Özel statüdeki kişiler...

Merhaba sevgili okurlar,

Hepinizin bayramını sağlık ve sıhhat içerisinde sevdiklerinizle birlikte geçirmenizi dilerken, yazımın başlığından da anlaşılacağı üzere, Ülkemizdeki AYIRIMCILIĞA güzel bir örnek teşkil eden ve bir vatandaşımız tarafından yapılan müracaat sonucunda DANIŞTAY'ın vermiş olduğu bir karardan bahsetmek istiyorum.

Evet, Danıştay bu kararı, o vatandaşımızın, " TBMM'si üyeleri, hakim ve savcılarla ile diplomatik dokunulmazlığı olan kişilere, trafik cezası yerine tespit tutanağı düzenlenmesini öngören İçişleri Bakanlığı'nın 25 Şubat 2005 tarihli genelgesinin, "Anayasamızın eşitlik ilkesine aykırı " olması iddiasıyla, açmış olduğu iptal davasında vermiş.

Danıştayın bu kararına gelmeden önce, söz konusu genelgeden bahsetmek istiyorum.

Söz konusu Genelge, trafik kuralını ihlal edenlerin, söz konusu ÖZEL STATÜDEKİ KİŞİLER olması halinde, bunlar hakkında trafik suç ve ceza tutanağı düzenlenmeyeceğini, bunun yerine tespit tutanağının düzenleneceğini ve bu tutanağın da nereye gönderileceğini göstermekteymiş.

Danıştayımız ise gerekçeli kararında, "... Genelgede, sayılan kişilerin, trafik ihlali yapmaları halinde, trafik cezası uygulanmaması söz konusu olmayıp, ihlalin gerektirdiği müeyyidenin hangi organ tarafından uygulanacağı gösterilmektedir. Dolayısıyla, kural ihlalinin diğer kişilere uygulandığı ölçüde, uygulanması konusunda bir farklılık bulunmamaktadır. Trafik ihlallerinin müeyyidesiz kalmadığı, sadece cezayı uygulayacak makam konusunda bir farklılık bulunduğu açık olduğundan, EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRILIK iddiası yerinde görülmemiştir diyerek, Özel statüdeki kişilerin farklı işleme tabi tutulmasında hukuka aykırılık görülmemiştir" kararı ile noktayı koymuştur.

Şimdi sormak isterim ki

Değerli Danıştayımız, bu kararı alırken acaba hiç merak edip de bugüne kadar bizlere yani halka, ceza kesme ve de kesilen cezaları tahsil etme konusundaki çabalarını hiçbir zaman esirgemeyen devletimiz, İçişleri Bakanlığımızın o meşhur genelgesine atfen, kaç tane ceza tutanağı, şey pardon tespit tutanağı düzenlendiğini ve bu tutanaklardan kaç tanesinin tahsil edildiğini araştırmak zahmetinde bulundu mu? Sanmıyorum...

Bence araştırmalıydı ve bu tespit tutanaklarının sadece kesildiğini, hiçbir işe yaramadığını ve bürokrasinin o meşhur sümen altına atılmış olduğunu görmeliydi...

Ve kararını da, sonuç vermeyen bu genelgenin EŞİTSİZLİK sonucu doğurması nedeniyle iptali doğrultusunda verebilmeliydi. Ama olasıdır ki işin ucunda kendileri de yer aldığı için bu dava da bu şekilde sonuçlanmıştır.

Zaten büyük bir olasılıkla, İçişleri Bakanlığımızca hazırlanan söz konusu genelge, o malum kişilerin ceza ödememesi amacıyla hazırlanmıştır.

Yoksa, devletimizin trafikten sorumlu olan bir memurunun trafik ihlali yapan kişilere kestiği cezanın "hangi organ tarafından uygulanacağı " gibi saçma bir soruya açıklama getiren genelge düzenlenir mi?

Haaa, bir başka yönden bakarsak da sizlerin yani özel statülü kişilerin devletin trafik polisine güveni yoksa, onlar sadece halka ceza kessin diyorsanız, o da ayrı bir olay...

Bazen Sayın Başbakanın, Milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması konusunda, "... sadece Milletvekillerinin değil, bürokratların da..." diye diretmesine hak vermiyor değilim.

Bu konuda kim ne derse desin haklı; ama hem Milletvekilleri ve hem de bürokratlar hakkında, elinde yetkisi, arkasında da çoğunluğu olmasına rağmen gereğini yapmadığı içinde haksız....

Yani teşbihte hata olmaz, " deveye demişler sırtın kambur, o da yanıt vermiş; nerem doğru ki?

İşte ülkemizin hali...