Osmanlı Tarihi bizlere yanlış mı öğretildi?

Sosyal paylaşım siteleri ile insanlar inanılmaz bir bilgi bolluğu yaşamakta. Ne var ki bu bolluk kötü amaçla da kullanılmakta. Hayatında 2 kitap okumamış insan sayımızın ne kadar olduğu yapılan araştırmalarla ortadayken, insanlarımızla konuştuğunuzda araştırmaların yanlış olduğunu düşünebiliyorsunuz. Bunun en büyük destekçisi çeşitli sitelerde oluşturulan rivayetçi tarih veya rivayetçi siyasettir. Ben bu yazıda olayı tarihe bakış açısından ele alacağım.

Başta da dediğim gibi sosyal paylaşım sitelerinde yaşanan dezenformasyon ortada. Ülke insanımızın bir olumsuz özelliği okuduğunu doğru kabul etmesidir. Nasıl mı ? Hemen bir örnek vereyim; Bir arkadaşımın M.Kemal'in İngiliz ajanı olduğunu iddia etmesiyle başayan bir sohbet... Gülmemek elde değil. İngiliz resmi arşivlerinde de yer alan ve İngilizlerin büyük prestij kaybına yol açan Milli Mücadelenin başındaki adam bir ingiliz ajanı...  Bu arkadaşımız ile  yapılan tartışmanın sonuç vermesi mümkünn değil. Karşısına İlber Ortaylı'yı oturtsak (kimliğini bilmeden) ondan iyi bildiğini iddia eder. Peki bu bilgiler nerden elde edilmiş? Arkadaşımın engin bilgileri bir gazetenin yazı dizisinden. Yazı dizisi bir profesöre ait. Haliyle benden daha kıdemli ve benim söylediklerimin üstündeymiş. Gülüp geçiyorum.

Bu örnek bir dönemin popüler akımı olan ateizm gibi günümüzde M.Kemal düşmanlığının bir marjinallik emaresi olduğu düşüncemi destekliyor. Rivayetçi yazarlar sayesinde ülkemizin büyük lideri vatan hainliği mertebesine kadar düşürülmüş durumda. Bunun sebepleri aslında hepimizin bildiği gerçekler. Odak noktaları kimler neler, bunlar da biliniyor. 

Aslında buraya kadar konunun belirmesi gerekirken hala girişte oyalanıyoruz; ancak başıyla sonuyla çok dikkat edilmesi gereken bir konu.

Çok uzatmadan tarih derslerimizde hatalar yanlışlar var mı diye soralım. Mutlaka var. Abartı var mı? Elbette var? Hangi ülkenin tarih kitaplarında yok ki? Zaten tarih matematik gibi bir şey değil. Bu sebeple bu tip hata ya da abartıların olması normal.  Akademik yanlışlar kitapların elden geçirilmesi ile  kısa sürede düzeltmek mümkün.

Ben yanlış öğretildiğ iddia edilen Osmanlı'yı biraz irdeleyelim diyorum. Şimdi 600 yılı aşkın bir devlet.(İmparatorluk değildir. Bu sömürgeci zihniyetine sahip olmaması ile alakalıdır. O sebeple Osmanlı Devleti veya Devlet-i Aliye demek daha doğrudur.) İster kabul edin ister etmeyin bu devlet bizim devletimizdir.  Ders kitaplarında Osmanlı Kanuni'ye kadar gayet güzel bir şekilde anlatılmaktadır. Birçok kitabı açın bakın sonrası yok.Sadece Lise tarihte var. Ortaokul veya KPSS tarih kitaplarına bakın nereler anlatılıyor.  Peki bu muazzam devlet ne oldu da yıkıldı? Bu devlet hep harkulade bir şekilde yönetilmedi!

Aslında devletin çöküşü Kanuni döneminden başlar. Özellikle II.Selim'in tahta geçmesi( Hürrem Sultanın oğlu) devletin eski gücünden uzaklaşmasının temelleridir. Bu döneme kadar neredeyse her sefere ordusuyla çıkan padişahların yerine sarayda oturup ülke yönetileceğini sanan padişahlar ortaya çıkıyor. I.Murat savaş meydanında öldürüldü. I.Bayezid savaşta Timur'a esir düştü. Fatih sefere çıkmak üzereyken çadırında öldü. Yavuz zaten belki de saray görmemiştir. Hep seferdeydi ölümü de savaşa giderken oldu.  İşte böyle değerli padişahlarımız her zaman hak ettikleri gibi anılmıştır.( Önemli, bir tespitim Fatih gibi Türk tarihine yeni bir çığır açan padişahın isminin İstanbul'da bir semt bir hastane ve bir köprü ile anılması.Bence çok yetersiz.) Onlardan sonra gelenlerin çoğu başarısız olmuştur ki Osmanlı çöküşe doğru gitmiştir. haliyle bu padişahları başarılı bir şekilde anmak yalan tarih olacaktır.  Bunların içinde III.Selim, II.Mahmut kötü padişahlar olarak mı anılıyor? 

Gelelim bizlere öğretilmeyen tarihe. Kaç kişi Timurtaş Paşa'nın Ploçnik hezimetini İskender Bey'in Balkanlarda Osmanlı'ya neler çektirdiğini  balkanlar'daki yenilgileri biliyor?I.Murad döneminde Balkanlar'da alınan yenilgileri... Hatta Fatih döneminde bile azımsanamayacak yenilgilerin varlığını biliyor muyuz? Hayır! Şahkulu isyanının detaylarını.Dönemin en önemli paşalarından biri olan Behram Paşanın acziyetini... 

Peki bunlar tuhaf mı? Hayır değil. Bunların yer almaması pek tabi doğru. Zira yenilgiler ana yenilgiler değildir. Ancak Osmanlı düşmanı gibi lanse edilen bu kitaplar ve yazarları  veya yazdıranlar Osmanlı'yı karalama niyetinde olsaydı bu yenilgiler şimdi tarih kitaplarında yerini almıştı.

İyisiyle kötüsüyle ecdadımıza sahip çıkmalı ve karalamamalıyız. Hele ki döneminin 1 numarası haline gelmiş olan Osmanlı'ya saldıranları da affetmek mümkün değil. Aynı zamanda ülkemizin düşman işgalinden kurtuluşunu sağlayan M.kemal'e atılan çirkin iftiralar da bir o kadar üzücü...