Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Kasım '13

 
Kategori
Güncel
 

Paralı eğitime karşı olan anti-kapitalist solcular, "dershane tartışması"nın neresindeler?

Paralı eğitime karşı olan anti-kapitalist solcular, "dershane tartışması"nın neresindeler?
 

internetten alınmıştır.


Bir zamanlar Türkiye solcuları- varsayılan solcular diyelim- paralı eğitime kesinlikle karşı çıkar, eğitimin devlet işi olduğunu haykırırlardı.

Bu yüzden öğretmen odalarında ne tartışmalar yaşardık. Okul müdürleri, öğrenciden dönem başına on lira para alabilmek için önce öğretmenler kurulundaki "solcu öğretmen"lerle baş etmek zorunda kalırlardı.

Vatandaşın her dönem için vereceği 10 TL'ye şiddetle karşı çıkar, eğitimin devletin işi olduğunu, öğrenciden para alınamayacağını solculukların gereği olarak görür ve namuslarını savunur gibi bunu savunurlardı.

Ardından dershaneler açıldı... İlk zamanlar mırın kırın ettilerse de, sonunda solcular da paranın tadına vardı ve "eğitim parasız olmalı" imanlarını inkar ile, çoğu dershane sahibi oldu.

Aslında, bu girişten sonra, bugünün solcularının şu son "Dershane" tartışmasında kimin yanında yer aldı, diye sormanın pek bir anlamı kalmadı ama biz yine de soralım:

Türkiyenin  paralı eğitim karşıtı solcuları, her yıl vatandaşın cebinden milyarlar götüren dershaneleri kapatmak isteyen Tayyip Erdoğan'ın yanında mı olacaktı; yoksa dershane sektörünün %25 ini kontrol eden "cemaat" yanında mı?

Solcular açısından, tam da "iki cami  arasında kalmak" durumu... Bir yanda hiç haz etmedikleri Başbakan, bir yanda Cemaat lideri... Hangi "Cami"ye gitseler, bir "imam"ın arkasında alınları secdeye gelecek?

Türkiye solcuları için çok zor bir durum... Zaten onlar da bu zor durum karşısında sessiz sedasız kaldılar... Ama solculukları gerçek olsaydı, hiç düşünmez Başbakan'ın arkasında dururlardı.

"Senin siyasi görüşüne katılmıyoruz ama şu dershane konusunda sonuna kadar arkandayız" mesajını açıkça verirdi, gerçek solcular... Oysa, başta da dediğim gibi, Türkiye solculuğu, bilgisayar tabiriyle "varsayılan" solculuktur, asla evrensel solla alakası olmamıştır.

Türkiye son on yılda çok tabuyu yıktı; çok tabucuyu mahcup etti...

İmam-Hatipli  Başbakan, dış politikadan, hukuka, sağlıktan eğitime bilinen bütün tabuları ve tabucuları tepeleyip geçiyor.

Dış politika'nın suya sabuna dokunmaz monşerler dönemi bitti, dünya Türkiye'nin ne yapacağını izler oldu.

Ekonominin "tenekecileri" tepelendi, imalat sanayi rekorlar kırdı.

"Biz tarım ülkesiyiz'"ci  "okeyde çifte gidenler"e inat sanayi ihracatı patladı.

Sağlık'ta insanımız ilk defa "insan" olduğunun farkına vardı...

Yollar, köprüler, Marmaray'lar halkın hizmetine sunuldu

Terör'ün gedikli gazetecileri işsiz kaldı... Kemalist Türkler'le, Komünist Kürtler'in başlattıkları savaşı İmam-Hatipli başbakan bitirdi..

Darbecilik'i doğuştan gelen hakları sayan "paşa"lar, paşa paşa cezaevlerini boyladı.

Kendini bölgenin la yüsel efendisi sanan İsrail, İmam-Haipli Başbakana tosladı...

ABD, Füze ihalesi Çin"e veren Türkiye'nin kapısında yatmaya başladı; teklif üstüne teklif sunmak zorunda kaldı...

........

Bütün bunlar olurken, Türkiye solcuları ne yaptılar: Türkiyenin en büyük kapitalistlerinin otellerinden kumanya yiyerek "Gezicilik" oynadılar.

Şu son dershane tartışmasında da, dut yemiş bülbül kesildiler... Aslında Atılla İlhan'ın "Öyle kadınlar sevdim ki zaten yoktular" dediği gibi,

Bizim solcular  zaten yoktular ki sesleri çıksın!...

Laf olsun işte...

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..