- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Okumaktan hiç keyif almıyor musunuz?
Bazı zamanlarda kendime okuma anarşisi yaratır sonuna kadar da yaşarım.
Hiç kural tanımaz bir şekilde…
Çok okurum martavalı değil bahse konu yaptığım. Ortam, zaman, konu sınırlaması olmadan yaşanan bir durumdur bahse konu olan.
Ortam sınırı yoktur, her yer olabilir. Otobüs, bir market belki de bazen ıssız bir yolun tam ortası.
Zaman sınırı da yoktur. Birkaç saat sürebilir. Ve hatta bazen bir lahza, tek cümle okurum önümdeki metinden, sonra kapatırım.
Konu ise bazen hiç önemli olmayabilir. Kadınların makyaj konusunda nasıl bir yöntem izlemeleri gerektiği de anlık gündemime oturmuş olabilir, Paraguay halk türkülerinin ülkemizdeki çağdaş halk müziğini etkileyip etkilemediği de.
Böyle daha keyifli olur bazen...
İnsanın okuma arzusu da nefis gibi sanki. Ehil aşçıların elinden özenle hazırlanmış yemeklerin bulunduğu, sofra düzenininse dört dörtlük olduğu bir masadan keyif alamadığınız olmamış mıdır hiç ?
Olmuştur.
Asıl yemek keyfini ise, hiç de profesyonel olmayan bir aşçının elinden sözgelimi Eminönü’ndeki bir balık ekmekçiden aldığınız da olmuştur.
Okumak nefis işi derken bunu kastetmiştim. Bazen çok güzel bir çalışma odası ya da çalışma masası ve hatta okuma lambası…
Sıcak, kaloriferli, doğalgazlı moğalgazlı bir ortam.
Size keyif vermeyebilir, okuma arzusu yaratmayabilir.
Ayaküstü bir şeyler atıştırmak için girdiğiniz bir dönercide, ekmek kırıntıları dökülmesin diye önünüze serilen hem de tarihi geçmiş eski bir gazetedeki yazılar, sizi okuma hazzının şahikalarında dolandırıp, üstelik birkaç tam tur da attırabilir.
Sabrın sonu ile