Onların ki de mahkeme...

ABD Anayasa Mahkemesi; 2006 yılında çıkartılan ve Terör zanlılarına, mahkeme yolunu kapatan davanın iptali için kendilerine açılan davayı kabul edip, 5 evet iptal edilsin, 4 hayır iptal edilmesin kararı ile yasayı iptal etmiş!..

Bu yasanın iptali ile Amerika'nın Guantanamo üssünde tutuklu bulunan Terör zanlıları, Amerikanın her hangi bir yerindeki "habeas corpus (bir kişinin kendisinin yada başkasının yasalara aykırı olarak gözaltına alındığı iddiasıyla mahkemeye başvurma hakkı) Mehkemeye başvurma hakkı elinden alınanlar, yasanın iptal edilmesiyle birlikte bu haklarına tekrar kavuştukları bildiriliyor.

Bu karardan sonra Amerikan Başkanı Bush'a soruyorlar; Mahkeme böyle bir karar aldı ne diyorsunuz? Bush: Bu karar ile mahkemenin bölündüğü ortada, ancak mahkeme kararı kesindir. Mecburen bu karara uyacağız, diyor.

İşin bir ilginç yanı daha var. Bu yasanın iptali için yapılan oylamaya, hayır oyu verenlerin 4 ü de Bush tarafından mahkeme üyeliğine atanmış. Sanki Bush'a bağlılıklarını ilan ederler gibi.

Mahkeme, böyle kritik bir konuda, kritik bir oy oranı ile karar veriyor ve Amerikan halkı arasında; güvenlik mi, insan Haklarımı tartışması yapılıyormuş. Yani kimse mahkeme üyelerine savaş açmamış, tehdit etmemiş, gazetelerinde fotoğrafları yayınlayarak, teşhir etmemiş, Amerikan başkanı çıkıp, partisinin gurup toplandısında! mahkeme üyelerini tehdit etmemiş, bu mahkeme üyeleri bunun hesabını verece(!) dememiş, kimse Cübbeli Darbe dememiş, kimse Yargı Cuntası dememiş, mahkemenin verdiği bu karar ile güvenlik ve insan hakları arasındaki ince çizgi tartışılmış ve tartışılmaya devam ediyormuş. Bu kararı alan Anayasa Mahkemesinin üyelerinin hiç birisi Amerikan Güvenlik kuvvetleri tarafından, dinlenmemiş, takip edilmemiş. Her demokrat ülkede olduğu gibi mahkeme üyeleri, verdikleri kararı özgür iradeleri ile vermişler. Bu 5 üyeyi kimse istifaya devam etmemiş. Bu karar sonrasında, kimse Amerikan Anayasa Mahkemesinin yetkilerini tartışmamış, kimse bu yetkileri kısıtlayalım diye ortaya çıkıpta nutuk atmamış!.. Bizde(!) olduğu gibi görevlerine devam ediyorlarmış!..

Bu neyi gösteriyor. Gerçek demokrasiyi herkesin içine sindirdiğini. Ya bizde; işine geldi mi demokrasi ve insan haklarına sarılacaksın, işine gelmedi mi hepsini elinin kenarı ile bir kenara atacaksın.

Bu olayın bir de medya yönü var. Oradaki medya; güvenlik mi, insan hakları mı diye tartışıyor. Bizde ise; savaş çığlıkları atılıyor. Cübbeli Darbe diyorlar. Yargı Cuntası diyorlar. Anayasa mahkemesinin 9 üyesini istifaya çağırıyorlar. Gazete manşetlerine çıkartıp, hedef göstererek, teşhir ediyorlar. Birde konunun uzmanı olmayan ve her konuda bilgi sahibi olduğunu zanneden, takkeli liboşlar; bol bol ahkam kesiyorlar ve hala da ahkam kesmeye devam ediyorlar. Ellerine verilen kalemi, kendisini besleyen iktidarı savunmak için kılıç gibi kullanıp, Anayasa Mahkemesinin üyelerine saldırıyorlar.

İşin garibi, bu olaylar, saldırılar, tehditler, hedef göstermeler, savaş naraları atılmaya devam edilirken, Cumhuriyet Savcılarının sesi soluğu çıkmıyor. Anayasa Mahkemesi üyelerine saldırmak serbestmiş gibi. Bu mahkeme üyelerini koruyacak Türk Ceza Kanununda bir madde yok mu? Var da Savcılar mı uygulamıyor!..