- Kategori
- Futbol
Özürü kabahatinden büyük…

Yeri geldi mi, taşı gediğine koymak gerekir. Fıkralar da aynen öyle. Çok bilinen bir fıkra da olsa, yeri gelince bir daha, bir daha anlatmakta fayda vardır.
Fıkra, dediğim gibi, herkesin bildiği bir fıkra ve şöyle…
İncili Çavuş, Kayseri’li ve “İnce zekâ”ya sahip birisidir. 16. asrın sonu ile 17. Asrın başlarında yaşadı. Saray'da meddahlık yaptığı için üne ulaştı. Kendisinin hazır cevaplılığı, nükteleri ve hareketli kişiliği döneminde vazgeçilmez adam olmasına sebep oldu.
İşte bu İncili Çavuş’ Padişah “Öyle bir şey yap ki, özrün kabahatinden büyük olsun” der.
İncili Çavuş, günlerce düşünür ve bir gün Padişah ile sarayın merdivenlerinden çıkarken, padişahın arkasına parmak atar. Padişah pür hiddet “Ne halt etmek bu İncili…” diyerek kükrer. Lakin İncili Çavuş, son derece sakin bir tavır içinde “Bağışlayınız Padişahım, bir anda sizi merdiven yukarı çıkarken Hanım sultan sandım da…” der…
Padişah, daha önceden söylediği aklına gelince “Oldu… Özrün, kabahatinden büyük oldu” der…
Macaristan maçının ilk ve ikinci gollerinden sonra, sözüm ona “Takım kaptanı” sıfatını taşıyan Emre BELEZOĞLU, basın tribünlerine dönerek, anlamı herkesçe bilinen bir kol hareketi yapar. Bu gün tüm medyada, bu hareketin tenkitleri var. Kimi tefine vuruyor, kimi kasnağına. Ama hiç kimsenin sözüm ona Türk Milli Futbol Takımının “Kaptanlık” pazubandını takan ve ilk futbolculuk yıllarından beri her zaman agresif tavırlarıyla bilinen Emre BELEZOĞLU’na “Terbiyesiz” demiyor, diyemiyor.
Niye?
Çünkü o basın locasında oturanlar ki, onu bugünkü duruma gelmesinde katkı olanlardır.
Ve…
İşin daha da ilginç yanı, bugünkü tepkilerden sonra yazılı bir açıklama yapan bu futbolcu(!) aynen şunları söylüyor.
“Dün akşam oynadığımız Milli Maç'ta gol sonrası yaptığım hareket hiçbir şekilde Türk basınına ve basın tribününe yönelik bir hareket değildir. Bu hareket genel olarak o tribündeki bir kişiye yapılan hareketti ve o kişi kendini biliyor. Bugüne kadar ve özellikle yurt dışındaki haklı mücadelemde beni yalnız bırakmayan ve desteğini esirgemeyen çok değerli spor basınına, TSYD yönetim kadrosu ve üyelerine, spor yazarlarına böyle bir davranış içinde bulunmam söz konusu bile olamaz. Böyle bir yanlış anlaşılmadan dolayı çok özür dilerim."
O zaman varsa eğer bir kişi ile sıkıntın, yapacağın şey, eğer “delikanlı” isen, çıkarsın o kişinin karşısına, ne diyeceksen dersin…
Tabi bunlar daha “Kocaman çocuk” sıfatında olanlar. Ama çocuğu da kendi haline bırakır ve “Ben ders almam, veririm” gibi örnek ile “Liderlik” edersen, sonuç da böyle olur.
Kaş yapayım derken göz çıkarır, özrün de kabahatinden büyük olur…
Daha da ilginci, bu hareketi yapan futbolcu, hiç bir ceza almadan, önümüzdeki maçlarda da oynar, hatta koluna iki tane de “Kaptan” pazubandı takarlar, ödül olarak…
Bunların, spordan önce öğrenecekler, sporculuk ilkesi. Eğer bir “ders veren” çıkar ve ders vereceği yeri şaşırmazsa tabi…
13 EYLÜL 2007