- Kategori
- Sosyoloji
Puştun öyküsü
Puştun Hikayesi
Osmanlı döneminde yeniçerilerin savaşa giderken kafalarına taktıkları bir çeşit başlığa serpuşt denirmiş. Hikaye odur ki Osmanlı savaşa hazırlanmakta ve savaş için gerekli olan envanter yapım yerlerinden sipariş edilmektedir. Saray İstanbul’da ama Osmanlının ilk başkenti olan Bursa tedarik yönünde geniş bir yelpazeye sahip haldeymiş.
20000 adet serpuşt Bursa’ya sipariş edilmiş ama bu serpuşt dönemin teknolojik acizliğiyle dilden dile puşt olarak Bursa’ya ulaşmış. Bursa’da herkes şaşkın ama padişahın buyruğuna karşı gelmek kimsenin haddi değil, tez elden civar ilçelerde dahil olmak üzere 20000 puşt hazırlanmış, İstanbul’a doğru yola çıkmış. Puştlar, İstanbul’a yaklaştıklarında bir haber gitmiş ve “Bursa’dan puştlar ayaklanmış, İstanbul’a doğru geliyorlar” diye saraya hadise ceyran etmiş, hemen yeniçeriler olayı bastırmak için yola düşmüş ve İstanbul yakınlarında kafileyi telef etmeden durumun ahvalini öğrenmiş. Ortada bir yanlış anlaşılmanın olduğu anlaşılmış ve “madem buraya kadar geldiniz, sefere sizde katılın” denilerek yeniçeriler önde puştlar arkada yola koyulmuşlar.
Ama yeniçeri huylanmış, yolda giderken sürekli arkalarına bakar olmuşlar. Ne de olsa puşt! Mehteran yürüyüşü, takımın yürürken sürekli arkasına bakması bu yüzdenmiş.
Öykü o ki bir çeşit başlık olan serpuşt, zaman içinde puşta dönüşerek günümüze kadar gelmiş ve ağır, kaba sövgü sözü olarak kullanılmaktadır.
Nizamettin BİBER
Uzman İnşaat Mühendisi