Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '19

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

Onayla Beni Görüşelim

Hayatımızın tüm evrelerinde yaptığımız her şeyden dolayı takdir ve onay beklentisi, bizi bambaşka kişiliklere yönlendirir.

İyi çocuk ve kötü çocuk kavramıyla başlar her şey…
Ödüller takdirler ve kıyaslamalar…

Herkesin çocuğu genelde bizden öndedir. Kimse daha az olanı görmek istemez.
90 alsan, 100 alanla kapıştırırlar.
Bir anda gönülsüz bir yarışta bulursun kendini, terini silerler, ortamını hazırlarlar ve koştururlar kendi hırslarıyla…

Eğer bu yarıştan galip çıkarsan onaylanırsın.
Ailen, çevren, herkes sana ona göre davranır.
Gittiğin her yerde övgülerle anılırsın,
Karakterin ve kişiliğinde bu onaylarla oluşur.

Kimisi bu yarışta başarıdan ve hırstan gözü dönmüş iyi bir kariyer yapmış ama insanlıktan sınıfta kalmıştır.
Kimisi hepsini bir arada yürütmeye çalışırken kendisinden vazgeçmiş ama olumlu onaylarla mutlu olmaya çalışmıştır.
Diğeri, hayatını kendi bilincinde yarattığı, belki kariyer yönünden örnek gösterilmeyecek ama insanlık adına hep kendisinden iyi şekilde bahsedilecek bir gelişimde yer almıştır.
Bunun dışındakiler reklam kampanyası güçlü, ilişkilerini menfaat ve çıkarlar üzerine kurmuş, kişiliklerini bir yerlerde kaybetmiş büyük egolu, küçük kimlikler;

Daha çok onaya ve pohpohlanmaya ihtiyaç duyarlar ve çevrelerinde de buna göre insan biriktirirler…

Sonuçta yaptığımız her şeyden onay bekleriz. Bu kötü bile olsa…
“Sen işe yaramazın birisin” şeklinde bile başkalarının olumsuz onayını alırsın.

Gün gelir bu onayları reddetmek istersin, ya da onay beklemiyormuş gibi yaparsın.
Ya da “kimsenin düşüncesi umurumda değil” şeklinde davranıp, bu durumundan bile onay bekleyen bir ruh hali sergilersin.

Şimdi ben bunları yazarken sizlerden iyi yada kötü onay bekliyorum.
Böyle olmasa neden yayınlayayım, düşüncelerimi yazarak kendimde saklarım.

Onay beklemek kişisel gelişime faydalı bir şeydir.

Size sadece duymak istediğiniz şeyleri söyleyen insanlarla görüşürseniz yol alamazsınız.
Onlar sizi oyalar ve geçici mutlu eder ama gerçekleriniz sizde saklı kalır ve içten içe  mutsuz olursunuz.

Kendinizi ikna edemediğiniz sürece duyduğunuz olumlu onaylar sizi mutlu etmez.
Önce kalbinize bakın, düşüncelerinize ve davranışlarınıza
Sonra ne kadar temiz ve masum kaldığınıza kendinizi ikna edin.
Edemezseniz çevrenizde sadece duymak istediğiniz şeyleri söyleyen insanları bulundurmak isteyeceksiniz.
Ve sloganınız şöyle olacak!
Bana duymak istediğim şeyleri söyle!
O zaman görüşelim seninle…

Sevgilerimle;

Belgin BAYKAL

 
Toplam blog
: 25
: 177
Kayıt tarihi
: 12.07.14
 
 

Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler Mezunu Köşe yazarlığı, makale yazımı ve iletişim konusu..