- Kategori
- Etkinlikler / Festivaller
Ölüdeniz / günlerimiz

“Edebiyat, denildiğinde şu anlaşılır: Söz ve anlamı, yani insan beyninde yer eden her türlü bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri ya da okuyanları çok ilgili kılacak şekilde söylemek ve yazmak sanatı…
Bugün içindir ki edebiyat, ister nesir (düzyazı) halinde olsun, ister nazım (şiir) şeklinde olsun; tıpkı resim gibi, heykeltıraşlık gibi, özellikle musiki gibi, güzel sanatlardan sayıla gelmektedir.”
Mustafa Kemal Atatürk.
***
Okurlarımı ilgili kılacak, özgün ya da yazılmış bir başlığı kullanmaktan kaçınarak yazımı başlıkladım. Biraz daha açmam gerekirse; çağrılı olarak katıldığımız 13-15 Ekim 2001 tarihli 3. Ölüdeniz Edebiyat Günleri'ni Ölüdeniz / günlerimiz başlığı altında değerlendirmeye çalışacağım.
Ölüdeniz Sanatevi Müdürü Coşkun Karabulut’un çetin bir görev üstlendiğini önceden kestirmek güç olmadı. Ölüdeniz Belediye Başkanı Keramettin Yılmaz, güzel mi güzel bir yaklaşımla tam yetkiyi Karabulut’a verdiğini de saptamak kolay oldu. Çağrılı gelen şair, yazar, müzisyen ve ressam (30) kadar konuklarını tümünü kesinkes mutlu etmek ve gereken konukseverliği göstermenin amaçlandığı anlaşıldı. Bir başka söylemle; bu güzel insanlar, ülkemizin güzel beldesinde sanata ilgi duyan ya da sanatın içinde olan başka kentlerimizdeki dostlarını ağırlamak gibi özgeci bir düşüncenin coşkusu içindeydiler.
13 Ekim günü; Fethiye Otogarı’nda buluşmamız gerçekleşince kendisini şair-yazar olarak da yakından tanıdığımız Coşkun Karabulut’un rehberliğinde Kargı Köyü’ne gidildi. O yer ile ilgili düşüncelerimi www.yorukmuzesi.com sitesinde kayıt yaparak işletmenin sahibi Enver Yalçın’a seslenerek şu sözcüklerimle aktardım: Ölüdeniz Belediyesi'nin konukları olarak 13 Ekim günü Coşkun Karabulut rehberliğinde sanatçılar grubu oalrak güzel mekânınızda tadı damaklarımızda kalan kahvaltı yaptık. Müzenizi duyarak ve geçmişi yaşayarak gezdik. Eğitimci yazar Ünal Şöhret Dirlik bizi bilgilendirdi. Böylesi güzel bir yeri işlettiğiniz ve değerlerimizi canlı tuttuğunuz için sizi alkışlıyorum.
Okurlarımın beğeneceği düşüncesiyle Enver Yalçın’ın o adresteki derleme tümcelerini de buraya aktarmayı uygun gördüm:
“ Kim neyi sever?
Beyaz, karayı, sinek yarayı, zengin parayı sever!
Yemek tuzu, maymun muzu, kurt kuzuyu sever!
Güzel nazı, âşık sazı, cır cır böceği yazı sever.
Kuş darıyı, çiçek sarıyı, toprak suyu sever.
Ana çocuğu, çoban gocuğu, yumurta sucuğu sever.
Ocak közü, kirpik gözü, ozan sözü sever.
Garip sılayı, yiğit halay'ı, bakır kalayı sever.
Davul zurnayı, avcı turnayı, çekirge zıplamayı sever!
Âlim ilmi, cömert vermeyi, cimri toplamayı sever!
Çöl yağmuru, çizme çamuru, oklava hamuru sever!
Tembel yatmayı, geveze atmayı, pazarcı satmayı sever.
Ebe bebeği, kahve dibeği, sac böreği sever!
Memur masayı, veli asayı, hâkim yasayı sever!
Sarhoş dostunu, Ayı postunu, Yaşlı bastonu sever!
Hatip lafı, suçlu affı, açıkgöz safı sever...
Yörük eriği, cin periyi, tomy jeriyi sever!
Kirli hamamı, baca dumanı, su samanı sever.
Dünür dünürü, ateş kömürü, muhtar mührü sever.
Asil soyunu, çoban koyunu, çocuk oyunu sever.
Harman döveni, kuzu çimeni, pastırma çemeni sever!
Hamam kurnayı, gelin kınayı, avcı vurmayı sever.
Kasap danayı, öksüz ana'yı, yırtık yamayı sever!
Bekçi feneri, bel kemeri, at eyeri sever!
Kan damarı, züğürt kumarı, azgın şamarı sever.
İlik düğmeyi, borçlu vadeyi, obur yemeği sever.
Gelin güveyi, tosun düveyi, başkan üye'yi sever.
İnsanlar evini, ev pencereyi, pencere pancuru sever!
Satıcı kazıklamayı, turist sızlanmayı, kiracı ödememeyi sever!
Doktor parayı, hasta yatağı, eczacı hastayı sever...
Kedi ciğeri, ciğer tavayı, tava yağı sever...” xxx
“ Çiçekleri koparmayınız; çiçekler kökünün dalında, kadınlar da erkeğinin kolunda yakışır.”
***
13 Ekimde; ünlü Ölüdeniz Plaj’ında denize girerek keyif yaptık. Çevremizde turistlerin oluşturduğu yoğunluk vardı. Oldukça hoş zaman geçirdik. Akşam yemeği sonrası Belediye Başkanı Keramettin Yılmazile birlikte kaldığımız otele doğru yürüyüş yaparken aşağıdaki kimi bilgileri ondan edindik:
“Ölüdeniz, Muğla'ya 128 km, Fethiye'ye 12 kmuzaklıktadır. Kıyıların olağanüstü doğal manzarası ve doğa sporları etkinlikleri için uygun bir bölge olması nedeniyle 1983 yılında ‘Doğa Parkı’ ilan edildi.
Ölüdeniz, Muğla'ya bağlı Fethiye ilçesin bir beldesidir. İngilizler çoğunlukta olup Almanlar da burada konut edindiler. Gözde bir tatil merkezi olan Ölüdeniz’e Türkiye'nin büyük kentlerinden düzenli otobüs seferleri yapılıyor. Dalaman Havaalanı 55 kmuzaklıkta. Fethiye'den Ölüdeniz'e düzenli minibüsler çalışıyor.
"Tanrının Dünyaya bahşettiği cennet!" olarak nitelendirilen Ölüdeniz, ülke dışına taşan ünü ile dünyaya mal olmuş bir turizm merkezidir. Çarpıcı güzelliğe sahip, adı gibi sakin ve kıpırtısız! Fethiye'ye 14 km uzaklıkta, çamların arasında uzanan yoldan sonra mavisiyle birden bire çarpar insanı! Belcekız koyu ve bu koyun içinde uzanan kumsalı yürüdüğünüzde eşsiz Ölüdeniz'i görürsünüz. Dibinde tek bir yosun bile yok. Bembeyaz kumlarla örtülü. Suyun ve dibindeki kumun kırdığı ışık ünlü türkuaz rengini veriyor Ölüdeniz'e...
Kıyılara kadar uzanan yemyeşil çam ormanları, içinde yeşilin, mavinin ve morun her tonunun görülebileceği ılık denizi, uzun kumsalı ile Ölüdeniz bir dünya harikası! Son yıllarda, 1975m. yükseklikteki Babadağı'nın doruklarından paraşütle atlayanlar, dünyanın en nefes kesici manzarasıyla karşılaşıyor. Yılın on ayı denize girme olanağı sunan bu eşsiz koyda çok sayıda turistik tesis, restoran, alışveriş merkezi ile kimi üniteler bulunuyor.
***
Ölüdeniz’de 950 hektarlık alan Kıdrak Tabiat Parkı ilan edildi ve koruma altına alındı. Ölüdeniz Lagünü ve Kıdrak Plajını kapsayan bu alan, aynı zamanda Sit bölgesi ve özel çevre koruma alanı içinde kalıyor.
Alanın içindeki Kumburnu, Günübirlik Dinlenme Tesisleri, Muğla Valiliğine bağlı Melsa Ltd. Şti. eliyle işletiliyor. Yılda 400.000’e yakın kişi giriş yapıyor alana. Giriş ücretli. Bir büyük iki küçük kafeterya hizmet veriliyor. Fast food türü yiyecek ve içecek satışı yanında Şark köşesinde saçta gözleme yapılıyor. Piknik yapmak isteyenler için düzenlenmiş bir piknik alanı da var.
Mangal yakmak mayıs–ekim ayları arasında yasak. Şezlong ve şemsiye kiralamak olanaklı. Otopark duş-wc hizmetleri ücretsiz. 650 araç kapasiteli otopark, güvenlik kameraları ve görevliler ile denetim altına alınmıştır. Plajda su sporları (kano, parasailing, su kayağı, banana) işletmesi de var. Melsa’ya ait bir de el sanatları satış yeri mevcuttur. Ayrıca belediyemizin bir sanatevi var. Muğla yöresinin el işi ürünleri satılıyor. Bu olağanüstü doğa parçasının temizliği ve korunması için titizleniliyor.
Kurulan laboratuar ile Belcekız Plajının tamamında günlük olarak deniz suyu ölçümleri yapılıyor. Plaja ISO 14001 belgesi alındı. Türkiye’de ilk kez Kıdrak Plajı bu belgeye sahip oldu. Önümüzdeki günlerde bunun töreni gerçekleşecektir.”
Akşam otelimizdeki yanan şöminenin çevresinde Coşkun Karabulut’un sunuculuğunda şiir dinletisi ile ardından müzisyen Murat Kaya’nın müzik dinletisi gerçekleşti.
***
Ölüdeniz'in adının öyküsü: Yakın limanlardan bir kaptan sürekli olarak çeşitli merkezlere yük taşırmış. Oğlu da kıyılarda avlanırken usta bir gemici olup çıkmış. Babası onu yanına almış, yakın çevreyi çokiyi bilen oğlu babasına çok yardımcı oluyormuş.
Bir gün Ölüdeniz açıklarından geçerken fırtına kopmuş! Delikanlı, babasına burada korunaklı bir koy olduğunu söylemiş. Babası ise delikanlının sözlerine inanmamış. Gemiyi kayalıklara bindirip parçalayacağını düşünerek onun gemiyi kıyıya doğru yönlendirmesinden korkarak, bir kürek darbesiyle oğlunu denize atmış ve dümene geçmiş. Tam bu sırada bir burnu dönüyorlarmış ve gemi çarşaf gibi bir koya girmiş. O zamandan beri bu sessiz, sakin ve pırıl pırıl lagüne Ölüdeniz adı verildiği söylenmektedir. (Bunu Fethiyeli Ünal Şöhret Dirlik dostumuz, 1977 yılında Türk Pirelli Dergisinde yazmıştır.)
***
14 Ekimde; Fethiye Belediye Başkanı makamında ziyaret edildi ve FKM’de Behçet Saatci’nin açılışını yaptığı Âlime ve Esra İrten’in resim sergisi gezildi. İzleyen zaman diliminde; söyleşiler ve Kadriye Çaycı’nın sunuculuk yaptığı şairlerin şiirlerini seslendirdiği dinleti gerçekleşti. Fethiye Belediyesi Meclis Üyesi Dilek Dinçer, Başkanının armağanlarını konuklara sundu. Ardından Ümit Yılmaz’a ait Keçi Kitabevi’nde dileyen yazar ve şairler kitaplarını imzaladılar. Belediye Başkanı Keramettin Yılmaz tarafından katılanlara ‘Teşekkür belgesi’ verildi. Rumlardan kalan antik Kayaköy’de kimi tarihi yerleri gezdik. Edindiğimiz bilgilere göre; 1922 yılında Türk-Yunan hükümetleri arasında imzalanan mübadele (nüfus değişimi) anlaşması yapılarak Kayaköy’ün Rumları ile Batı Trakya’da yaşayan Türkler, karşılıklı yer değişiminde bulunmuşlardır.
15 Ekim günü; güzel mi güzel tekne turu yapıldı. Güneşlenme, denize girme ve Kelebek Kanyon’undadileyenler kimselerce-çetin mi çetin- tırmanma gerçekleştirildi!
16 Ekim gününde; kahvaltı sonrası vedalaşma ve otelden ayrılış oldu. Fethiye Otogarı’ndaki şemsiye altında Otogar yetkilisi Mustafa Akgün’ün ikram ettiği çaylarımızı yudumladık ve uğurlamalar oldu! İzleyen saatlerde Kanal F Tv’de ve Ünal Şöhret Dirlik’in başarılı yönetiminde diğer arkadaşımla şiirlerimizi yorumladık.
***
Ümmi olarak bize tanıtılan Yunusu Emre’nin: ”Gelin tanış olalım/İşi kolay kılalım/Sevelim sevilelim/Dünya kimseye kalmaz.”dörtlüğünden devinimle; bireylerin de sanatçıların da mütevazı (alçak gönüllü) olmaları erdemdir. Sanatçı, bireyciliği öteleyip özgeci olmalıdır. Geçmişte bir şair başbakan (BE): “Ben umudumu, insanlığı küçülten çıkar hesaplarına bağlamıyorum. Ben umudumu insanlığı yücelten duygulara bağlıyorum.”demişti. Sadece kendini beğenip başkasını küçüksemek, ezilmişliğine karşı, savunma mekanizmasına başvurarak ispiyonda bulunmak gibi olumsuzluklar elbette erdemden sayılmaz. Böylesi davranışlarıyla bireyler, çevresine de bulunduğu kesime de puan kaybettirirler. Önce kusuru kendimizde arayarak özeleştiri yapmamız gerekir. Her şairin şiirinde kesinkes bir güzel dize olduğu göz ardı edilmemelidir. Unutulmamalı ki, tüm güzellikler sevgiden geçer.
Eşsiz liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün özdeyişi de çok anlamlı: “Sanat, güzelliğin ifadesidir! Bu ifade sözle olursa şiir, nağme ile olursa müzik, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur.”
***
Bize böylesi eşsiz ortamı hazırlayarak yeni çevre ve yeni dostluklar oluşturmamıza olanak sağlayan; Ölüdeniz Belediye Başkanı Keramettin Yılmaz’a, Sanat Yönetmeni Şair-Yazar arkadaşımız Coşkun Karabulut’a, yalnız bırakmayan uğraştaşım Ünal Şöhret Dirlik’e ve emeği geçenlere teşekkürü bir görev sayarım. Ayrıca konakladığım DSİ Tesislerinde ilgisini gördüğüm Tesis Sorumlusu Kutlay Papuşçu ve çalışma arkadaşlarına da teşekkür ederim.
*