Oh be Güiza yok. Huzurlarınız da Semih ve Alex ikilisi!

Fenerbahçe bu maçı bu şekilde alıyorsa akla nerelerdeydiniz diyeceği geliyor insanın. Bas bas bağırıyordum ve diyordum ki Güiza bu takımda oynamasın diye. İste sonuç.

Kadrolar açıklandığında Güiza’nın ismini görmeyince herhalde Arogenes benim yazılarıma ve eleştirilerime kulak verdi kadroyu ona göre kurdu dedim bir yerde. Haklıydım. Son İstanbul BŞB’ye karşı oynanılan maçta alınan mağlubiyetten sonra öyle bir yargıya varmıştım ki Semih gibi bir futbolcuyla başlamamanın ağır faturası oluyordu. Üstelikte ileride Alex- Semih ikilisi ile başlamışlardı bugünkü maça. Aylarca Arogenes Alex’i geriye çekmiş ve Fenerbahçe bundan da bir sonuç alamamıştı. Maça geç gitmiş gittiğim anda Alex ilerde oynamamım avantajı ile takımını 1-0 öne geçirtmişti. Dakikalar 10’u göstermekteydi.

Aynı Alex 4 dakika sonrasın da sanki ileride oynamanın rahatlıyı ile göstere, göstere bir gol daha atınca skor tabelasında ki rakamlar bir an da 2-0 yazmıştı.

Son üç maçında yalnız 1 gol atabilen bir takım dakikaların 15’i göstermediği bir anda 2 gölü buluvermişti.

Neydi bu goller. Rakibin zayıf olası desem hadi diyelim ki öyle Fenerbahçe böyle kolay takımlardan daima iyi sonuçlar alamamıştı ve alsa bile zorlanmıştı. Fenerbahçe’nin lig sonuncuna oynayan takımlara karşı hep hüsranla biten sonuçları vardır. Kaldı ki Hacettepe’de öyle boş bir takım değildi ve biz Ankara’da onlara yenilmiştik. Lig sonuncu olması onların zayıf olmasından kaynaklanmıyordu. Sistemi rayına oturtamamış bir görüntü içersindeydiler. Aylar boyunca bu görüntü içersinde olunca ligin dibinden kurtulamadılar.

Arogenes artık bir daha Güiza’yı oynatarak bir hata yapmaz. Çünkü şampiyon olmalıyız. Bu skor takıma olumlu bir şekilde yansıyacaktır. Üstelikte bizim puan cetvelinde üstemizde olan takımlarla halen maçlarımız duruyor. Onlar birbirleri ile oynayacaklarını düşünecek olursak bundan sonra onlarında puan kaybetmeyeceği ne malum. İşte Galatasaray. Bugün saat 15.00’de oynanılan maçta Antalyaspor’a 1-0 yenildiler.

Bu lig bundan sonrakilere nelere gebe.

Şimdi gelelim Semih’e. Bu futbolcunun üzerinde oynarsanız büyük kazançlar elde edersiniz. Çünkü takımını seviyor, koşuyor ve mücadele ediyor. Fenerbahçe’ye golcü futbolcu gerekmez. Bu takıma gelen Kezman ve şimdi Güiza Semih kadar iş yapmamışlardır. Eğer yabancı futbolcu alınacaksa derim ki Semih’i dolduracak ve onu gol yollarında besleyecek futbolcuya ihtiyaç vardır.

Bir de bu konuda ekleyecek bir husus daha. Tuncay Şanlı ve Mehmet Aurelio olsaydı bu takım şu anda açık farkla lider olurdu.

Neyse ilk yarı 5-0 önde kapamıştık. Türkiye Liglerinde en farklı skoru elinde bulunduran Beşiktaş’ın Adana Demirspor’u yendiği 10-0’lık maçta ki skorunu geçebilir miydik? Ben ikinci yarı başladığında bunu yapabileceğini sandım ama yanılmışsım. Yine de ikinci yarıda ki 2 gol hanemize yazılınca Hacettepe’ye Ankara’da ki hesabı kesiverdik. 7-0.

Yorumumu bitirirken biraz da kendimden utandığımı söyleyebilirim. Maçı izlerken kendimi 1970 yıllardan kalma bir maç izlediğimi sandım. İstanbul’da ki maçların tümü Beşiktaş’ın şimdi oynadığı İnönü stadında yapılırdı. O zamanın adı Dolmabahçe Stadı idi. Sezonun başlarında saha çimlenir ancak sezon ortalarına gelince orta sahadan başlamak üzere sahanın hali patates tarlasını andırırdı. Yağmur çamur derken sezonun sonlarına doğru bir bakmışsız bir toprak saha oluşmuş.

Bugün oynanılan maçın yeri Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu stadı idi. Sezon sonunda UEFA Kupasının Finali bu stat da yapılacak. Bu bizler için övünç kaynağı olacağı yer de zemini çimen yerine patates tarlasına dönüşmüş olarak karşımıza çıkıyor. Şahsen bu beni maç izlerken üzüyor. Yetkililer UEFA Kupası finali yaklaşırken herhalde maç günü bizlere yemyeşil zemin üzerinde finali izlettireceklerdir.

Umarım.