Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '09

 
Kategori
Blog
 

Paşalimanı Cafe'de Bir İstanbul günü...

Paşalimanı Cafe'de Bir İstanbul günü...
 

Paşalimanı cafe'de bir istanbul günü..


Sevgili Esma Kahraman'ın İzmir'den İstanbul'a taşınması durumundan sonra ilk fırsatta buluşup, görüşme kararı aldık. Fakat araya başka başka olaylar girince bir türlü gerçekleş(e)medi. Nasip geçtiğimiz pazar günü(dün)ne imiş..

Buluşmadan önceki telefon konuşmalarımızda dedik ki; madem böyle birşey yapacagız sadece iki kişi ile sınırlı olmasın, arkadaşlarımız da gelsin. Kalabalık olalım, bu güzelliği paylaşalım, sohbet edelim.

"Kadıköy" dedik, Caddebostan dedik, sonunda " ille de boğaz manzaralı bir yer olsun"dedik.. şöyle boğaza karşı bir kahvaltı yapalım... önümüzden gemiler geçsin.. sohbet koyulaşırken martılar bizi kanat çırparak alkışlasın..

Ve "Fethipaşa" korusunda karar kılındı..

"Üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur" diyerek pazar günü yola çıktık. fakat ne yagmur.. ne birşey..

İstanbul bizi güneşli bir günle birlikte gülümseyerek kucağına aldı. "Biz gideriz ormana hey! ormanaa!" nidalarıyla Fethipaşa korusunu elimizle koymuş(!) gibi bulduk.

Henüz, Fethi Paşa Korusu'nun Belediye Sosyal Tesisleri'nin kahvaltı mekanında iken yedi kişi olduk.. kalabalık ve kapalı bir mekan olmasından dolayı, ayrıca daha havadar bir yer ve daha denize sıfır, boğaza yakın, boğaz köprüsü manzaralı yer olmasını arzu ettiğimiz içun, gelebilme ihtimali bulunan arkadaşlarımızı biraz daha bekledikten sonra, Fethipaşa Korusu'nun hemen alt tarafında bulunan "Paşalimanı cafe"ye taşındık.

"İstanbul" severlerin, istanbul aşıklarının neden İstanbul'u bu kadar çok sevdiklerini görmüş, anlamış oldum.. ve ben de bir İstanbul aşığı oldum.

Şair ne demiş; "istanbul'u sevmeyi bilmeyen aşkı bilemez" oysa ben aşk'ı, İstanbul'u sevmeden önce de biliyordum!.

İki yakasını bir araya getiremeyen insanların da yaşadıgı istanbul'da, iki yakayı bir araya getiren Boğaz köprüsü manzaralı, denizle kucak kucağa, martıların oynaştıgı gemilerin önümüzden sessizce süzülerek geçtiği bu mekanı tercih ettiği için, çok deger verdiğimiz arkadaşımız sevgili Bülent Göncü'ye teşekkürler ediyorum.

Ve yine yaşayarak gördük ki, MB toplantıları -artık- eskisi kadar ilgi çekmiyor. Toplanalım, tanışalım, görüşelim, sohbet edelim havasında degil hiç kimse. Kimse kimseyi degerli zamanından birkaç saat bile olsa zaman ayırmaya deger bulmuyor. Esma'nın toplantı bloguna bakabilirsiniz, kaç İstanbul'lu paylaşmış? Mb'da birlik ve beraberlik neredeyse hiç yok! " amaan boşver'cilik almış başını gidiyor. "Ben yazımı yazarım, tık'ımı hesaplarım, yorumlarıma bakarım" deniyor galiba. Tabii ki tercihler söz konusu. Bu bir şikayet mi?Eleştiri mi? Elbetteki hayır! sadece bir gözlem.

Zengin çeşitli kahvaltı eşliğinde güzel sohbetler yaptık ve çok güzel kahkahalar attık hep beraber..

Kasım ay'ında İstanbul'da, Paşalimanında hatırlamaya deger bir zaman geçirdik.

Çok degerli arkadaşımız Bülent Göncü ve Yeşim Koç'a,

Çok degerli Tekbaşına,Kevni Kuşçu'ya,

Çok değerli Murat Kocadam'a

Çok degerli Uğur Yağmur ve zarif eşi İlknur'a

Çok değerli Cemil...'e

Ve bu güzel toplantının mimarı sevgili Esma Kahraman' arkadaşıma gerçekten çok teşekkür ediyor, en kısa zamanda iade-i ziyaretlerini bekliyorum. Arkadaşlarımı ağırlamaktan, onlarla sohbet etmekten, birlikte olmaktan onur duyarım..

 
Toplam blog
: 319
: 1390
Kayıt tarihi
: 29.10.06
 
 

"Ben; hiç yalnız kalmadım... Kalabalık bi ailede yere atılan yataklarda Yan yana, baş başa, el el..