Oğluma mektuplar-5

Sen Benim Gururum, onurumsun. 

Resimlerini aldım dediğin adresten. 

Gözlüklerim arabamdaydı. Telaşla otoparka doğru yürümeye başladım. Resimlerin oldu zarf elimde ama gözlüklerimi almadan bakmak istemiyorum. O nedenle adımlarım sıklaştıkça sıklaştı. Ama içimi kemiren duydu yakamı bırakmıyordu. 

Acaba oğlumun asker resmi nasıldı? 

Dayanamadım, durdum bir an zarfı açtım, yooo bana yanlış zarf verdiler deyip süratle geri döndüm. Telaşla “ya siz bana yanlış resimler verdiniz, bana Ahmet’imin resimlerini verin çabuk” dedim... Oğlumun ortağı ve çalışanlar önce birbirlerine baktılar sonra bana “Metin amca o resimler Ahmet’in” demezler mi? 

Şok oldum. 

Onlar bıyık altından gülerken ben kendimi o mekandan dışarı attım. Merak ve heyecanla resimleri zarftan çıkardım tekrar tekrar baktım. “Berem Gururum Tankım Onurumdur” yazan üç resmini gördüm oğlum. 

Kalbim nasıl çarpamaya başladı anlatamam sana… Gerçekten o bere sana gurur, o tank sana onurdur. 

Tıpkı sen benim gurum ve onurum olduğun gibi. 

Bu noktada Mehmet Akife bir atıfta bulunmak istiyorum. 

“Asım ve Asım'ın temsil ettiği değerler sistemi hiçbir zaman tarihte kalmış, efsaneleşmiş, mitolojik bir kavram değildir. Asım dün, yani düveli muazzamanın topuyla tankıyla geldiği dünde değil, Asim askerde Mehmetçiktir, memleketin en ücra köşelerinin okullarında öğretmendir. Asım, gücün, zulmün, zorbalığın karşısında asla boyun eğmeyendir. O, hakikati eğip bükmeyendir. O, şartlar ne olursa olsun, hakkı tutup kaldırandır.” 

Bu duyguya kapıldım oğlum. Gözlerimde yaşlar gururla onurla aktı yine. 

O ne heybet oğlum? Bu kadar kısa zamanda sana bu imanı bu gücü nasıl verdi asker ocağı. O ne biçim poz öyle? 

Tek başına bir dünya gibi geldin bana. Peygamber ocağı seni ne kadar güçlü, ne kadar muhteşem hazırlamış oğlum, tanıyamadım. 

Verdiğim bütün vergiler helal olsun sana ve silah arkadaşlarına… 

Kısa zamanda askerini bu kadar donanımlı hale getiren bir kuruma değil malım, canımda feda olsun. Bilirdim askerimi ama seni görünce yedi bin yıl devlet olmanın dayandığı kaynağı gördüm. O ne muhteşem bir varlıktır. 

Ne muhteşem bir gururdur, onurdur Türk Askeri olmak. 

Sana uzanan ellerin dün olduğu gibi bugün de nasıl paramparça edileceğini şimdi daha iyi anladım oğlum. 

O bilek bükülmez oğlum, anladım... 

Bu gece daha mutlu daha hüzünden uzak, daha gururla kapatacağım gözlerimi. Benim oğlum Türk Askeri diyeceğim ve daha bir güvenle dalıp gideceğim bin yıllara…