Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '19

 
Kategori
İlişkiler
 

Plan Yapan Var; Planda Yeri Yok

Ne çok yarım kalmış şey var hayatımızda, ne çok mücadele veriyoruz eksikleri tamamlamak için, ne çok yıpratıyoruz kendimizi.   “Olduğu, olacağı bu kadarmış” diyip devam etmek yerine, bugünü de yarınlara yarım bırakmak adına, nasıl da hunharca harcıyoruz hayatlarımızı. Planlar yapıyor ama hiçbirine kendimizi dahil edemiyoruz, ilerleyen yaşımızı, düşüncesizce harcadığımız zamanın bize mirası olan yorgunluklarımızı, bezginliklerimizi unutarak planların hayat bulmamasından, yarım kalanlara bir yenisini ekliyor olmaktan şikayet ediyor ve yine harcıyoruz zamanı, kendimizi. Kim bilir, hayatı ve ona dahil olan her şeyi mücadele edilmesi gereken bir alan olarak algıladığımız, uzun yıllar böyle davrandığımız için gerçeğimiz halini alıyor bu durum. “N’palım yani bırakalım mı herşeyi, ne olursa olsun mu diyelim” dediğinizi duyar gibiyim. Bırakmayın elbette ama planların eksik kalabileceğini, kendinizin çok güçlü, hatasız, eksiksiz olmadığınızı, her günün verimli geçirilemeyeceğini, zaman zaman durgunlukların olabileceğini, her şeyin her zaman kontrol altında tutulamayacağını, kendinize dair de planlar yapmadığınız takdirde yapılan her planın eksik kalacağını, artık eskisi kadar güçlü olmadığınızı unutmayın diyorum.

Kendinize dair planlar derken öyle büyük şeyler değil kastettiğim; bir saatinizi deniz kenarında, bir bankta oturarak, hayat denilen bu karmaşada yalnız olmadığınızı, derdin size münhasır olmadığını, “lanetli bir kul” olmadığınızı hatırlayarak geçirin.  Ya da bir amacı olmadan, kulaklıklarınızı takarak müziğin tınısına kendinizi bırakarak, yürüyün; yola koyulmadan önce uzun ve yürek yorucu olan yolun attığınız her adımda geride kaldığını bilerek, zamanın her şeyi örten kuvveti olduğunu hatırlayarak yürüyün.  Ya da ne yaşamış olursanız olun, hangi yolda kendinizi heba etmiş olursanız olun, O’nun kapısının herkese açık olduğun, anneye merhamet duygusunu veren “en merhametli” olduğunu bilerek, dua ederek ve O’nunla dertleşerek geçirin o bir saati… Hangisi size uyar bilmem ama siz buna muhtaçsınız. Siz kendinize dair bir plan yapmadan, bu hayat sizden hakkı olanı almadan, siz rahat edemeyeceksiniz.

Mücadele alanında hiç mi galibiyetiniz olmadı? Hiç mutlu olduğunuz anlar yaşanmadı    mı?  Yanında huzur bulduğunuz, kendinizi bıraktığınız, zamanın durmasını istediğiniz, “keşke”lerinizi “iyi ki”ye dönüştüren, nimet bildiğiniz biri vardır hayatınız da, onu düşünün bu zaman diliminde... Yüreklerine dokunduğunuz, tebessümüne neden olduğunuz, kan bağınız olmadığı halde sizi kardeş, anne, baba olarak gören insanlar olmuştur hayatınızda, onları düşünün bu zaman diliminde… Başkalarına karmaşık gelen sorunları yaşadığınız, çözüme kavuşturduğunuz, iş ve özel hayatınızda gıpta ile bakıldığınız anlar olmuştur, onları düşünün bu zaman diliminde. Ya da merhametten, empatiden, fedakarlıktan, zarafetten yoksun olan, bekleyen ama vermek istemeyen, yaşanan hiçbir şeyden memnun olmayıp sürekli eleştiren, yaptıklarınızı sorumluluğunuz olarak görürken kendilerinin yap(a)madıklarını kabul edilir göstermeye çalışan, nimete hürmet yerine nankörlük eden vb yönleriyle sizin de hayatınızda yorgunluk yaratan insanların ne denli kötü olduklarını düşünüp, size değer veren, bu kalem sahibi gibi, insanların olduğunu düşünerek, hatta Yaratana böyle olmadığınız için şükrederek geçirin o zaman dilimini.  

Gerçek, yerine başka bir şey koyamadığındır” denir. Gerçeğinizi değiştirin, hepsi bu kadar aslında.

 
Toplam blog
: 18
: 285
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bu yolculukta akla gelen bir kaç cümle...öylesine işte. ..