- Kategori
- Aile
ONA ÖZGÜVENİ ÖĞRETİN
Eğer bir kız çocuğunuz varsa ve ona yaşam hakkında çok önemli bir bilgi vermek istiyorsanız öncelikle "özgüven" i öğretin. Gerisi gelir... Bu zaten dünyanın ona sunacağı ya da eksik bırakacağı her koşulda var olabilme cesaretidir. Erkeklerin kurduğu bir dünyada babasına ya da kocasına ya da "o adama" sırtını dayamadan var olabilme becerisini getirir.. Bu da bir erkekle ihtiyaçlarını karşıladığı için değil, birlikte yaşama değer katmak için yan yana durma arzusu demektir...
Çok kez sorarız hepimiz karmaşık soruları. Hayat denen şey bu mu? Canının acıması bu mu? Hem yola devam ederiz ve tadarız hem pes eder, küser, tadına vardığımız şeyi kusar ama yeniden ve yeniden başlarız. Ama eğer genotipimiz XX ve fenotipimiz kadınsa şu hayatta bazı ayrıca değerlere sahip olmalıyız. O kız çocuğunuzun bir mesleği olsun öncelikle. Kirasını ve faturalarını ödeyebilen bir kadının bir başkasına minnet etmeyeceğini bilsin. "O adam" a aşk icin gitsin. Kendi hayatının içinde olduğunu hissedebilsin, dışında değil. Başkasını hoşnut edebilmek ve kendini zorlamakla, kıvranıp durmakla ilgili olmasın. "Nasılsan öyle kalabilmek"le ilgili olsun mesela. Kendi değerlerini keşfedebilsin, bir başkası onaylamasa da. O kendini onaylasın... Çoğu zaman hayat bizimle dalga geçer. Yeteneklerimizi ve kimliğimizi sorgulatır. Ama kadınsanız ruhunuzun çıplak hissettiği daha çok olur. İşte o zaman! Kendiyle kalabildiğinde ne kendini yargılasın ne de ötekine hırpalatsın. Yol bitti diyerek onu aciz bırakmak isteyenlere inanmasın.
Eğer bir kız çocuğunuz varsa ya da bir kız çocuğu sahibi olmayı istiyorsanız bir kaç kez fazla düşünün. Ama bu sizi çokta ürkütmesin. Onun yetilerini elinden almaya kalkmazsanız bile yeter. Artı değerler ekleyemeseniz bile yeter. Bir tek "özgüven" i öğretin. O yoluna devam eder...
Bir kadının hırsları da olabilir tutkuları da. "Prada" sını kendi alsın ya da kendisine alındığında sadece bir "hediye" gibi kabullensin,"ihtiyaç" gibi değil ve aşık olacağı adama kendi karakterinden yola çıkarak karar versin.. Kaybettikleriyle kaybolmasın.. Hayatın ona başka seçenekler sunabileceğine inansın. Hep seçildiğini zannederken aslında kendi seçme özgürlüğünün de olduğunun farkına varsın.
Cinselliğinden utanmasın. Cinsel ilişki yaşadığı için "o adam" a mahkum oldugunu sanmasın. Cinselliğin insan varlığına olağanüstü bir lütuf olduğunu fark etsin. Meselenin "almak" ve "vermek" le ilgili değil "birleşmek"le ilgili oldugunu hissetsin. Utanmasın ve tiksinmesin. Zevk alabilsin. Aynı hayatın zevk alabilmek için çabaladığımız onca kısıtlı imkanlarına rağmen hem de bir parçası olduğunu bilsin..
Ve evet eğer bir kız çocuğunuz varsa ya da olmasını istiyorsanız ona "yaşam hakkı" tanıyın. Yanlış söyledim belki ben de. Siz "tanımayın" yaşam hakkını. Ona öyle bir özgüven verin ki o kendi karar versin yaşamının hakkına...
Çok kez sorarız hepimiz karmaşık soruları. Hayat denen şey bu mu? Canının acıması bu mu? Hem yola devam ederiz ve tadarız hem pes eder, küser, tadına vardığımız şeyi kusar ama yeniden ve yeniden başlarız. Ama eğer genotipimiz XX ve fenotipimiz kadınsa şu hayatta bazı ayrıca değerlere sahip olmalıyız. O kız çocuğunuzun bir mesleği olsun öncelikle. Kirasını ve faturalarını ödeyebilen bir kadının bir başkasına minnet etmeyeceğini bilsin. "O adam" a aşk icin gitsin. Kendi hayatının içinde olduğunu hissedebilsin, dışında değil. Başkasını hoşnut edebilmek ve kendini zorlamakla, kıvranıp durmakla ilgili olmasın. "Nasılsan öyle kalabilmek"le ilgili olsun mesela. Kendi değerlerini keşfedebilsin, bir başkası onaylamasa da. O kendini onaylasın... Çoğu zaman hayat bizimle dalga geçer. Yeteneklerimizi ve kimliğimizi sorgulatır. Ama kadınsanız ruhunuzun çıplak hissettiği daha çok olur. İşte o zaman! Kendiyle kalabildiğinde ne kendini yargılasın ne de ötekine hırpalatsın. Yol bitti diyerek onu aciz bırakmak isteyenlere inanmasın.
Eğer bir kız çocuğunuz varsa ya da bir kız çocuğu sahibi olmayı istiyorsanız bir kaç kez fazla düşünün. Ama bu sizi çokta ürkütmesin. Onun yetilerini elinden almaya kalkmazsanız bile yeter. Artı değerler ekleyemeseniz bile yeter. Bir tek "özgüven" i öğretin. O yoluna devam eder...
Bir kadının hırsları da olabilir tutkuları da. "Prada" sını kendi alsın ya da kendisine alındığında sadece bir "hediye" gibi kabullensin,"ihtiyaç" gibi değil ve aşık olacağı adama kendi karakterinden yola çıkarak karar versin.. Kaybettikleriyle kaybolmasın.. Hayatın ona başka seçenekler sunabileceğine inansın. Hep seçildiğini zannederken aslında kendi seçme özgürlüğünün de olduğunun farkına varsın.
Cinselliğinden utanmasın. Cinsel ilişki yaşadığı için "o adam" a mahkum oldugunu sanmasın. Cinselliğin insan varlığına olağanüstü bir lütuf olduğunu fark etsin. Meselenin "almak" ve "vermek" le ilgili değil "birleşmek"le ilgili oldugunu hissetsin. Utanmasın ve tiksinmesin. Zevk alabilsin. Aynı hayatın zevk alabilmek için çabaladığımız onca kısıtlı imkanlarına rağmen hem de bir parçası olduğunu bilsin..
Ve evet eğer bir kız çocuğunuz varsa ya da olmasını istiyorsanız ona "yaşam hakkı" tanıyın. Yanlış söyledim belki ben de. Siz "tanımayın" yaşam hakkını. Ona öyle bir özgüven verin ki o kendi karar versin yaşamının hakkına...