Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Nisan '21

 
Kategori
Öykü
 

ORUÇLU MUSUN?

İçimde bir huzur, öyle bir huzur... Şükürler olsun kavuşturana. Ramazan aylarında beni hep duygulandıran davulun sesiyle kalktım. Köyün gençleri candır. Hala sürer gider o güzellik, sağ olsunlar hiç erinmezler sırayla herkes vazifesini yerine getirir, ramazan bitene kadar vurur davula...

Neyse efendim. İki göz odam, azıcık aşım kaygısız başım, yalnızlığımla Allah ne verdiyse sahurumu yapıp niyetlendim. Rahmetli iç işleri bakanım hayatta olsa yine eski ramazanları, yitirdiğimiz kıymetlilerimizi anıp sohbet eder öyle uyurduk. Aylardır yüreğim yangın yeri ama bu ramazan yüreğim daha bir kor olunca, bir de özlem ağır basınca sahuru yaptığım gibi uyumuşum. Nasipte bu sene ibadetimi yalnız yapmak varmış ne yapalım, yüce yaradanın takdiri... Mekânı cennet olsun kıymetlimin, nur içinde yatsın yokluğunu gün geçtikçe daha bir hissediyorum.

Öğleye doğru, biraz hava alayım hem radyonun biten pillerini yenileyeyim diye çıktım. Önce bakkala uğradım. Nasılsın iyi misin? Faslından sonra her ramazan bir çok yerde olduğu gibi, bakkal bilindik soruyu yöneltti. "Oruç musun Muzaffer Amca?" Duymamazlığa verdim pillerle ilgili bir şey sordum. Yanıtımı aldım parayı uzatıp hayırli işler evladım diyerek çıktım. 

Yeterli hava alamadım herhalde, e içişleri bakanım da yok...Dur dedim ramazan ama köy meydanına, kahveye de uğrayayım. İlla arkadaş vardır... İki insan yüzü görürüm, hal hatır sorarım hoş beş ederiz dedim. Bir kaç arkadaş oturuyordu çektim bir sandalye aralarına katıldım. Bir iki laftan sonra yan masada oruç tutmayan çay içen arkadaşları, gençleri oruç tutmuyor diye çekiştirmeye başladılar. Yahu hep aynı şey dedim. Bırakın yav ibadet Allah'la kul arasında herkesin günahı kendine. Tutan tutsun tutmayan tutmasın. Duyarlar ayıp olur, hem belki ilaç kullanan var belki bilmediğimiz bir sebep var. Allah nasip etsin inşallah onlar da tutabilsin desek ya dedim.

Biraz oturdum içim sıkıldı kalkıp eve gidiyordum sağdıcımla damadı denk geldi biraz da onlarla hoşbeş ettik. Laf arasında o da sormasın mı "Oruçlu musun sağdıç?" Dedim "Napçan iftar mı vercen?" Gülüştük...

Gülüştük gülüşmesine ama, nasıl desem içimden bir şeyler koptu gitti. Ah dedim eve giderken... Bu yıl benim mahsul verimsizdi, hava muhalefetinden olanı da kaybettim. Küçük bahçeyi de böcek sardı. Kaldım dımdızlak. Çiftçi adamsın başka gelir yok buldum mu yedim bulamadım mı aç yattım. Ki biliyorlardı da... "Rızkımı veren hüdadır kula minnet de eylemem" Velhasıl çok çektim. Cancağızım iç işleri bakanım da gitmiş... İyi kötü yemek yapmayı da öğrendim, öğrendim öğrenmesine ama gel bana sor. Demem o ki; bir Allah'ın kulu aylardır aç mısın? Dememiş... Şimdi soru yağmuruna tutuyorlar "Oruç musun oruç musun?" 

He değilim, alın dedikodusu size, günahı bana diyesim geldi de, dedim boş ver şeytana uyma. Rabbim kabul ederse ibadetimi yapıyorum. Allah herkesin kalbine göre versin. Ne diyelim, orucun anlamını bilenlerden eylesin.

Bakmayın bana, konuşurum ben arada öyle kendi kendime haydi kalın sağlıcakla. Muzaffer Amca'nızdan selam olsun size, hayırlı ramazanlar, inşallah nicelerine...

 

SİBEL YILMAZ 

 

 

 
Toplam blog
: 145
: 716
Kayıt tarihi
: 22.02.18
 
 

1978 Bursa doğumlu. Kelimelerin Dansı ve Kırmızı Vosvos kitaplarının yazanı. Eşi ve kızları olmaz..