Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '10

 
Kategori
Futbol
 

Oltaya Franco takıldı

Oltaya Franco takıldı
 

gs-fb derbisi


Geçen hafta Tarbzonspor-Galatasaray maçında izlediğimiz mücadeleden sonra dün akşam da Ali Samiyen’de aynı mücadeleyi izlemeyi umut etmiştik.

Ezeli rekabette iki takımın birbirlerine üstünlük sağlamak adına sahada kora kor bir mücadele bekledik.

Özellikle Cuma akşamı Bursaspor- İ.B.Belediye maçının sonucunda Bursaspor’un puan kaybıyla şampiyonluk yarışında avantaj elde etmek için bu mücadelenin çok daha çetin olacağını düşündük.

Bir dünya derbisi, bir klasik bekliyorduk.

Ama doğrusunu isterseniz sahada hiçte beklediğimiz gibi bir mücadele ve çekişme olmadı, her iki takımda sanki mahalle arasında maç oynarcasına patır kütür kör dövüşü şeklinde mücadele ettiler.

Her iki takımda da futbol adına uygulanmak istenen herhangi bir organizasyon ve taktik anlayışı görmedik.

Öncelikle her iki takımda da sahada önce puan kaybetmemek, sonra kazanmak üzere bir mücadele ve duruş vardı.

Her iki takımda gelen topları bir önce kalesinden uzaklaştırmak çalıştılar.

Galatasaray gelen bütün topları uzun toplarla şişirme diye tabir ettiğimiz şekilde ezdi, gelen topları kontrol edip oyun kurmak yerine biran önce uzaklaşsın şeklinde futbolcular tarafından da top benden çıksında nereye giderse gitsin şeklinde uzaklaştırmaya çalışmalarını izledik.

Fenerbahçe’de aynı şekilde topu önce tehlike sınırından uzak tutmak için çabaladı ama aradaki fark Galatasaray’a oranla daha derli toplu ve ayağa oynayarak çıkmaya çalıştı ve bu nedenlede oyuna daha fazla hakimdi.

Orta sahada verimliliği az olan ama mücadele azmi yüksek ve kontrollü olan oyuncuları sayesinde orta alanı iyi kontrol ettiler, yerden ve ayağa oynayarak önce topa hakim olmaya çalıştılar.

Fenerbahçe önce durdur sonra hucum et ve yenemiyorsan yenilme şeklinde daha defansif anlayışla çıktığı maçta sakin ama kontrollü oynamayı başardı.

Galatasaray’a geniş ve top yapacak alanlar bırakmadılar, iyi kapandılar, oyunu kotrollerinde tutmayı başardılar ve istediklerinide almayı başardılar.

Galatasaray’daki telaş onlarda daha azdı, Galatasaray’da hem geçen hafta kaybetmenin hemde Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın geriden gelerek kendilerini yakalamanın ve geçmenin telaşı vardı.

Orta sahada topa hakim olamadılar, sürekli uzun toplarla rakibin arkasına sarkmaya çalıştılar, orta alanda Mustafa Sarp ve Mehmet Topal önce rakibi oynatmamak için mücade ettiler, Elano’da Selçuk ve Mehmet Topuz gibi oyuncuların arasında eriyince ve gününde olmayınca hiç oyuna katkıları olmadı.

Kanatlarıda kullanamayınca ve Fenerbahçe’li oyuncular kanatları iyi kontrol edince tamamen doldur boşalta döndüler.

Bu nedenlede kendi sahasında ve seyircisi önünde ezeli rakibine yine üstünlük sağlayamadılar.

Ben her zaman söylüyorum, elin Avrupa’lısı iyi adamını göndermez, işte örneğini yine gördük, yirmibeş metreden bu gol yenirmi, bizim Türk kaleciler yemiş olsa çoktan darağacı hazırlanırdı.

Her iki teknik adamında takımlarına ekstra birşey verdiğini de görmüyorum, kimi bu takımların başına koysanız en kötü bu futbolcuları sahaya çıkarır ve bu performansları alır.

Herkesin iki Türk teknik direktör Mustafa Denizli ve Şenol Güneş’i iyi izlemesini isterim.

Takımları yenilir veya galip gelir ama takımlarına oynattıkları futbol, mücadele ve katkıları çok üst düzeyde.

Fenerbahçe ve Galatasaray’daki imkanlar onlarda olsa çok daha büyük başarılara imza atacaklarından kuşkum yok.

Bu maç ile birlikte Galatasaray’da Rijkaard’da ciddi bir şekilde tartışılmaya başlandı, özellikle derbi maçlarındaki başarısızlığı camiaya karşı güvensizlik yarattı.

Sürekli tartışılan ve güven sorunu yaşayan Daum bu maç ile birlikte bir nebzede olsa rahat nefes aldı.
Kredisini biraz daha yükseltti.

Bu maçtaki bizler adına güzel olan tek şey Alex’in omzuna gelen su şişesi hariç daha önce yaşanan olayların olmaması idi, bunda centilmen başkan merhum Sayın Özhan Canaydın’ın rolü büyüktü, kendisi bugün aramızda olmamasında karşılık yine büyüklüğünü hissettirdi.

Her iki takım camiası içinde bu maçlar çok önemlidir.

Birbirlerine üstünlük sağlayamadılarsa şampiyon olsalarda o şampiyonluk tat vermez camiaya, önce ezeli rakibini yenecek sonra şampiyon olacaklar.

Fenerhaçe uzun zamandır Galatasaray’a karşı sürdürdüğü üstünlüğünü devam ettirdi ve şimdilik camiyı mutlu ettiler.

Galatasaray ise yine uzun zamandır şanssızlığını kıramadığı Fenerbahçe’ye karşı yine kaybetti.

Bu sonuçla birlikte Fenerbahçe’de bir nebze olsun bahar havası esmeye başladı, Galatasaray’da ise yine hayal kırıklığı ve hüsran.

 
Toplam blog
: 20
: 734
Kayıt tarihi
: 03.03.10
 
 

Spor hayat, futbol zevktir. İstanbul'da yaşıyorum. Futbolu severek ve zevkle takip ediyorum. Bir dön..