- Kategori
- Kültür - Sanat
Ölümünün 23. yılında Şemsi Yastıman'ı anıyoruz ( 1 )
Kırşehirli Halk Ozanı Şemsi Yastıman ( 1923- 10 Temmuz 1994)
GİRİŞ:
Orta Anadolu toprağı halk ozanların harman olduğu yerdir. Bu topraklarda nice ozanlar yetişmiştir. Kayseri / Develi de Âşık Seyrani, Sivas’ta Pirsultan Abdal, Âşık Veysel, Kırşehir’de Âşık Paşa, Ahi Evran, Geycekli Âşık Hasan, Muharrem Ertaş, Neşet Ertaş ve şimdi sözünü edeceğim Kırşehirli Şemsi Yastıman geliyor. Şemsi Yastıman 10 Temmuz 1923 yılında Kırşehir’de doğmuş ve 1994 yılının 10 Temmuz’un da Çanakkale – Lapseki ilçesinin Çardak Emet Tatil köyünde Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Aramızdan ayrılalı çeyrek asra yakın bir zaman oldu. Vefanın 23. yılında saygıyla ve rahmetle anmak istedim. Onunla ilgili bir anımı ve bir mektubundan söz etmek istiyorum.
1964 yılında Diyarbakır Erkek İlköğretmen Okulu’ndan mezun olunca ilk tayın yerim Kırşehir ili, Çiçekdağı ilçesine bağlı Demirli Köyü’nde göreve başladım. 1964-1966 yılları arasında görev yaparken Malya Devlet Üretme Çiftliği’nden ( bu günkü adıyla TİGEM ) evlendim. Sözün kısası -Kırşehirlilerin damadı oldum. Bundan dolayı bir yanımda Kırşehirlidir. Bundan dolayı da gurur duyuyorum. Kırşehir’e ve özellikle halk ozanlarına karşı büyük bir ilgi ve sempatim vardır. Şemsi Yastıman’ı, Neşet Ertaş’ı, Çekiç Ali’yi ve Geycekli Âşık Hasan’ı buralarda tanıdım. Şemsi Yastıman’ın ünlü şiirinden biri “Memleket Hasreti” adını taşıyor. 1973-1980 yılları arasında Diyarbakır’da Öğretmendim. Bu arada ara sıra Şemsi Yastıman’la da haberleşiyordum. Onun İstanbul - Beşiktaş’ta ( Çırağan caddesi - NO.34 )’de bir Sazevi iş yeri vardı. Sazıyla ve sözüyle Kırşehir’in adını Anadolu’ya taşıyan bir halk ozanı idi. Taş plaklarda ve radyolarda zaman zaman onun tarafından okunan ilgimizi çeken “MEMLEKET HASRETİ” ünlü bir şiiri vardı. Bu şiirin Türkiye radyolarında severek izliyorduk. Adı geçen üç dörtlüğü sizlerle paylaşmak istiyorum:
Ölmez sağ olursam bu yaz inşallah
Sılayı bir daha görmek istiyom
Çuğuna varınca ya akşam, sabah
Topraklara yüzüm sürmek istiyom
**
Kaman’ı, Mucur’u, Çiçekdağı’nı
Kındam Dinekbağı, hem Özbağı’nı
Köylü, kentli, hastasını, sağını
Görüp bir muhabbet kurmak istiyom
**
Hacıbektaş, Ahi evran Sultanı
Aşık Paşa, Kaya Şeyhi cananı
İmarette neslim Şeyh Süleymanı
Uğrayıp hal,hatır sormak istiyom,
Bu sözünü ettiğim ünlü şiiri bir gün Karadeniz Ereğli’nde yayımlanan yerel bir gazetede Mahir Temel imzası ile yayınlandığını gördüm. Kırşehir ile ilgili Yastıman’ın kullandığı bazı sözcükleri de değiştirmişti. Yastıman’ın bu “Memleket Hasreti” Şiiri 24 kıt’a iken o sadece 10 kıt’alık bir şiir yazmıştı. O yıllarda ben Diyarbakır’da iken, Ankara’da yayımlanan Hedef Dergisi,Hür Anadolu, Ankara Gündem Gazetesi ve Başkent gazetelerine de (1) ,ara sıra sanat ve kültürle ilgili yazılarımı yayınlıyordum. İşte 5 Mart 1974 yılında konu ile ilgili yazdığım yazıyı Tarla Dergisinin sahibi gazeteci yazar kadim dostum Tahir Kutsi Makal’a göndermiş ve bu gazetenin Kırşehirli Şemsi Yastıman’a verilmesini rica etmiştim. İşte o günlerde gazeteyi alan Şemsi Yastıman bana gönderdiği mektubunu aynen sunuyorum
Muhterem Abdülkadir Güler Bey,
“Tahir Kutsi Bey kardeşimiz bana bir gazete yollamış,”Sanat Dünyası” sayfasında kıymetli yazınızı okudum. Bir aşırıcı, bizim şiiri kendi diline uydurmuş, heybeyi bozmuş, torba yapmış. Ne yapalım zamanımızda böyle sanat hırsızlıkları da moda oldu. Ancak “Komşunun boncuğunu çalan geceleri takınır” diye bir ata sözü vardır.İşte sizin gibi eleştirmeci de bunu yakalar, mesele ortaya çıkar.Sağ olun, var olunuz. Esaslı dokunmuşsunuz insan olana bu kadar kâfi” diye yazmışlardı. ( 2 )
Aynı mektup ve yazı Ankara’da Hür Anadolu Gazetesi’nde ve Şemsi Yastıman’ın ölümünden sonra 1995 yılında İstanbul’da Şemsi Yastıman’ın da kurucuları arasında yer aldığı “Ahi Kültürü Araştırma ve Eğitim Vakfı Yayınları ( No:4) arasında Dr.Erol Ülgen’in hazırladığı “ Şemsi Yastıman- Hayatı ve Esereri “ adlı kitapta da yer almıştır.
Karadeniz Ereğlisi’nde adını vermek istemediğim gazetenin yazı İşleri müdürü bana bir mektup göndererek ( Mart 1974 ) yılında Halk şairi Şemsi Yastıman’dan özür dilediler ve bana da bu dikkatlerimden dolayı tebrik ve teşekkür etiler. Bana gönderdikleri mektuptan aynec şöyle yazdılar: Sayın Abdülkadir Güler, gazetemizde Yemsi Yastıman’a ait bu şiiri çalan ve gönderen adamı ikaz ve uyardık. Bir daha gazetemize böyle şiir ve yazı göndermemesini istedik. Sayın Yastıman’a da özür dileğinde bulunduk “ diye bana bilgi verip yazdılar.
Kırşehirli saz ve söz ustası Şemsi Yasıman’la ölüneceğe değin dostlumuz devam etti. Bana bacanağım, bazen de eniştem, Üstadım“diye hitap ediyordu. Her yeni yıl geldiğinde bana bir şiirini gönderiyordu. Örneğin 01.01.1988 yılında bana gönderdiği bir tebrik kartının arkasında “Hayırlı Yıllar” adlı bir şiiri vardı. Dört dörtlükten ibaret olan bu şiirden iki dörtlük sunuyorum:
Haddini aşmayan bir samimiyet
Birbirlerimize hep iyi niyet
Gene devam etsin, sıhhat afiyet
Bin dokuz yüz seksen sekiz yılında
***
Önce Mevla, sonra ana ve baba
Eş, oğul, kız, torun, hısım, akraba
Uzak, yakın komşum gene merhaba
Bin dokuz yüz seksen sekiz yılında
***
Bir önerim de şu her vatandaşa
Daim kalsın vicdaniyle baş başa
Gene şükür etsin az- çok bir aşa
Bin dokuz yü seksen sekiz yılında .( 3 )
Kırşehirli halk ozanı Şemsi Yastıman bir sözünde şöyle diyordu:“
Türkü anlamak için, Türkü söylemek gerek” diyordu. Kırşehirli Ahi Kültürünü Araştırma ve Eğitim Vakfı Genel Başkanı Galip Demir bir yazısında ( Prof. Dr. Erol Ülgen-Şemsi Yastıman Hayatı ve Eserleri ) adlı kitabının “Sunuş” yazısında şunları yazıyor:” Şemsi Yastıman, aşık, ozan ve saz şairi olarak, Türk halk edebiyatımızdaki geleneği sürdürmüş, hem sazı,hem sözü ve deyişleri ile nev-i şahsına münhasır bir sazlı ozanımızdır.(… ) Şemsi Yastıman ile tanıştığım 1968 yılından vefatına kadar geçen zaman süre içerisinde pek çok sohbetlerinde beraber olduk. Diğer zamanlarda olduğu gibi hep Kırşehir özlemini dile getirir, konuşmalarını Kırşehir ağzı ile sürdürürdü. Sohbetinde bulunan hiç bir kimseyi incitmezdi. Anadoyu’nun neresinden gelirse gelsin o yörenin folklorundan, şiirlerinden, türküsünden, sazından güzel örnekler vererek o mecliste bulunan herkesin gönlünü almaya çalışırdı. Daima doğrunun ve dürüst çalışanın yanında idi. Çıkarcı, yalancı ve dedikoducu insanları asla sevmezdi. Sazı ve sözüyle bunları şiirlerinde eleştirmekten çekinmezdi.(4)
Şemsi Yastıman 10 Temmuz 1923’te Kırşehir’de doğdu. Asıl adı Mehmet Galip Şemsettin’dir. Şeyh Süleyman Türkmen’in soyundan bir aileye mensuptur. Babası ve annesi Kırşehirli olup babası Kırşehir sevilen ailelerinden gelen Şekerci Ahmet Ağa ve annesi Selamoğullarından İlhamiye Hatundur. İlkokulu ancak üçüncü sınıfa kadar Kırşehir’de okumuş babasının işi dolayısıyla Ankara’ya taşınmıştır. Ankara Devrim İlkokulu’ndan mezun olmuştur. Daha Sonra tekrar Kırşehir’e gelip Merkez Kale Ortaokulu’na deva etmiş ve saz merakı yüzünden ancak 6 yılda ancak ortaokulu bitirmiştir. (1941),Dana sonra öğrenime devam etmemiştir. Kırşehir’de saz ve söz üzerine uzun yılla uğraş vermiştir. Şemsi Yastıman vatani görevini 28 Ekim 1942 yılında Mardin’de Jandarma Okulunda askerliğine başlamıştır.
Daha sonra Ankara Cumhurbaşkanlığı Jandarma Muhafız Bölüğü’ne alınmıştır. Bu sürede asker ocağında saz çalma ve türkü söyleme olanağını da bulmuştur. 12 Eylül 1945 yılında Ankara 12. Jandarma Bölge Komutanlığı Muhafız Taburundan terhis olmuştur. Daha sonra tekrar Ankara’ya gelmiş ve dönemin saz ve söz ustalarıyla tanışma fırsatını bulmuştur. Kısa zamanda Türkiye Radyolarında sazsıyla ve sözüyle ünlenmiştir. 24 Ekim 1950 yılında Münevver Hanımla evlenmiş ve İzmirlilerin eniştesi olmuştur. 1950 yılında İstanbul’a gelmiş ve Beşiktaş / Çırağan Caddesinde No;34 ‘de ahşap bir bina altında bir dükkanda Saz evini kurmuştur. Bu evde saz derslerini de vermeğe çaba göstermiştir. Vermiş olduğu bağlama dersleri ve imal ettiği sazlarla hayatını kazanmaya devam etmiştir. Ünlü folklorcu, halk bilimci İhsan Hınçer bu konuda şunları yazıyor: “ Yastıman, İstanbul’da çok geçmeden bir saz yapımevi ve atölyesi kurmuştur. En büyük hizmeti de bu olmuştur. Burası, hem dershane, hem saz ve tel yapımevi, hem de âşıkların toplandığı, buluştuğu ve misafir edildiği yerdir. Hiç bir Tanrı misafiri bu kapıyı kapalı bulmamıştır.( 5 )
Şemsi Yastıman, gerçek anlamıyla sazı ve sözüyle bir halk ozanıdır. Saz çalmadaki ustalığı mahalli ezgilere hakimiyeti ve destanlarıyla tanınan Şemsi Yastıman, yurdun muhtelif yerlerinde tertiplenen aşıklar bayramlarında ve yarışmalarında çeşitli konular üzerinde sazı ve sözü ile başarı göstermiştir. 1966 yılında Konya Âşıklar Bayramı’na katılmış, burada çalıp söylemiş ve söylediği “Muradım” destanî şiiriyle birincilik ödülünü almıştır.
Şemsi Yastıman irticali olmasına rağmen daha ziyade bir kalem şairidir.Sanatçı olarak,şiirlerinde daha çok devrinin sosyal ve toplumsal konularını işlemiş bunlardan destan, taşlama, övgü ve nasihat türünde eserler vermiştir.
Eserlerinden bazıları şunlardır:
1- Halk Dilinden 27 Mayıs Destanı İstanbul 1960,Dizerkonca Matbaası,
2- Mehmetçik Destanı, 1946, İstanbul, İncili Çavuş Matbaası,
3- Sazdan Bilgiler, İstanbul 1959 Dizerkonca Matbaası,
4- Şemsi Yastıman İhsan Hınçer, Sazdan Bilgiler, İstanbul 1961
5- Sazdan Düzenler, İstanbul 1987,
6- Şemsi Yastıman’dan Şiirler, Ankara, 1964.
7- Türkten Türküler, I. II, III,IV, İstanbul 1958,1959,1963,1969,
8- Sözden Türküler, İstanbul 1970, Dizerkonca Matbaası, 112 .s.
Sonuç olarak Şemsi Yastıman sazı ve sözü ile Kırşehir’in adını Anadolu’ya ve tüm evrene tanıtan ünlü bir halk ozanıdır. Halk geleneği şiirine bağlıdır. Milletini. Vatanını ve bayrağını seven bir halk şairimizdir. Şiir ve deyişlerinde daha çok Kırşehir yöresel folkloruna ve diline önem vermiştir. Türk kültürü ve Türk folkloru bağlamında ayrı bir yeri vardır. Sanatı ve şiirleri konusunda Üniversitelerimizde hakkında tezler ve yüksek lisans tezleri hazırlanmıştır. Üniversite öğrencileri tarafından hakkında araştırma ve incelemeler yapılmıştır.Vefatının 23.yılında saygıyla ve rahmetle anıyor, mekanı gül gülistan olsun diyorum. Sözümü onun çok sevdiği Kırşehir için yazdığı “Memleket Hasreti” adını şiirinden yer birkaç dörtlüğü ile bağlamak istiyorum:
Ne büyüktür zevki yurdu görmenin
Kaç senenin hasretine ermenin
Dört bir yanda methedilen Terme’nin
Şifalı suyuna girmek istiyom
*
Halam sağ olsa da, sesim duysaydı
Cebime devramel, iğde koysaydı
“ Şun da yi “ diyerek alma soysaydı
Cevizi de dişle kırmak istiyom
*
Söğürmelik bir et çıksa sandırdan
Hoşmerim, çullama gitmez hatırdan
Kuşlukleyin hedik gelse tandırdan
Çölmeğin içine grmet istiyom
*
Bir düğün olsa da , bir kayın gitsek
Dokuz butlu tavuk lafını etsek
Dam pılavı gelse, yesek tüketsek,
Davullu, zurnalı dernek istiyom
*
Harmana denk gelse, düvene binsem
Şöyle dabaz olup, kaşınsa ensem
Acık bağ bellesem, acık dinlensem
Çayıra bir pala sermek istiyom
*
Seğirdip dolaşsak hep tarla , tapan
Keklik dutmak için kursaydık kapan
Daş dövüşü olsa, vızlasa sapan
Kafamı, gözümü yarmak istiyom
*
………………………………….
Görür mola bu fakirin gözleri?
Delice Çay’ım, berrak özleri
Kısık kaya serinletir bizleri
Neyleyim denizsi, ırmak istiyom
*
Kim sorarsa yazdın bunları niye?
Gelecek nesile kalsın hediye
Kırşehir’de doğdum, Türkmen’im diye
Her yerde göğsümü germek istiyom
*
Ey ŞemsiYASTIMAN ümitli kulsun
Kısmet ise, gayen yerini bulsun
Hemşeriler buna vasıta olsun
Kırşehir’e selam vermek istiyom…( 6 )
Şemsi YASTIMAN
1962- Beşiktaş / İSTANBUL
NOT: Şemsi Yastıman'ın bu destani şiiri, Kırşehir'de Terme büyük otelinin yakınında Muharrem ve Neşet Ertaş'ın heykelinin bulunduğu yerde YASTIMAN'IN DA bu şiiri mermer taşa yazılmıştır. Ufak bir büstü ile unutulmamaya çalışılmıştır...
KAYNAKLAR:
1- Hür Anadolu Gazetesi Ünlü Halk Ozanımız Şemsi Yastıman,
Abdülkadir Güler, 5 Mart 1974- Ankara,
2- Şemsi Yastıman’ın Abdülkadir Güler’e yazdığı mektup, a.g.e.
3- Şemsi Yastıman’ın 01.01.1988 yılında Abdüladir Güler’e yazdığı tebrikte yer alan şiir,
4- Şemsi Yastıman,Hayatı ve Eserleri, Dr.Erol Ülgen, İstanbul 1995
5- İhsan Hınçer, “ Aşık Şemsi Yastıman” Türk Folklor Araştırmaları, Yıl: 12, Cilt: 6, Sayı:134. Eylül 1960, s. 228, 2229. İstanbul.
6- Şemsi Yastıman, Hayatı ve Eserleri, Dr. Erol Ülgen, Ahi Kültürü Araştırma ve Eğitim Vakfı Yayını, NO: 4, İstanbul 1995
7- Halk Ozanı Şaemsi Yastıman, Abdülkadir Güler, Hedef Gazetesi, Mart 1975 - Ankara, 5
Abdülkadir GÜLER
01.03. .2017- Söke