Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '09

 
Kategori
Siyaset
 

Onur Öymen istifa etmeli mi?...

Onur Öymen istifa etmeli mi?...
 

Bana göre: İstifa etmemeli.

Zaten, Hürriyet Gazetesi’nin anketini değerlendirdiğimde de öyle çıkıyor. Evet; katılanların % 59’u “İstifa etmeli” görüşünü belirtmişler. Bu sonuç da “İstifa etmemesi” gerektiğini ortaya koyuyor.

Sizce “Yanlış” değerlendirme mi?...

Bence değil. Bu ülkede % 38 oranında oy alıp da TBMM’de % 65 çoğunluk sağlanıyorsa, bu anketin sonucunu da ben böyle yorumlarım.

Geç oradan, bu ülkede Anayasa Mahkemesi kararıyla “İrticaının odağı” olduğu mahkeme kararıyla kesinleşmiş bir parti, halen iktidarda ise, yine ben böyle yorumlarım.

Ardından, bu ülkede bazı tarihi gerçekler ve yaşlananlar, herkesin kendi çıkarı doğrultusunda ortaya konuyorsa, yine yorumum böyle olur.

Bir törende saygı duruşu ve İstiklal Marşı’na davet hangi sözlerle yapılıyor, gelin birlikte okuyalım.

“Savaşa düğün hevesiyle gidenlerin, geri dönmeyi hiç düşünmeyenlerin, namusu, şerefi ve haysiyeti için al bayrağı kefen bilenlerin, vatanı, ülkesi ve milleti uğruna toprağa gözünü kırpmadan giden, bayrak gönderden inmesin diye kendini siper eden tüm şehitlerimiz ve bugün içimize sinerek özgürce aldığımız her nefesi borçlu olduğumuz cumhuriyetin mimarı Mustafa Kemal Atatürk ve onun kahraman silah arkadaşlarının manevi huzurlarında sizleri saygı duruşu ve İstiklal Marşı’na davet ediyorum…”

İşte “Ulus” olmanın, “Millet” olmanın gerekçesi size…

Oturup düşünmemiz gerekir; biz “Çanakkale destanı”nı niye yazdık, niye yüz binlerce şehir verdik? Neden “Kurtuluş Savaşı” destanını hep birlikte yazdık?

Ülkemde, her aileden bir şehit var. Her ailede ağlayan analar var. Ama o analar ki, çocuklarını bu topraklarda gelecek kuşaklar rahat etsin diye kefensiz toprağa verdi.

O analar ki ağıtlarındaki gözyaşlarını yüreklerine doğru akıtırken, evlatlarının omuz başlarında oldular hep…

Atatürk: “Savaş, zorunlu olmadıkça bir cinayettir. Dünya insanları, kıskançlıktan ve hasetten, kinden uzaklaşacak şekilde eğitilmelidir…” demiştir.

Peki; Onur Öymen ne demiş?

‘’Maalesef bu ülkenin anaları çok ağladı. Tarihimiz boyunca çok şehit verdik. Çanakkale Savaşı’nda 200 bin şehidimiz vardı, hepsinin anası ağladı. Kimse çıkıp ‘bu savaşı bitirelim’ demedi. Kurtuluş Savaşı’nda, Şeyh Sait isyanında, Dersim isyanında, Kıbrıs’ta analar ağlamadı mı? Kimse ‘analar ağlamasın, mücadeleyi durduralım’ dedi mi? İlk siz diyorsunuz. Çünkü sizin terörle mücadele cesaretiniz yok.’’

Tarihine baktığımızda, bu ülkede her zaman iç ve dış etkilerle hep devlete karşı, otoriteye karşı kalkışmalar olmuştur. Tarihteki kayıtlara göre, o zamanki adıyla Dersim, şimdiki adıyla da Tuceli’deki ayaklanmaların sayısı bir-iki değildir, 1930 yılına gelene kadar, aşiret ağalarının çıkarlarını korumak için 10 kez ayaklanmışlardır. Gerekçesini de “Özerklik” isteyişi olarak ortaya koymuşlardır. Aşiretler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulmasıyla, yönetimlerinin elinden alınmasına karşı çıkmış; vergi vermek, askere gitmek gibi çeşitli zorunlulukları ise uygun bulmamış, isyan başlatmışlardır.

Kabul edilebilir olmayan bu ayaklanma da 1938 yılında bastırılmıştır.

Ayaklanmanın bastırılmasının sonuçları ortaya çıktığında ise, dönemin Vali-Generali Abdullah Alpdoğan “Evet… Biraz ileri gittik” demiş ve yapılan yanlışlığı kabul etmiştir.

Ancak, unutmamak gerekir ki, ayaklananlar veya bugün dahi ayaklanmaya çanak tutanlar “Evet… Biz de ileri gittik” dememişler, diyememişler ve halen de dememekte direnmektedirler. Halen “Özerklik” konusunda ısrarlarını sürdürmekte “Diyarbakır, Kürdistan başşehridir” diyebilmektedirler…

Ne güzel davet…

Herkes aklını başına asın…

Herkesi; “Savaşa düğün hevesiyle gidenlerin, geri dönmeyi hiç düşünmeyenlerin, namusu, şerefi ve haysiyeti için al bayrağı kefen bilenlerin, vatanı, ülkesi ve milleti uğruna toprağa gözünü kırpmadan giden, bayrak gönderden inmesin diye kendini siper eden tüm şehitlerimiz ve bugün içimize sinerek özgürce aldığımız her nefesi borçlu olduğumuz cumhuriyetin mimarı Mustafa Kemal Atatürk ve onun kahraman silah arkadaşlarının manevi huzurlarında sizleri saygı duruşu ve İstiklal Marşı’na davet ediyorum…” sözlerine uygun olarak “…saygı duruşu ve İstiklal Marşı’na…” bir kez daha davet ediyorum…

18 KASIM 2009

 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..