Özelleşmek mi, Güzelleşmek mi??????

Anlayan varsa beri gelsin; bana da anlatsın. Sanırım anlama kabiliyetimi yitirdim. Aslında hayatı gırgıra almayı severim, ama bu demek değildir ki; gamsız, vurdumduymaz bir insanım , sadece sürüye uyuyorum. ( Uymazsam beni, kurtlar kapar) Canımı sıkan bir sürü şey var aslında ama ben sadece şu an için iki tanesine değineceğim.

1- EĞİTİM: Hepimizin, eğitim çağında çocuklarımız var. Onların, en iyi eğitimi almalarını sağlamaya çalışıyoruz. Gücümüz yettiğince; Okullarımız açıldı. Çocuklarımız, öğrenimlerini kaldıkları yerden başladılar. Hepsi de yarış atı gibi , O dershane senin, bu dershane benim koşturuyorlar. Kimilerine dershane de yeterli gelmiyor. Dershane öğretmenleride, çocuğun temeli yok, biz temeli olan çocuklara daha çok yardımcı oluyoruz diyor. Neden acaba? Bu temel okullarımızda atılmıyacak mıydı? Ben mi karıştırdım. Suç sadece çocuklarımızın veya biz velilerin mi? Sayın eğitimcilerimizin, bu sistemi uygulatanların, hiç mi suçu yok? Eğitim ve öğretim şu an ölmüş durumda. Bazı idealist öğretmenlerimiz hala var. Çocuklara kendisini dinletmeyi başarıp, onlara bir şeyler öğretmeye gayret ediyorlar. Sonuç itibarıyla, biz çocuklarmızın eksiklerini gidermek için bir sürü ders ücreti vermek zorunda kalıyoruz. Eğitimcilerimiz bana göre çocuklarımıza gerekli olan ihtimamı göstermiyorlar.

Konunun özü şu; biz devlet okulu diye, güvenle çocuklarımızı okullara kayıt ettiriyoruz... Eğitim ve Öğretimlerini tamamlasınlar diye. Dikkatimi 3-4 yıldır şu çekiyor. Okulların, müfredat programları, 23 nisan ile beraber bitiveriyor. Sayın öğretmenlerimiz, neden Okulların kapanmasına 1, 5 ay gibi bir süre varken jet hızıyla müfredat programı tamamlanıyor. Ondan sonra; '' dersin var mı çocuğum? Hayır anne yok. Biz konuları bitirdik.''Sayın yetkililer sanırım bunları biliyordur