- Kategori
- Dünya
OLAMAZ DA OLUR DA
SORMAK VE SORAMAMAK KORKUSU
Bilmiyor olamazlar diye düşünüyor insan kendisi anlıyor ya herkes de anlar diye düşünüyor: Ne büyük yanılgı! Bizde bilmediğini sormak, erkekliğe… sürmek anlamına gelir. Herkes bir erkeklik derdinde! Neyse bu erkeklik?
Doğuştan mı soramamak ya da gülünç duruma mı düşeceğinden korkuyor insan? Ya çok basit bir şey sorarsam herkes bana gülerse korkusu. Allah, Allah gülüyorlar da doğrusu ama insan bir başkasını güldürmek için ne büyük zekâ gerektiğini anlamıyor çoğu zaman! Hiç tanımadığın adam sana gülse ne olur, gülmese ne olur!
Ben insanların bana gülmesine aldırmam. Yeter ki kızmasınlar yani onlara zarar vermiş olmaktansa onların bana gülmesine aldırmam. Kızmak ise benden kaynaklı yani bilerek isteyerek zarar vermek istemem de bilmeden, istemeden birine zarar verdiysem ve haksızsam ve de bu durumda bana kızarlarsa ben de kendime kızarım. Yoksa insanların kızmak için bahaneleri sevmelerinden çok daha fazla. Trafikte, yolda, tarlada, işte, güçte bizde herkes birbirine kızmak için bahane arar. Arabesk üstü kültür mantarı.
Bilmiyor olabilirler. Ama bilmedikleri halde neden konuşuyorlar o halde! Bilenler sustuğu için ya da yaptığı için yaptığının değersiz olduğunu düşünen bizim gibiler, çoğu zaman şelalelerin arasında koyun otlatırız, o şelalelerin üst kısmından çocukken su içmişliğimiz vardır belki de uzun zaman sonra bize adına başka şey dediğimiz şelalelerin kartpostal resmi olduğunu görünce tepkimiz aaa ben burada çocukken koyun güderdim! Desem çobanlığım ortaya çıkacak! Süleyman misali.
Üzülmemeli ama bilmediği halde cehaleti ortaya çıkacak diye soru sormayan, kafa sallayan, torba başında atları andıran insan da komik onların o halini bilenlere!
Sor, sor. Korkma Allah’ın bildiği birçok şeyi saklıyorsun, bari sor ki biraz aydınlanasın. Korkma cahil olanlar, senin cesaretine hayran kalır, bilenler belki yardım eder, erenler ise seni tasdik eder.