Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '10

 
Kategori
Güncel
 

Okumayacak çocuk için okul

Okumayacak çocuk için okul
 

Üniversitelerin yalnızca büyükşehirlerde, liselerin de büyük il merkezlerinde olduğu yıllarda taşrada bir kasabada ortaokul açılmış. Kasabalılar sevinmişler, ortaokul çağındaki küçücük çocuklarını vilayete göndermek zorunda kalmadan okutabilecekleri için.

İlk yıl okulda yalnızca Orta 1 varmış ve o yıl bittiğinde okula giden öğrencilerin yarısı sınıfta kalmış. Ertesi yıl Orta 2'deki sınıfta az sayıda öğrenci ile devam edilmiş. Ailelerin birçoğu korkup ortaokula çocuklarını vermek yerine tornacıya, terziye, tenekeciye, berbere çırak vermeyi tercih etmişler.

İşte o yıl kasabanın eşrafından olan iktidardaki partinin ilçe başkanının tek oğlu ilkokul beşte okuyormuş. Baba çocuğunun okumasını istemiyormuş. Hemen işyerinde çalışmaya başlayıp işi kapmasını istiyormuş. Anne ise, uzun yıllar çocukları olmadıktan sonra doğan oğlunun okuması için eşini ikna etmeye çalışıyormuş. Baba ise oğlunun okumakta gözü olmadığını, bir an önce baba mesleğini öğrenmesi gerektiği söyleyip duruyormuş. Oğlunun ilkokul öğretmenine gidip oğlunu sormuş, öğretmen çocuğun durumunun iyi olmadığını, babasının hatırı için sınıf geçirdiğini, ortaokulu okumasının çok zor olduğunu anlatmış. Çocuğun babası bu durumu eşine anlatmış ama anne, oğlunun illa ki okumasını isteyince fazla direnmemesi gerektiğini anlamış. Madem oğlu ortaokula gidecek, o zaman ortaokulu kolay okuması için çareler bulması gerektiğini düşünmüş.

Bakmış ki, okulda öğrenciler matematik ve fen derslerinden dökülüyorlar ve bu derslere aynı öğretmen giriyor. Öğretmenle konuşmaya gitmiş, çocuğunun durumunu anlatmış. Öğretmen, çocuğu kaydettirmesini, başarırsa okuyacağını, başaramazsa tasdiknameyi alıp gideceğini söylemiş. Bunun üzerine eşraftan olduğunu anlatmış, siyasi gücünü vurgulamış ama öğretmen önemsememiş. Öğretmenin yanından ayrıldıktan sonra düşünmeye başlamış. İki yıl sonra oğlu okuldan atılınca çevresinde gücünün zayıflayacağını, koskoca ilçe başkanı oğlunu bile okulda atılınca başkentte kasabalarını nasıl savunur, diyecekleri aklından geçirmiş. Eşinin gözünde nasıl zor duruma düşeceğini düşünmüş.

Ve partinin il başkanına gidip o öğretmenin sürülüp yerine öğrencileri ve özellikle kendisini üzmeyecek bir öğretmen atanmasını istemiş. Böylece oğlu ortaokula gittiği zaman sınıfta kalması, okuldan atılması gibi bir riski olmayacakmış.

Bilgi notu: Bu öykünün yaşanmış yaşamlar ve yaşanmış olanlarla hiçbir ilgisi yoktur. Ülkemizde yaşanan makro ölçekli gelişmelere, mikro ölçekli bir örnek olması için yazılmıştır. Bu olayı makro düzeyde düşünün, son zamanlarda yaşadığımız hangi olaylara benziyor?

Ankara, 18-29 Mart 2010

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..