ÖSYM Şaşırdı, Galata Kulesi’ni Üsküdar’a Taşıdı!...

ÖSYM, bu yıl, rayından çıktı.

Biliyoruz ki, eski ÖSYM (Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi) ile yeni ÖSYM (Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi) arasında kısaltma benzerliği dışında bir benzerliği yok.

Ha, bir de, asıl görevinin üniversite sınavları yapması....

Sınav yapma, ama nasıl?

“Nasıl”lığını anlatmaya gerek yok. Çünkü YGS’de olumsuzlukları, ÖSYM tarafından yapılan çelişkili açıklamaları, siyasilerin, özellikle Başbakan’ın koruculuğunu duymayan kalmadı.

*****

Eski ÖSYM, tartışmalı kimi soruları iptal etmemesine karşın, soru hazırlamada uzman kimliğini hiçbir zaman yitirmedi. Bu yönüyle de, bu yıla gelinceye değin, “en güvenilir kurum” olma niteliğini korudu.

Yeni ÖSYM, cumartesi günü yapılan LYS 3 Türk Dili ve Edebiyatı Testi’nin 7. soruyla, sınıfta kaldığını bir kez daha kanıtladı.

Nasıl mı?

Önce soruya bakalım:


1349’da Cenevizliler tarafından yapılan, sonraki
I
yıllarda da birçok kez onarılan Galata Kulesi,
II
İstanbul’daki görülmeye değer yerlerden biridir.

Üsküdar’ın Doğancılar Semti’ndeki bu yapı 17. yy.da
III IV
Hezarfen Ahmet Çelebi’nin takma kanatlarla uçma-
V
sından sonra da birçok uçma denemesine tanık

olmuştur.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerin hangisinde bir
yazım yanlışı vardır?

I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

(Alttı çizili yerleri koyu vermek zorunda kaldım)

Sorunun yanıtı C’dir; çünkü altı çizili bölümde yazım yanlışı vardır. O bölümün doğru yazımı şöyle olmalıdır:

Üsküdar’ın Doğancılar semtindeki....

*****

Yeni ÖSYM’nin niye sınıfta kaldığına bakalım:

Sınavlarda “içerik”, “dil ve anlatım” yönünden yönünden bir “tutarlılık” olmalıdır. Soru tipi, soru alanı ne olursa olsun, parçalarda, cümlelerde....

Bu parçada bilgi yanlışı vardır. Çünkü Galata Kulesi’nin kaç yılında yapıldığını bilmeyen biri, Üsküdar’ın Doğancılar semtinde değil de, Galata’da olduğu bilir.

Acaba soruyu parçayı hazırlayanlar mı yazdı, yoksa bir yerden mi aldılar?

Her iki durumda da, parçayı soru gereci yapanlar, “gaflet” içindedirler.

Parçayı bir yerden aldıysalar, yanlış kaynak seçmeleri, bilgiyi denetimden geçirmemeleri; kendileri yazdıysalar, büyük bir “gaflet” içinde olmaları.

Şimdi, “Bu işte ÖSYM’nin suçu ne?” denebilir.

ÖSYM’de sadece Başkan değişmemiş, soru hazırlayanlar bile değişmiş. Soru ile değişiklik arasında bir bağıntı kurulursa, “bilmeyen”lerin “bilenler”in yerine geldiği söylenebilir.

Başta da söylediğimiz gibi yeni ÖSYM, rayından çıkmıştır.


TURGUT ÇELİK/ Mersin