Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '19

 
Kategori
Dostluk
 

Önemseyen Dostluk

         Sevgili dostum,

         Biliyorsun zaman zaman okullara ve Üniversitelere konuşma daveti alıyorum. Bu konuşmalara da severek gitmeye çalışıyor, mutlaka da kitap, kalem hediyelerimle öğrenmeye ve gelişmeye hevesli genç kardeşlerime moral vermeye gayret ediyorum. Bu konuşmaların sıklığı istediğim kadar olmasa da arada da hatırlanmak bana mutluluk veriyor.

         Çok değer verdiğim dostum,

         Geçmişte, konuşma daveti olmasa da okul Müdürlerini ve Üniversite hocası arkadaşları, başka kurumdaki arkadaşları da ziyaret ederek görüş ve düşüncelerimi anlatıyordum. Ancak bir süre sonra baktım ki, konuşma ve ziyaretlerimizin pek faydası olmuyor ve dedikodu konusu oluyor, bazı kişiler “Bu adamın işi yok mu da geliyor?” diye seviyesiz dedikodular ediyorlar. Ziyaretler uzayınca da kitap okuyamıyorum. “Artık daha fazla kitap okumam” lazım diyerek bu ziyaretleri kestim veya azalttım. Bir faydası olmayan sadece laf olsun diye sohbet etmenin anlamı kalmamıştı bana. Kitap okumaya daha ağırlık verdim.

        Sevgili dostum,

         “Çok geziyor, çalışmıyor, zamanı çok,  tembel” diye dedikodumuzu yapanlar, bu sefer “Niye eskisi gibi ziyaret etmiyorsun? Diye laf olsun diye siteme başladılar. Ben gayet ciddiyetle “Hocam ne yapacağız?” diye sorduğum zaman  “Çay içer, yemek yeriz” demeye başladılar. Yana okullara çay içip yemek yemeye gideceğiz.

           Sevgili dostum,  

           “Peki ne desinler? “ diyerek sorduğunu duyuyor gibiyim. Bilinçli öğretmen ya da Üniversite hocası “ Bir gün ayarlayalım bizim okula gel, öğrencilere tecrübelerini anlat, güzel soru soranlara kalemler ver, daha güzel soru soranlara kitaplar hediye et belki öğrencilerimizden senden faydalanan ve gelip ziyaret edenler olur” demeleri daha faydalı olmaz mı? Kimisi de  “davet bekleme sen git” diyor ama herkesin dersi planı var. Rastgele ziyaret de olmaz ki. Amaç öğrencilere faydalı olmak ise zamanı ve planı olmalı.

           Sevgili dostum,

           “Bunu yapan yok mu yani?” diye sorduğunu da duyar gibiyim. Bunu yapan bizzat ziyaret ederek davet eden hocalar da var.” Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır” derler. Biz bizzat ziyaret etmek istesek bu sefer de  “ Üzerine görev olmayan işlerle uğraşıyor” diyerek güya gerçekleri anlatıyor havasına giriyorlar. Başkalarına faydalı olacağız derken bakıyorsun başkaları gayret etmemizden rahatsız oluyorlar. Bizim amacımız rahatsız etmek olmadığından ziyaretleri keserek kitap okumak, gelerek davet edenlerle ilgilenmeyi daha faydalı buldum.  Faydalanmak isteyen  arayıp buluyor yani..

           Değerli dostum,

           Hayatta özellikle sen ve ben gibi güzel dostluk kurmak isteyenlere, birilerine faydalı bir şeyler öğretmek isteyenlere Allah fırsat yağdırıyor ama gönül gözü ile göremeyenler tabii ki göremiyorlar. Çünkü çok duyuyorlar ama duyduklarını uygulamayınca başarı da gelmiyor. Kendilerinde hata arayanlar da hep başkalarını suçluyorlar. Sanki suçu başkasına atınca başarı hemen gelip de onları buluyor! Bu durumda bize düşen görmek istemeyen ve duymak istemeyenlerle anlamak istemeyenlere bakmadan güzel yazılmış kitaplar okuyarak hayatımıza güzel bilgilerle renk katmak oluyor.

        Değerli dostum,

         Sosyal medyada sohbet etmek istediğin genç selamına  “ çok yoğunum” cevabı veriyorsa onunla sohbet ne ona ne bana fayda sağlar. O yüzden kendini çok değerli ve yoğun gören insanla muhatap olmaktansa ne zaman istersem bana bilgisini severek sunan asla  “yoğumum “ demeyen kitaplardaki bilgileri bir insanla sohbet eder gibi okumak inan insana çok zevk veriyor. Beni kitaplar önemsiyor, ben de onları. Bu aşk her zaman devam etsin.

         Çok Kıymetli dostum,

         Burada tabii seni unutmamak lazım. Sevdiğin okuduğun kitapları bana da taşıman. Güzel dostlarınla beni de tanıştırman, faydası olmayacak dostluklar kurmamam için beni uyaran, bana zadece lafta değil aynı zamanda daha güzel mektuplar yazmam için kalemler defterler ve başka şeyler armağan etmen ve bu mektupları sahte dostların aksine sosyal medyadan paylaşan çocuklarına ve öğrencilerine de severek okutan gerçek dostsun sen. Senin her dönem beni okuluna davet etmen, kitaplarımı toptan alarak hem öğrencilerine hediye etmen, eşe dosta vermeni ben unutacak mıyım sanıyorsun? Böylece gerçek dostluğunu gösteriyorsun bana. Yani değer veriyorsun. Gerçek manada önemsiyor ve gerçek manada seviyorsun.

        Çok değerli dostum,

        Bazı insanlarda alay ederek diyorlar ki” okullara konuşmaya gidiyorsun, bizim çocuğun okuluna niye gitmiyorsun?” Ben de  “Bunu bana mı söylüyorsun ilk yoksa çocuğunla konuştun mu?” “Yok” dedikleri zaman  “O zaman çocuğunla ya da okuluyla konuş onlar davet etsin “ dediğim zaman  davete ne gerek var diyorlar ” Yani bana değer veriyormuş, ben her istediğim yere  davet olmadan da gidebiliyormuşum gibi ..Öyle konumumuz olsa  durur muyuz?   Bazı yerlerde biz önersek de cv bile isteniyor. Sanki bir saatlik konuşma yapmayacağız da bizi işe alacaklar.

        Değerli dostum,

       İçten samimi davet etmek isteyen insan senin gibi her korkudan arınmış olarak özgüvenle davet eder, davet etmek istemeyen insan da davet olmasın diye senden CV ister.” Ameller niyetlere göredir”  diyen atalarımız ne kadar doğru söylemiş. Tembelin bahanesi çok, çalışkan insanın ise mazereti yoktur. Her şeyi erteleyen bahane bulan yapmamak için bin dereden su getirmeye kalkan bu sebeple insanları usandıran kişilerden ünvanı ne olursa olsun uzak kalarak okumak işte bu yüzden bana ibadet gibi geliyor. Ben ibadet hazzı alıyorum bu işten. 

       Çok değerli dostum,

       İşte bunlardan dolayı seni gerçek dost olarak görüyor ve değer vermene karşılık ben de sana değer vererek bu mektupları yazıyorum. “İsimler önemli değil” diyen sen olduğundan da isim yazmıyorum. Önemli olan senin okuman ve faydalanman ve okuyanların da faydalanması benim de yazarak rahatlamam ve benim yazdıklarımı okuyan bir dostum olduğunu fark ederek mutlu olmam.

             Söz uçar yazılan mektuplarla dostluk baki kalır.

      

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..