Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '09

 
Kategori
Güncel
 

Polat ile Memati…

Polat ile Memati…
 

Bir aile, ikiz çocuklarının adını <ı>“Polat” ve <ı>“Memati” olarak değiştirilmek üzere mahkemeye başvurmuş. Habere göre <ı>“Polat” için <ı>“Olur” kararı çıkarken <ı>“Memati” için mahkeme <ı>“Olmaz” kararı verilmiş.

Savcı, <ı>“Polat” ve <ı>“Memati” isimleri üzerinde görüşünü bildirirken <ı>“Kurtlar Vadisi” dizisine de vurgu yaparak <ı>“Ya bu iki isim, dizinin ilerleyen bölümünde vatan haini çıkarlarsa” demiş.

Haklı…

Devamla <ı>“İnsan, yasalara göre hayatında bir kez ismin değiştirebilir. Bu çocukların isimlerini değiştirmek için velileri dava açmıştır. İleride çocuklar 18 yaşını doldurup isimlerini değiştirmeye kalksalar, bu hakları elinden alınmış oluyor” demiş…

Bunda da haklı…

Çocuk doğunca, anası, babası, dedesi, ebesi… Her ne hal ise, birisi çocuğa isim koyuyor ve o çocuk, artık o andan itibaren o isimle anılmaya başlıyor. Zaten çocuğun yapabileceği de bir şey yok.

Geçmişte çocuklara isim konulurken büyüklerin ismi seçilirmiş. Örneğim benim ismin konulurken, dedemin babasının adı konulmuş <ı>“İbrahim” diye…

Böyle olunca da bir başka sorun çıkmış…

Doğrudan <ı>“İbrahim” deseler, dedeye ayıp olacak. O zaman nüfusa her ne kadar <ı>“İbrahim” diye kayıt yapıldıysa da, günlük seslenişte bir de dedeye hitap edildiği gibi <ı>“Ağa” eklemişler.

Uzunca zaman bana bütün sülale <ı>“İbrahim Ağa” dedi ve hatta şimdi de yaşlılarımız <ı>“İbrahim Ağa” demeye devam ediyor da, bizde <ı>“Ağalığın” zerresi bile yok… Hiç olmadı da…

Baktı ki yeni nesil öyle ana, baba, dede, ebe adı konsa sıkıntı çıkıyor, başladılar başka isimler koymaya…

Bunlardan birçoğu elbette güzel isimler. Ancak bazıları, anlamsız, çocukken <ı>“Güzel” gibi görünen, ama büyüyüp önce okul sonra da iş hayatına girince sıkıntı yaratan isimler oldu.

Örneğin bizim okulda kız arkadaşlarımızdan birinin adı <ı>“Aydiz” idi… Erkekler olarak dizimizi bir yere çarpmış gibi yapar <ı>“Ay… Dizim…” derdik, gülüşürdük… Bazen hoş olurdu da çoğu kez ölçüyü kaçırırdık. Bir seferinde bu yüzden <ı>“Disiplinlik” bile olduk…

Yaşımızın ilerlemiş olmasından mı ne, bazı isimleri algılamakta güçlük çekerim. O zaman <ı>“Ayşe’ye Fatma’ya kıran mı girdi” diye serzenişte bulunurum.

Zaten şimdilerde bu isimlerin modası(!) da geçti ya…

<ı>

<ı>“Modası” deyince, acaba isimler de <ı>“Moda”ya uygun mu konmalı ki?

O zaman da işte böyle oluyor, <ı>“Moda”ya uyuyor ama yasalara uymuyor. Hatta çocukların isim kullanma haklarını da ellerinden almış oluyoruz gibi geliyor bana…

<ı>“Polat” çelik demek… <ı>“Memati” ise Arapça <ı>“Memat”dan geliyor ve <ı>“Ölüm” demek…

Anne baba olarak çocuğunuzun adını <ı>“Ölüm” olarak koyduğunuzu düşünebiliyor musunuz?

İsim konulurken ne anlama geldiğini de bilmek gerektiği gibi, ileride de sıkıntı çıkarmaması gerekir diye düşünüyorum.

Örneğin benim ismim… Arapçada kelimeler <ı>“Erkek” ve <ı>“Dişi” olarak kullanılır. İbrahim, “<ı>İbr” kökünden gelir ve <ı>“Erkek” cinsiyetindedir. Anlam olarak da <ı>“<ı>İnananların, halkların babası” demektir. Bu anlam ile de Hz. İbrahim <ı>“İnananların, halkların babası” olarak anılır.

Kısaca demem o ki, çocuklarımıza koyacağımız isimler <ı>“Anlamlı” olmalı, ileride de sorun yaratmamalı.

Bir de savcının <ı>“Görüşünde” olduğu gibi, yasalar karşısında <ı>“Bir kez” isim değiştirilmesine izin verildiğine göre, bırakalım çocuklarımız <ı>“Reşit” onluca kendi kararlarını versinler.

<ı>08 NİSAN 2009

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..