Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '08

 
Kategori
İnançlar
 

Öğüt vermek çok kolay

Önce insan hatasını giderme ve kendisini yetiştirme yönünden öncelikle kendini düşünmelidir. İyi yönlerini geliştirmek isteyen kişilerin, başkalarıyla uğraşarak vakitlerini heba etmeleri uygun değildir.

Her birey kendi kusurunun farkında olmalıdır. Kusurunun farkına varan kişiler, öncelikle kendi dünyalarını düzene koymalıdırlar.

Gerçek şu ki; biz akıl verme yerine, önce kendimiz söylediğimiz düşünceleri uygulayabilmeliyiz. İnsanlara telkinde bulunmadan önce, nefsimize telkinde bulunmalıyız.

Önce kendimizi hesaba çekme centilmenliğini göstermeliyiz.

Kendimiz insanlara bahsedeceğimiz konuları uygulamalıyız ki, faydası olduğuna inandığımız fiilleri, karşımızda ki kişilere teselli olarak sunabilelim.

Bizim en kötü huylarımızdan bariz olanı önce kendimize iğneyi batırmıyoruz.

Çuvaldızı da, iğneyi de karşımızdaki insanlara dokunduruyoruz. Dolayısıyla önerilerimiz doğru olmasına rağmen, kendimiz yaşamadığımızdan, yaşanırlığı da olmadığından, havada kalıyor. Çünkü ne kadar doğru olduğunu yaşamadığımızdan.

Başkalarına öneride bulunma yerine, önce kendimize öncelik tanımamız gerekiyor. İnsan başkalarından önce kendine öğüt vermelidir. İç dünyasını geliştirmeli ve değiştirmelidir.

Öğütlerin içeriğini kendisi yaşadıysa ve gerçekten etkin sonuç aldığına inanıyorsa, başkalarına tavsiyesine sözümüz olmaz. Laf olsun, torba dolsun kabilinden konuşmalar hiç inandırıcı gelmez bana.

Sosyal hayattan kopan veya sosyal hayatın kurallarından biç haberi olmayan insanların tavsiyeleri tabiat kurallarına aykırılık arz ediyor. Çünkü insanların verdiği eziyetlerden habersiz yaşayan birinin, sabrı tavsiye etmesi sizce gülünç mü?

İnsanlar göstermelik konuşmalarından olacak ki, konuşma ve tavsiyelerden netice alınmıyor. Hoşlanılmayan davranışları kendimizin uzağına atma becerimiz var zaten. Kapıya oturuyoruz âleme nizam veriyoruz

Yalnız bizim huyumuzun önce diğer insanlara akıl vermeye yönelik oluyor. Böylece kendimizi unutuyoruz. Kendini unutan insanında hiçbir şekilde başkalarına etkisi olmaz.

Hayatta yaşanması mümkün olan, her olumlu ve olumsuzluğu yaşayan insanların anlatımını can kulağıyla dinlerim. Hissemi alırım. Birçoğumuz bunu yapmaktadır, böylece tecrübe kazanmış oluruz.

Geçenlerde yöremizin sivil toplum örgüt temsilcisinin istifası konuşuluyor. İstifa etmemeli görüşü ağır basıyordu. Herkes ahkâm kesiyordu.

Çeşitli fikirler serde dildi. ben olsam direnirdim diyen, ben olsam asla terk etmezdim ve buna benzer uzun süreli konuşmaları vardı. Tabi başına gelmeyen anlamaz, anlasa da tam konuya vakıf olamaz.

İşin içinde olanlar bilirler. Dışta olan bizler gerçekleri bilemeyiz. Böyle hararetle temsilciliğe devam etmeli diyen arkadaşın hayatından örnek verildi.

Sözlerle amelin birbirini nakzetmemesi ve mutabık olmasının gerekliliği için dediler. Arkadaşımız ayrılan kişiye çeşitli fikirler serdetmiş. Tabiri caiz ise akıl hocalığı yapmış.

Orada bulunanlardan birinin o akıl veren kişiyle buluşması gerekmiş. Buluşmaları için cep telefonundan arar. Hararetle sabrı tavsiye edeni.

Üst üstte iki defa arar. Sadece iki defa arar ve niçin geç kaldın ama demek için? Aranan ve sabrı tavsiye eden arkadaş güler yüzle, sükûnetle, hoş görüyle cevap vermiştir diyenler gerçekten yanıldılar.

Sabrı tavsiye eden kişi celallenmiş iyi mi?

Arkadaşın aradığına sitem eder, acelen ne der? Hemen bu insanlarda sabretmiyor demiş. İnsanlarda çekilmiyor gibi laflar sarf eder. İki telefon aranmasına katlanamayan insanların tavsiyesine siz ne dersiniz?

Sabrı öneren sendin demeye hacet yok. Çünkü kılıfı hazırdır. Önce kendimizi yetiştirmeliyiz. Değişim ve anlayışımızın yanlışlarını düzeltmeliyiz ki, başkalarına öneride bulunabilmek için yüzümüz olsun.

Yüzümüz kızarmasın. Dediğimizi, diyeceğimizi önce hayatımızda uygulamalıyız. Acısını gerçeğini kendimiz yaşamalıyız.

İyi yanı varsa biz de yaşayalım.

Başkalarına da önerelim. Yaşamadığımız önerilerimizi kendimize saklayalım.

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..