlanıp, durulup çalımlarımı sayıyorum
ikide bir.
Gerilip fırlayacak bir ok gibi
çıkışlarım oluyor zaman zaman
Yansımalarım bölünüp,
serseri gezinişlerle yine bana dönüyor ki
o zaman parçalanıyor ruhumun
öksüz demeti.
Gözlerimin kapalı olduğu anlarda
kendimi körebe oyununda buluyorum.
Şipre kokularını tadıyor,
şarap bağlarında denizi arıyorum.
Bütün kapılar tersine açılsa,
yüreğimin nehirleri
hangi tarafa koşmalı?
Mendile nakış gibi işlenmiş gözyaşları,
hazan gülümseyişlerde
kendi yontusuna sarılır mı?
istediğim sadece;
billur iklimlerde
bir ömrü mutlu devirebilmek...
Göktaşlarında kusurlar arayıp,
palmiye gölgeliğinde
ambalajlanmış gülüşler arıyorum
dost diye diye...
Ulu çınarın sesine yürüyorum.
Pervazlarıma yanaşıyor
ruhumun oyuklarından
kendi giziyle sızan
kan revan yaralarımın
kabuk bağlayışını görüyorum.
Yaşantı sihirbazının
Fırçalarının püskürtülen damlalarında
utangaç mizacımı çaktırmadan bulup
saklıyor ellerim.
Sahi
hangi valize kaldırdım çocukluğu mu?
Isınan ve yanan kiremitler gibi
dönüp dönüp sorular soruşumu tetikleyen
hammadde de ne?
Uğuldayan yalnızlığımı
dikili olduğu yere gidip
eşelemek hoşuma gidiyor..
Tüm bu duygu cümbüşüyle
saçak köklerimin her biri ayrı yöne eser,
yinede bulurlar püsküllerini...