Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '12

 
Kategori
Şiir
 

Ondan esinlenenler I

Nerdesin

Az önce gördüğüm yerde değilsin.

 

Ne Olur

Nereye gidersen git,

Yanında beni de götür.

 

Bazen Olmuyor İşte

Senden tek istediği, onu sevmendi;

Bu kadar mı zordu?

 

Yalan Korkusu

Kendisini ne kadar sevdiğimi sormasından;

Korktum hep.

 

İtiraf

Sen bana geldiğinde,

Evimdeki bütün saatleri;

Geri alıyordum.

 

Bâb-ı Alem

Öyle bir kapı istiyorum ki,

Odamda;

Hep sana açılsın.

 

Ağır Vardiya

Dokuzdan altıya seni düşünmek;

Altıdan onikiye seni sevmek;

Onikiden dokuza seni hayal etmek.

 

Hayal

Gözlerim kapalı,

Nasıl onu görürken;

Açtığımda da,

Görmek istiyorum.

 

Unutuyorum

Önce sesin,

Şimdi yüzün,

Geriye ne kaldı ki;

Hatırladığım.

 

Nokta

Sen koymasan da,

Koymaya korksan da;

Konulacak,

Sen ne kadar istemesen de.

 

Bir Akşamüstü

Kulağına eğilip,

Seni asla bırakmayacağımı,

Fısıldadığımda;

Yüreğimde fırtınalar kopuyordu.

 

İlham Perisi

Gözlerinin içine bakarak;

Elini tutup sana seni sevdiğimi,

En güzel, en çekici, en sarı sözlerle,

Söyleyebilmek için sarhoş olmama gerek yok.

 

Korkularım

O kadar çok mektubum var ki;

Sana gönderemediğim.

O kadar çok duygularım var ki;

Sana anlatamadığım.

Sadece kendime sakladığım,

İncinmekten korktuğum.

 

Hiç

Seni bana hatırlatan nesneler de silindiğinde belleğimde;

Artık, sen diye biri olmayacak benim için.

Senin yerini onlar alacak;

Onlar sen olacak.

 

Sen ise bir O olacaksın;

Tıpkı sıfır gibi.

 

Büyük Yanılgı

Düşünmüştüm ki,

Ben sadece ve sadece seni sevmişim.

Ama görüyorum ki,

Bir başkasıymış sevdiğim.

 

Kişiden daha çok bir imge,

Ben sana aşık olma fikrini sevmişim.

 

Kabullenemeyiş

Neden beni değiştirmek istiyorsun?

Kendim olmama izin vermiyorsun?

Neden beni bu halimle kabullenmiyorsun?

 

Çok muyum, az mıyım,

Alla’sen, ne önemi var?

Neden beni olduğum gibi sevmiyorsun?

 

Olanaksız

Bir kuş olmayı geçirdi içinden, oldu.

Sınırsız masmavi gökyüzü içinde uçtu.

 

Bir balık olmayı düşündü aklında, oldu.

Rengarenk mercanlar arasında yüzdü durdu.

 

Yaşlı bir ağaç olmayı düşündü hayalinde, oldu.

Rüzgarlı bir vadinin ortasında öylece durdu.

 

Bir insan olmayı geçirdi içinden, beceremedi.

 

Mutlu Anlarım

Öyle zamanlarım oluyor ki;

Sadece seni düşünmek,

Seni hayal etmek,

İstiyorum.

 

Hiç kalkmadan oturmak,

Kıpırtısızca, dingin;

Seni görmek,

İstiyorum.

 

Tatlı Rüyalar

Ne kadar tutabilirim aklımda,

Yüzünü, gülüşünü, sesini;

Sen benden bu kadar uzakta iken,

Bilmiyorum.

 

Bildiğim tek şey ise,

Ne zaman unutmaya başlasam seni,

Karşıma çıkıyorsun rüyalarımda,

Hatırlatırcasına kendini.

 

Yanlış Yerde Arayışlar

Papatyaları denedim;

Sevmiyor, çıktı.

Yıldızlara baktım;

Olmaz, dediler.

Falcılara danıştım;

Halime üzüldüler.

 

Sana sordum;

Tabii ki, dedin.

 

Bırakma Beni

Kollarının arasına al beni,

Sıkıca sar, bırakma beni.

 

Çağırsalar da beni,

İsteseler de senden;

Onların ellerine bırakma beni.

 

Gelip ayırmaya çalışsalar da,

Sımsıkı kucakla beni;

Kenetlensin ellerimiz vücutlarımızda,

Onlara verme beni.

 

Yanımda Bir Yabancı

Güneş,

Vapur sesi,

Deniz kokusu,

Martı çığlıkları,

Kepenklerin gürültüsü,

Hepsi tanıdık, hepsi aşina.

 

Yatağımda yanı başımdaki kadın,

Ne bana ait, ne de bir başkasına;

Bana oldukça yabancı,

Kendisine de.

 

Vaatler

Bana dünyaları vaat etti;

Elimin tersiyle ittim.

 

Cennetin bütün kapılarını açıp,

Tüm güzelliklerini önüme serdi;

Birazcık bile ilgilendirmedi.

 

Ayı,

Güneşi,

Yıldızları gösterdi;

Kabul etmedim.

 

İçinde kendisinin de olduğu küçücük bir ev gösterseydi eğer;

Hiçbirşey sormadan kabul ederdim.

Ama, bunu bilemedi.

 

Sen de Onlar Gibisin

Günü birlik sevgili dedi, ilkin;

Ertesi gün tekrar karşılaşınca,

Kısa süreli sevgili.

 

Kendisine yazdığım şiirleri okuyunca,

Romantik, platonik, gerçek dışısın dedi.

İkimiz arasındaki gerçeklerden söz edince,

Acımasız bir realistsin.

 

Birgün, serseri oldum;

Kapısında tüm gece bekledim diye.

Ertesi gün, bir soytarı;

Çabalarken, gerçekler onu incitmesin diye.

Adım şaklabana çıktı;

Sırf onun güzel yüzü gülsün diye.

 

Beni herbir kategoriye soktu;

Tek amacım onu mutlu görmekti,

Ama, bunu bilemedi.

 

Küçük Bir Öpücük

Karşıma çıktı birgün,

Binlerce insan arasından;

Beni acılarımdan kurtaracak yolu bildiğini söylerken,

Gözlerinin içi parlıyordu heyecandan.

 

Sordum, Nasıl olacak? dedim.

Konuşmadan durdu öyle.

Israr ettim, Neymiş? dedim,

Kendin keşfetmelisin diye cevapladı.

 

Yakasına yapıştım,

Söylemeden bırakmayacağım dedim.

O kadar mı bilmek istiyorsun? diye sordu,

Evet, dedim.

 

Ellerimi yakasından çekti,

Kendi ellerinin içine aldı.

Gözlerimin içine bakıp,

Dudaklarımdan öptü.

 

Bir an gözlerimi kapadım.

 

Ağaçlar gördüm, ince, uzun, yemyeşil;

Kuşlar dallarında şakıyordu.

Dağlar gördüm, karlar ile kaplı bembeyaz;

Zirveleri bulutları deliyordu.

Nehirler gördüm, akıyorlardı şırıl şırıl;

Hep beraber denize ulaşıyorlardı.

Şehirler gördüm, cıvıl cıvıl;

Rengarenk insanlar dans ediyorlardı.

 

Kendimi aradım, nerdeyim diye.

Başımı kaldırıp gökyüzüne baktığımda;

Ayı gördüm yıldızların içinde, dönüyordu etrafımda.

 

Dudaklarını dudağımdan çektiğinde,

Açtım gözlerimi, istemeyerek.

İşte o zaman anladım;

Onun kim olduğunu.

 

 
Toplam blog
: 9
: 106
Kayıt tarihi
: 05.04.12
 
 

Bir sonbahar günü İstanbul'da dünyaya gelen Teoman Aktürk, doktorasını İTÜ'de tamamladıktan sonra..