Ortaya karışık hüzünler

İranlı büyük şair Şirazlı Sadi der ki: “Dünyanın bütün nehirleri, adalete susayan bir insanın susuzluğunu dindirmeye yetmez.”

Ve

Adaletin kuvvetli, kuvvetlinin de adil olması gerekir .Kuvvetsiz adalet aciz, adaletsiz kuvvet de zalimdir. (Pascal)

Canım çok yandı hâlâ yanıyor; içeride yatan kader arkadaşlarımız ve eşlerini düşünüyorum. Yazmak yazmak durmadan yazmak istiyordum; çünkü o kadar çok şey var ki yazılacak.

Bu yazıyı yazmak için BORDO BERELİLERLE TV de yapılan röportajı görmem gerekmiş.

Yaşadığım acılar (acılarımız), hissettiğim duygular depreşti, onları o kadar iyi anlayabilmek için yaşamak gerek diyorum. Eşlerimiz kelle koltukta dağlarda gezerken oturdukları yerden ahkâm kesenlere kul hakkımı helâl etmiyorum.!

Onları ALLAH görüyor, biliyor nasılsa!…

Ve bordo bereliler: diyordu ki içlerinden biri: biz görevimizi yapıyoruz ve hakkımızda medyada çıkan haberlere itibar etmiyoruz. Ağır şartlarda çalışıp, ailemizden uzakta aylarca onları görmüyoruz. Eğer kolaysa gelip bu görevi yapsınlar ve sonra konuşsunlar. VE biri konuştu ki, canımı yakan veyaralarımı tazeleyen oydu: eve geldiğimde 3 yaşındaki çocuğum bana amca diyorsa ve ben hâlâ bu görevi sürdürebiliyorsam VATAN aşkımdandır.

Benim de kızım babasından kaçmıştı, biraz zaman geçince aklı ermeye başladığı vakitlerde de kapıya dayanır ve gitme babacım ne olur gitme diye yalvarırdı. Bu hep tekrarlanan sahneler oldu evimizde, baba yokluğunda hırçınlaşır, gittiği gün ateşlenirdi. O günlerde Metin Milli’nin bir şarkısı vardı:

“Kumrulari dinledim susuverdiler
rüzgarlari bekledim sensiz estiler
seherleri özledim hiç gelmediler
izlerini nerede bulurum senin”

Bu şarkıyı dinlediğinde garip bir şekilde ağlardı.Ve 30 yıl sonra itiraf ettiği şey çocukluğum ve ergenliğim boyunca hep babamın öldürüleceğini düşündüm dediğidir. Küçük kızım bir 10 gün dolamıştı diline kim sonra yarım konuşmasıyla “baba on gün sonya gelecek” derdi. Çocuklarımız babalarından yoksun büyüdüler; en güzel zamanlarını göremedi babaları. Bu çocuklarlarla şehitler verdik, gazilerimiz oldu; psikolojik durumları atlatmanın güçlüğünün kalıcı izleri var çoğunluğumuzda. Bunların karşılığında ödüllerimiz ne oldu???

Sonra ne oldu

Arınç’ın Çukurambar’daki evinin yakınında 19 Aralık 2009’da Albay E.Y.B. ve Binbaşı İ.G gözaltına alındı.  Olay, “Arınç’a suikast girişimi” olarak basına yansıdı. Olayla ilgili başlatılan soruşturmada Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili, Genelkurmay’ın kalbi olarak bilinen Kozmik Oda’da (Özel Harp Dairesi; bordo berelilerin mekânı) günler süren inceleme yapmıştı. Gözaltına alınan subaylar serbest bırakılırken, 3 yılda soruşturma sonuçlandırılamadı.3 yıl geçtikten sonra Bülent Arınç, suikast iddiasına ilişkin şunları söyledi:

“Bu soruşturmanın bir şekilde ya takipsizlikle neticelenmesini ya da bir dava açılmasını bekliyorum. Ben bunun bir suikast girişimi olduğunu düşünmüyorum.”
Odatv.com

***********

"Yalancının cezası, kendisine inanılmaması değil, onun kimseye inanmamasıdır. -BERNARD SHAW-"

Bülent Arınç’ın ERGENEKON YORUMU:
 
PAŞALAR GÖZALTINDA, NELER OLUYOR diye soruldu. Türkiye bağırsaklarını temizliyor(temizliyoruz demek istiyor)

Ve her söyleme müdahale eden  Recep bey ordumuzun bu kadar subayı içeride ne yapılacaksa yapılsın dedi bir ara her nasılsa sanki kendisi uzayda yaşıyormuş da bunlardan haberi yokmuş gibi!

Peki Bülent Arınç bunları söylerken neden sustu, neden bu çirkin konuşmaya müdahale etmedi?

KAÇMA ŞÜPHESİ İLE TUTUKLANAN SUBAYLAR BAKIN NE YAPMIŞLAR?

İstanbul'daki Balyoz davasında hüküm giyen 11 muvazzaf subay, ikamet adresleri olan Ankara’ya nakillerini istedi. Subayları, Ankara’ya getiren araç yolda bozuldu. “Kaçma şüphesi olduğu” gerekçesiyle tutuklu olarak yargılanan 11 subay, hep birlikte aracı gişelere kadar ittiler.

VE ŞİMDİLERDE !!!

AKP’yi ayakta tutan benim diyor bebek katili APO ve İmralı görüşmeleri ortaya çıktığı için Recep bey ateş püskürüyor ama APO ya cevap vermiyor bunu sadece gazeteciye yapıyor. "batsın senin gazeteciliğin" evet  ama haber doğru!

(Öca­lan “Ne ev hap­si, ne de af! Bun­la­ra ge­rek kal­ma­ya­cak! Her­kes, he­pi­miz öz­gür ola­ca­ğız. Bir re­jim de­ği­şik­li­ği ola­cak. Biz Tay­yip Be­y’­in baş­kan­lı­ğı­nı des­tek­le­riz. Biz AKP ile te­mel­de bir baş­kan­lık it­ti­fa­kı­na gi­re­bi­li­riz!” di­yormuş)

Eee haliyle bunları milletin duymasını istemeyecektir kendileri.

Kendileri bir öyle bir böyle konuştuğundan ötürü ya da tek şahıslılığı sevdiğinden bir tek kendi bilgisi dahilinde olmasını mı istiyor? Ancak aşağıdaki linki engellediği gibi engelleyemiyor.Gazeteleri toplatması gerekir herhalde ki zaten o zamana kadar herşey meydana çıkmış vaziyette idi tv haberleri ile.
 
Canım ülkem işte böyle yönetiliyor...

Bu içerik, hükümet tarafından yapılan yasal bir şikayet nedeniyle bu ülkenin alan adında kullanılamıyor. Daha fazla bilgi edinin

Bir Başbakan İki Erdoğan / Recep Erdoğan - Tayyip Erdoğan

Ve son söz çok sevdiğim değerli insan şair Sennur Sezer’ den
YORUM SİZİN
“İnsanın insandan korkmasına karşıyım
İşte bunun içindir
Bütün yazıp
Altına imza attıklarım”
Sennur Sezer

Hâdiye Kaplan