- Kategori
- Mizah
Pluton'a seyahat

görsel internetten alıntıdır.
- Kalmasın kalmasın Plüton'a yolcu bir iki... Bir iki...
- Kalkıyor uzay aracımız :-))
Şimdi biz yazımıza nerden ve nasıl başlasak acaba?
Kaşıklar temizken hoşaftan başlamalı bence :-))
Sık seyahat edince insan, aklına ne gelir? Bir seyahat şirketi kurmak...
Kurduk " Gül-Apollo Jet turizm seyahat A.Ş."...
Yurt içi, yurt dışı, kıtalar arası...
Yetmedi, Uzay'a seyahat...
Az sonra kalkacak olan uzay aracımız için rezervasyonların yapılmış olduğu bilinmekle birlikte, yine de oto gar alışkanlıklarından olan "çığırtkanlık" var mürettebatta...
- Kalmasın kalmasın Plüton'a yolcu bir, iki... Bir iki...
Halkımız alışkanlıklarını kolay bırakamaz ya...
Neyse efendim,
Kaptan pilotumuz yerini alıp ön kumanda sistemini kontrol ederken giriş kapısından ilk olarak "insanlık" bindi aracımıza ve bir no.lu yerine oturdu.
- Zaman geçiyor, nerede diğerleri? Bir fikriniz var mı sayın İnsanlık?
- Aaa, evet, bizim aile efradı ve sülalemiz... İşte geliyorlar...
Peş peşe gelenler "Dürüstlük", "Vicdan", "merhamet", "şefkat", "Alın teri ıslaklığındaki Emek", "teşekkür ve minnet" tek tek yerlerini aldılar ve selamlaştılar birbirleriyle...
Boş koltuk gözlerine ilişti hep bir ağızdan:
-Sevgi nerede Sevgi?
Işıl ışıl gözleriyle gülümseyerek Sevgi de geldi yerine oturdu.
Hepsinin en büyüğü "ağa-baba" insanlık:
-Sayın kaptan pilotumuz, rica etsek, atmosferden hemen çıkmadan bizi yer küre etrafında şöyle bir kaç tur attırabilir misin? Bizimkiler "belki de tekrar yeryüzüne dönemeyiz" endişeleri içinde son kez Dünya'yı görmek istiyorlar...
-Tabii memnuniyetle... Her yolcu için mini teleskop - özel dürbünlerimiz kendilerine ait bölüm kutucuklarındadır.
- Teşekkürler...
- Okul öğretileri aynen, karalar az, denizler ve okyanuslar çok çok fazla bak kardeşim...
- Evet... Denizler sakin ama karalar öyle değil. Baksana yerleşim birimlerindeki hareketliliğe...
- Nedir onlar öyle? Parlıyorlar...
- Tanklar, tomalar, silahlar...
- Akan kırmızılık...
- Kan deresi...
-Vah, vah!!!
-Şu tarafa da bir bakın, ne onlar büyük baba?
-Onlar kan emiciler gurubuna dahil olan sivrisinek, kene, sülük ve vampirler...
Nasıl da çoklar!!!
-Son zamanlarda iyiden iyiye çoğaldılar evlat... Nerde besin, nerde nema var, oracıkta hazıra konar bunlar hayatlarını böyle devam ettirirler. Sonra yeni kaynak arayışlarına geçerler...
- Çok büyük bir kalabalık görüyorum büyük baba, hepsi de aynı noktaya bakıyorlar gibi...
- O kalabalıkta bir siyasetçi halka hitap ediyor, aklına geleni söyler, bazen doğru bazen yalan, amaç dinleyenleri ikna edebilmek. Saatlerce mikrofonu, megafonu ellerinden bırakmazlar, dinleyenler dağılmasa 24 saat konuşacaklar evlat...
Başını kabine çevirerek:
- Sayın kaptan pilotumuz, bu kadar tur yeter, bu kadar çirkinlikleri biliyorduk ama görmeye daha fazla tahammülümüz kalmadı, tam hız Plüton'a...
Çocuklar, sevgili ailem; Plüton karanlık diyorlar ama korkmayın ve üzülmeyin, biz yaşadığımız yeri aydınlatırız, oraya hayat veririz,
Ne dersiniz?
Hepsinden yüksek volümde alkış sesleri...
- Oley...Oley...
Selam ve sevgilerle...
Yurdagül Alkan.