Öğretmen ne yapsın?...

Milli eğitim bakanlığına bağlı anaokulu, ilköğretim, lise ve meslek okullarında altıyüzbin öğretmen görev yapmaktadır. Okullarda nasıl bir eğitim verileceği, eğitimin niteliği, eğitim politikası ve eğitimde uygulanacak ilkeler, mili eğitimin temel esaslarında belirtilmiştir. 

“ Atatürk’e göre, eğitim milli ve çağdaş olmalıdır. O, ”dünyanın her türlü ilminden, buluşlarından, ilerlemelerinden yararlanılmalı “ demiştir. Milli eğitim sistemi, Türkiye Cumhuriyetinin dayandığı temel ilkelere uygun ve onları geliştirici, güçlendirici esasları kapsamalıdır. ” 

Okul toplumunu oluşturanlar öğrenciler, öğretmenler ve yöneticilerdir. Eğitim kurumlarında uyulması gereken kurallar vardır. Okulda okul kurallarına okul toplumunu oluşturanların hepsi riayet etmelidir. Birsi riayet etmediğinde kimsenin tasvip etmediği olaylar meydana gelmektedir. 

Öğretmenler ve çalışanlar disiplin kurallarına uymak zorunda, aksi takdirde soruşturma geçirir ve cezalandırılır. İlköğretim okullarında disiplin cezası ve sınıfta kalma yok. Aslında okul değiştirme var. Bu da uygulanmıyor. 

Bazı okullarda öğretmenlere idari baskılar yapılıyor, bununla da yetinmiyorlar öğretmeni okul içinde ve dışında yetişkin kişileri, gençleri ve çocukları kullanarak rencide ettiriyorlar. Öğretmenler odasında bir öğretmen diğerine “ okul idaresini kastederek, onlar ne derse yapacaksın yoksa seni rahatsız ederler, seninle uğraşırlar. Bütün okullarda bu böyle. " Aslında öğretmenlerin bir çok sorunları var. Bu sorunlar yaşadıkları stres ve üzüntü onları yıpratıyor. Sendikaların öğretmenlerin karşılaştığı sorunları yeterince dile getirmedikleri düşüncesindeyim. 

Okul müdüründen, müfettişine kadar herkes öğretmeni suçluyor. Okullardaki başarı veya başarısızlıklardan sadece öğretmen mi sorumlu?... Öğrencilerin, velilerin, yöneticilerin suçları yok mu?... Öğrencilerin başarıları sadece sınavlarda aldığı notlara ve derecelere göre değerlendirilmesi doğru mu?... 

Sizler okullarda öğretmenlerimizin yaşadıkları sıkıntıları biliyormusunuz?... 

Geçen yıl emekli olan bir öğretmen arkadaşımız “öğrenciye kızıyorsun, bağırmak zorunda kalıyorsun. Çocuğa bir şey söylediğimde, azarladığımda, ben üzülüyorum, ben rahatsız oluyorum. Okullarda zaten disiplin uygulanmıyor.” 

Okul idarecileri öğrenci ve velinin şikayetinden çekiniyor. 

Öğretmen sınıfta öğrencileri motive etmek, çalıştırmak ve susturmak için ecel terleri döker. Öğrenciyi tahtaya çıkarır, ayakta bekletir. Sinirlenince dayanamaz bir iki tokat atar. Ertesi gün televizyon veya gazetelerde manşet olur ve soruşturma açılır. 

Peki hiç düşündünüz mü öğretmen bu davranışları niçin yapıyor?..

Öğrenciler okulun kurallarına uysalar, böyle olaylar meydana gelir mi?... 

Hepimiz okul sıralarından geçtik. Onlara kızdığımız olmuştur. Ancak öğretmenlerimizi daima sevdik ve saygı gösterdik. 

Öğretmenimizin yanlış davranışını gördüğümüzde, niçin böyle davrandı diye sorduk mu?... 

Elinde yetki olmayan öğretmen kendisini güç durumda bırakan olaylarda ne yapması gerekir?... 

Bilmediğimiz duymadığımız sayısız olay var. 

Atatürk’ “Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” demiştir. 

Öğretmenlerimiz bu görevini nasıl yerine getirecek?... 

Biz devlet ve toplum olarak öğretmenlere gereken saygı ve sevgiyi gösteriyor muyuz?.. 

Ne dersiniz sevgili okurlar?... 

Günlerinizin sağlıklı ve mutlu geçmesi dileğiyle hoşça kalın!.... 

Ahmet Demir 

Kaynak : 1-Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi 

8. Sınıf Ders Kitabı sayfa.132 

Milli eğitim yayınları -2003