Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '06

 
Kategori
Mizah
 

Pet şişeleri dolduralım

2004 Avrupa kupasını izlemeye Portekiz'e Lizbon'a gitmiştim. Dünyanın dört bir tarafından, aklınıza gelen ne kadar memleket varsa hepsinden çeşitli ırklara, farklı kültürlere, ayrı dinlere ait abartısız yüz binlerce insan. Çoğu kendi memleketlerinin kültürünü, geleneklerini diğer insanlara aktarabilmek adına yöresel kıyafetleri ile oradaydılar.

Bu insanlar ne kadar farklı olursa olsun ihtiyaçları aynı, şimdi bu ihtiyaçların hepsini burada yazmaya kalksam sanırım sayfalar tutar, yeri de yok zaten ben en ortak olanından birazcık bahs etmek istiyorum.

Ne olabilir bu? Hepiniz anladınız zaten tuvalet ihtiyacı.

Lizbon belediyesi bu işi çok ciddiye almış ve adım başı seyyar tuvalet yerleştirmiş. Sıkışan hacetini gideriyor rahatlıyor.

Geçenlerde onca işin gücün arasında 2 gün tatil yaptım, yediğim içtiğim benim olsun gördüklerimi anlatmak istiyorum.

Biz yukarıda Avrupalının çok ciddiye aldığı hacet giderme olayını, çok pratik çözümlerle geçiştiriyoruz.

Yol kenarları çeşitli ebatta pet şişeler ile dolu, pet şişelerin içinde ne olduğunu tahmin edin bakalım.

Ana yollarda nerdeyse on kilometreye bir tane benzin istasyonu düşüyor şehir giriş ve çıkışlarında bu mesafe daha da yakın, arabada sıkıştık, "e bundan normal ne var", en yakın benzin istasyonuna beş dakika uğrayacağımıza biz hacetimizi arabanın içinde gideriyoruz, hem yapıyoruz hem gidiyoruz yani.

Herkes gücüne göre pet şişe dolduruyor sanırım. Ben yol kenarında 2,5 litreyi dolduran da gördüm yarım litreyi de.

Diyalogları bir düşünelim;

“Mahmut ağabey valla helal olsun şişenin en kocamanını doldurmuşsun”

“Eyvallah genç, bende zamanında senin gibi öksürük şurubu şişleri ile başlamıştım bu işe bak şimdi nerelere geldim”

“Tut bakalım bu koca şişeyi arabadan dışarı atma şerefi de senin olsun, elin alışsın elin”

“Bravo ağabey öyle bir yapmışsın ki dışarıya tek damla taşmamış”

“Tahtaya vur oğlum, nazar değdireceksin.”

Ya da

“Arabadakiler hepinizin çişi geldi değil mi?”

“Evet, ağabey”

“Alın bakalım bu kola şişesini, doldurun, koltuğa damlatanın kafasını kırarım ona göre.”

Belki de bu olay araç içinde yarışma haline getirilmiştir, rekabeti seviyoruz ya.

“Hepinizin şişesi hazırımı arkadaşlar”

“Hazır”

“Üç demeden başlayan diskalifiye olur ona göre bir, iki çüğdür..”

Merak ettiğim başka bir konu daha var, çok fazla detaya girmeden sizler ile paylaşayım. Bildiğiniz gibi bu pet şişelerin ağızları çok küçük, biz şimdi ya arabalarda huni taşımaya başladık, yada…?

Neyse başka bir alternatifi aklıma bile getirmek istemiyorum, biz erkelerin çok hassas olduğu bir konu çünkü

Konu konuyu açıyor, Japonlar zamanında Türkiye pazarına kamyon yedek parçası satmak istiyorlar, bunun içinde anketörleri Türkiye ye gönderiyorlar en çok kullanılan kamyon markasını belirleyecekler.

Anketörler Türkiye ye geliyor aylarca çalışıyor ve sonuç.

Türkiye de ki en çok kullanılan kamyon markası; Maşallah...

Bir araştırma şimdi yapılsa ve araç kullanan Türk şoförlerinin alışkanlıkları incelense ne olur sizce?

Arkadaki koltuk sayısı ikiye düşer üçüncü koltuk iptal, yerine klozet.

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..