- Kategori
- Anılar
Öğrencilik anılarım depreşti
Yurt dışına çıktığımda henüz 17 yaşında bir genc kızdım. Ailem yakınlarım da yoktu yanımda. Sadece eşim vardı. Farkli din ve kültüre mensup insanlarin arasinda olmam; ögrenme ve arastirma merakimi tetikliyordu.
Ilk yillar ülkemi ve yakinlarimi pek fazla özlemedim. Disiplinli olmayi severdim onu buldum burada. insanlarin birbirlerine saygili olmalari, cevrenin temiz ve bakimli olmasi dikkat ve ilgimi ceken önemli faktörler oldugu icin entegrasyon sorunu yasamadim.
Özlemini cektigim arzu ettigim özgür yasam tarzini hemen benimsemistim. Dejenere olmadim.
Iki ülkenin farkli kültürünü sentezledim.
Irk, din, dil, ülke, egitim, varlikli, varliksiz oldugunu gözetmeksizin her insana önce insan oldugu icin saygi duymayi, evrensel, objektik düşünmeyi ögrendim. Düşünmeyi ve arastirmayi seven, bariscil bir iç dünyam olustu.
---
Istiklal Marşımızı ve diger milli marşlarımızı severim.
Dinlerken, milli bayramlarımiz kutlanirken hep gözlerim dolardi/dolar. Özellikle cok sevdiğim
Genclik marsi'ni hala okul siralarinda duydugum heyecanla dinlerim.
Dağ basini duman almis
Gümüs dere durmaz akar
Günes ufuktan simdi dogar
Yürüyelim arkadaslar...
Sesimizi yer gök su dinlesin
Sert adimlarla her yer inlesin
Bu gök bu deniz nerede var
Nerede bu daglar taslar
Bu agaclar güzel kuslar
Yürüyelim arkadaslar...
Unutmadigim ve sevdigim bir okul sarkisi:
Daha dün annemizin kollarinda yasarken
Simdi okullu olduk
Siralari doldurduk
Sevincliyiz hepimiz
Yasasin okulumuz
Ilk okulda arkadaslarimla birlikte söylerdik bu sarkiyi.
Ilk okula basladigimda siyah önlügümü ( okul üniformasi) giymek mutlu ederdi beni. Okullu cocuk oldugum icin gurur duyardim.
Her sabah okul bahcesinde toplanir koro halinde Istiklal Marsi söylerdik. ama icten yürekten. Beyaz bebe yakali siyah önlüklerimizle siniflarimiza kosar siralarimiza otururduk saf ve temiz civil civil, minicik minicik ögrencilerdik. Bugün neler ögrenecegiz diye heyecanlanirdim. Uslu ve uysal bir cocuktum. Melahat adli sinif ögretmenimizi severdim ondan birseyler ögrenmek onun gözüne girmek "aferin" sözcügünü duymak icin calisirdim.
Okul üniformasini giymis olmanin verdigi mutluluk sevincime sevinc katardi. Ögretmenlerime, kurallara saygim o siralarda baslamisti.
Güzel ülkemi ve insanlarini hicbir ülkenin insanina KESIN DEGISMEM!
Biz Türkler gecmise dayali enteresan milletiz.
Eksi ve artilarimizla bir bütün olarak seviyorum ülkemi.
Duyarli vatandas olmak bir ayricaliktir. Her vatandas ülkenin cikari ve menfaati icin üstüne düsen vatandaslik görevini önemseyerek gerekeni yapmalidir.
Yürekleri insan ve ülke sevgisiyle carpan yalan sözlerden kendini sakinan, dürüst evlatlar yetistirmek mutlu toplumlarin olusumu icin bir yatirimdir. O cocuklar arasinda ülkemizi yönetecek yetiskinler cikacaktir.
Bir cogumuz ekonomik sikintilar icinde evlatlarimizi büyütüyor olabiliriz. Ancak cocuk egitimi ihmale gelmiyor. Kendini ve insanlari seven, saygili, dürüst azimli, caliskan insanlari topluma kazandirmak elbette her anne babanin hayali olmalidir.
,,,,,,
Gecenlerde bir blog arkadasimizin cocugunu ögretmen okulda en güzel giyinen talebe diye tanitmis.
Diger bir cocukda en kötü giyinen talebe diye sinif arkadaslarinin önünde teshir edilmis.
Temiz ve derli toplu giyinen cocugu örnek gösteriyorken, camurlu giysili cocugu, pis giyinen cocuk diye arkadaslarinin arasinda kücük düsürmemeliydi ögretmen. Belki bilincli ya da farkinda olmadan gösterdigi bu tutum büyük bir hatadir. Giyim, bilgi ve kültürleri farkli diye ayrimcilik zihniyetini cocuklara asilamamaliydi.
Herseye ragmen her cocuk eksi ve artilariyla farkli birer degerdir. Birbirlerini olduklari gibi kabul etmelerini saglayacak egitimler verilmesi gerekir.
Cocuklugumuzda bu ve benzeri yanlis egitimlerle dislanmanin faturasini yetiskin oldugumuzda almisizdir.
Özellikle cocuklarla iletisimimizde özgüvenlerinin gelismesi, bilincli, bilgili, saygili, caliskan ve yardimsever olmalarini saglamak icin egitim süreclerinde cok daha duyarli olmamizin gerektigine inaniyorum.
mine