On ömre bedel bir Nurullah Selim …

Vallahi de billahi de, eşin benzerin yok senin Nurullah Selim … Doğallığın ve dürüstlüğün senin en büyük zenginliğin… Yüzündeki samimiyetle istediğin kadar doğaçlama ve kurallara aykırı dans yap… Sende her hareket son derece sempatik ve yerinde duruyor…

Bunu 2. tur elemelerindeki performansınla bizlere bir kere daha ispat ettin… Acun Ilıcalı tam anlamıyla sana oynadı… Yanına verdiği dansçı kızları ve emrine atadığı özel kareografı ile yarı finale çıkabilmen için canını dişe katarak çalıştı çabaladı…

İyiki de yapmış bunları… Çabasını boşa çıkarmadığını ve dans alanında disipline olabileceğini ele güne gösterdin… Dansçı kızlarınla pek çekici durdun… Kendinden akan o doğallığı da yitirmeden, yardıra yardıra yaptığın dansını bir güzel zenginleştirdin…

Az daha altıma ediyordum seni seyrederken… Ekranda sana baktıkça, kimseyi umursamadan dans etmek geldi içimden… Gerçekten de dedikleri gibi, dans insanın derinliklerindeki hissiyatını beden diliyle ortaya koyması demekmiş…

Tamamne art niyetten arınmış, saf insanlığın ne olduğunu, hesapsız ve kitapsız bir halde senin dansında görebildik sevgili Nurullah Selim … Halk da, salondaki seyirciler de bu samimiyetini görmüş olacak, seni direkt birinci yapıp yarı finale taşıdılar…

Şimdi çok ama çok merak ediyorum, bu sefer ki turda şapkadan ne çıkaracağını… Dansını daha bir geliştirerek, daha zenginleşmiş ama doğallığını yitirmemiş bir kareografi ile, bizi yine kırıp geçireceğinden hiç mi hiç şüphem yok…

Sanırım bir on kere daha izleyeceğim azıcık sıkılana dek… Ya da bir 20 – 30 doz daha alabilirim bıkmak için senden… Yoksa ne mümkün senin dansının olmadığı bir hayata uyanmak…

Sevgi ve Saygılarımla… Fırat ÖÇAL