Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '09

 
Kategori
Haber
 

Oldu mu şimdi?

Oldu mu şimdi?
 

Bu olay gündeme düştüğünden bu yana, her konuya <ı>“Maydanoz” olduğumuz halde, bu konunun dışında kalmaya özen gösterdim…

Birkaç kez <ı>“Yazayım” dedimse de, yazamadım şu Münevver Karabulut olayını… İki ucu da pisli bir değnekti bana göre...

Aslına bakarsanız, ikide bir televizyon kanallarında görünmesi çok hoşuma gitmedi. Hoşuma gitmese de <ı>“Acılı baba yüreğidir” diyerek dinledim, ya da o habere sıra gelince kanal değiştirdim, gazetelerde de okumamaya başladım…

Olayı <ı>“Gündemde ve taze” tutması bakımından belki haklıydı. Kızın katilinin bulunmasını istiyor, eksik varsaydığı şeyleri ortaya koymaya çalışıyordu…

Bütün bunlar için kanal kanal gezmesi doğru muydu?

Geç onu, olur olmaz iddialarda ve suçlamalarda bulunması ne kadar doğruydu, o da başka mesele…

Hatta kanallarda gezmesinde bile bir <ı>“Çıkar” düşünmeye bile başlamıştım, ama ihtimal vermedim. Öyle ya, kızını kaybeden bir babanın, bunun üzerinden <ı>“Çıkar” sağlamaya kalkması, akıl alacak iş gibi gelmedi bana…

Elbette hiçbir şey, genç bir kızın öldürülmesinde haklılık bir tarafa hafifletici bir neden bile oluşturmaz. Sonuç olarak bir cana kıyılmıştır, bunu yapan da yakalanacak ve adalet önünde yargılanacak, cezasını da çekecektir.

Amaaaaaaa…

Sadece 17 yaşında olan bir kız çocuğunu takip etmekten aciz ailesinin, bu konuda hiç mi suçu yok?

Hadi orayı da geçelim, deşmeyelim. Çünkü bu konunun bu yanına girdiğimizde çok çeşitli spekülasyonlar yapılabilir… Her kafadan bir ses çıkabilir, herkes de kendi bakış açısından haklı olabilir…

Dahası, incitici olur…

Ama <ı>“Acılı baba”nın son talebi, bütün her şeyin üzerine biber ekti, oldu <ı>“Acılı Adana” gibi bir şey…

Gelişmeye bakın şimdi…

Cem Garipoğlu’nun ailesi, öldürülen Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut’a bir aracı göndererek, iddiaya göre barışma teklifinde bulunmuş… Garipoğlu ailesinin bu talebine Süreyya Karabulut ise ilginç bir cevap vermiş… Barışmak için şart koşan Karabulut, aileden, oğulları Cem’i adalete teslim etmelerini, kızı Münevver adına bir okul yaptırmalarını ve kendisine de 3 milyon Euro para verilmesini istemiş. Parayla kızı adına hayır kurumlarına bağışta bulunacağını ifade eden Karabulut<ı>, “Gizlediğim, sakladığım bir şey yok. Ben bugüne kadar medyaya yalan söylemedim. Herkesin yaptığı pislik ortaya çıksın” demeyi de ihmal etmemiş…

Hatta katil zanlısının ailesinin 2 milyon Euro’luk teklifine karşılık baba, <ı>“Üç isterim” demiş…

Oldu mu şimdi acılı baba, oldu mu?

Gerekçeye bakar mısınız?...

Vakıf kuracakmış da, kızın adını yaşatacakmış da…

Abi… Baba… Sen vaktinde kızını kontrol etseydin, adını değil, şimdi kendini yaşatıyor olacaktın, bilmem aklına bu geliyor mu?

Hani diyorsun ya <ı>“…<ı>Herkesin yaptığı pislik ortaya çıksın” diye… Senin de yaptığın veya yapmadıkların ne ise onları da konuşsak…

Demek oluyor ki, kanal kanal gezdiğinde <ı>“Menfaat mi sağlıyor acaba” kuşkumda haklı mıyım ne…

Haklı çıkmamayı umuyorum…

Katilin biran önce yakalanmasını ve gerçekten <ı>“…bütün pisliklerin…” ortaya çıkmasını diliyorum. Giderek bu konu, toplumun ruh yapısını bozacak, akıllara ziyan verecek boyuta gelmeye başladı…

Hadi hayırlısı bakalım… Üç Euro’yu alırsa, bakalım ne yapacak, harcadığı paranın yerini de ortaya koyacak mı?

<ı>31 Ağustos 2009

 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..