- Kategori
- İlişkiler
Patronumla sevişmeye gidiyorum...
Eskiden başrolü kapmanın yolu yönetmenin yatağından geçerdi, şimdi de iyi bir pozisyona gelmenin yolu patronun odasından geçiyor. Şirket içi ilişkilere oldum olası sıcak bakmam ama son zamanlarda birkaç arkadaşımın patronları ve şirket sahipleriyle olan ilişkileri gereği bu konuda bir yazı yazma gereği hissettim.
Bir arkadaşımla geçen gün yolda karşılaştık. “Hayrola nereye gidiyorsun koştur koştur?” dedim. “Otele ayol otele, patronumla sevişmeye” demez mi. Neredeyse 1 senedir beraberler, mutlu gibiler de. Adam evli ve çocuklu. Klasik bir hikaye yani. İşten herkes çıkınca odada beraber oldukları da oluyormuş, ama genelde adam iş çıkışı bir otel ayarlıyor ve orada buluşuyorlarmış. Çok mu dejenere geldi size? Bana pek de gelmedi. Mutsuz evliliği olan herkesin, eğer parası da varsa erkeğin yapmaktan çekinmeyeceği bir realite. Kıza kızıyor muyum, hayır? Yuva yıkan kadın mı, hiç de değil! Adamın düşünmesi gereken bir konu, yuva kızın yuvası mı, hayır. Adam zaten oldum olası böyle yaşıyormuş, hiçbir zaman hayatında sadece karısı olmamış ki. Üstelik klasik erkek lafı: “Karımı seviyorum ama o ayrı bu ayrı”.
Kızın da adamla evlenmek gibi bir derdi yok, gününü yaşıyor.
Herkesin bildiği meseleler bunlar ama tek merak ettiğim bir şey var, evli kadınlar neden bu kadar midesiz?