Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '13

 
Kategori
Küresel Isınma
 

r

r
 

Unutulmaz bir klasik...


Bugün son 65 milyon yılda gerçekleşen iklimsel değişimlerden en az 10 kat daha hızlı gerçekleşen günümüzün küresel iklim değişikliğinden bahsetmek istiyorum birazcık. Çünkü bu hıza, ekosistemlerimizin adaptasyon hızı yetişemiyor! Geçtiğimiz günlerde 350 ppm sınırını aşarak 400 ppm’i ulaşan havadaki karbondioksit salınımı, küresel iklim değişikliği marifetiyle, bu ekosistemlere bağlı bizler ve Moloch’laşan şehirlerimiz için kesinlikle öngörülemez ve istikrarsız bir çevre yaratıyor! Gazete manşetlerimiz bununla pek ilgilemiyor olsa da, 400 ppm’in küresel iklim değişikliğine yapacağı katkı nedeni ile bu öngörülemeyen afetler dünyası, bugün uğruna savaşılan, ölünen ve çoluk çocuk demeden öldürülen yerleri yaşanmaz hale getirecek! Hem de 10-15 yıl içinde! Bugün bile aşırı çevre koşulları, dev şehirlerin beslenmesini imkânsızlaştırıyor! Mega şehirlerimizde mutlu azınlıklar doğal ve sağlıklı gıdaya yüksek fiyatlarla ulaşabilirken, kentin ezici emekçi çoğunluğu, gizli tinerciler olarak petrokimyasallara batmış gıdalar ile besleniyormuş gibi yapıp, uyuşuyor! Bu arada Dünya’daki bazı önemli bilim çevreleri, iklim değişikliği karşısında ultra mega kentsel büyüme ile coğrafi merkezileşme öneriyor! Sera gazı salınımlarını azaltacak kaynak ve enerji verimliliği için bunun elzem olduğunu iddia ediyorlar! Fakat enerji üretiminin nükleer ile coğrafi olarak merkezîleştirilmesi,  Fukuşima gibi kaba temizliği bile 58 milyar dolara mal olan felaketlere neden olabiliyor! Bu arada tüm dünya açlarını bir yıl doyurmak için gerekli olan para, sadece 44 milyar dolar! Geçen sene ABD’de iklim değişimi ile ilgili oluşan hasar toplamda yaklaşık 100 milyar dolar oldu. Bunun 65 milyar doları, New York’tan geçen Sandy Kasırgası, 30 milyar doları kuraklık ve kuru hava dalgası, 11 milyar doları kombine aşırı hava koşulları, 1 milyar doları şiddetli yangınlar, 2 milyar doları Isaac Kasırgası!  Merkezlerde toplanmanın bir bedeli var!

 

Düşünebiliyor musunuz? İklim değişikliğine katkınızı minimize etmek için kentlerde toplanıyoruz; fakat o güne kadar iklim değişimine yapmış olduğunuz olumsuz katkılar nedeni ile kentinizin üzerinden beklenmedik şiddette bir kasırga geçiyor! Ya da Bill McGuire gibi bilim insanlarının öngördüğü gibi küresel ısınma nedeni ile eriyen buzulların ağırlığının azalmasıyla oluşan depremler ve volkanlar meydana geliyor! Ya da beklenmedik koşulların yaratacağı mikro canlıların ya da açlığın neden olacağı salgınlar kenti vuruyor ve çökertiyor! Bir düşünün, 15 milyonu aşan İstanbul, hemen önümüzdeki dönemde karşılaşacağı böyle felaketler karşısında ne yapacak? Bugün İstanbul, küreselleşmeye tutulan bir ikram gibi; fakat giderek ısınan ortamda hiç bayram havası yok!

Hep beraber göreceğiz, 10-15 yıl içinde merkezileşme yerine, her yerde mevcut olan yenilenebilir enerji ve kaynaklar açısından yerelleşme ile hedef küçülterek satıha; bazen de Kapadokya gibi sathın biraz altına(!) yayılmak zorunda kalınacak ve bu da daha dirilgen(resilient) adaptif bir ağ yaratacak! Fakat biz bugün kan revan içinde merkezi devasa yapılar kurma peşindeyiz!

 

İçinde bulunduğumuz durumu biraz daha iyi anlayabilme açısından önemli bir esin kaynağı olarak biyolojiye baktığımızda K ve r seçilimi gibi kavramlarla karşılaşıyoruz. K seçilimi, öngörülebilir istikrarlı çevrelerde gerçekleşen adaptasyon tipi olarak adlandırılabilir. r seçilimi ise, öngörülemez istikrarsız çevrelerde meydana gelen adaptasyon tipi.

 

K seçilimi, öngörülebilir istikrarlı çevrelerde gerçekleştiği için buradaki organizmalar da makro, yani gövde olarak büyük olur. Hayvanlar ve bitkilerin çoğu, görece böyledir! K seçilim ortamlarının seçim kriteri görece istikrarlı kalır ve bu istikrar, uzun vadeli büyük genetik bilgi yatırımlarını, yüksek getiri ile ödüllendiren istikrarlı bir beslenme ortamı yaratır. İçinde yaşanılan çevreye ait bilgilere sahip olmak ve bunları genetik ve kültürel olarak paylaşmak sürdürülebilirlik açısından hayati önem kazanır. Bu da K seçilim çevrelerindeki canlı varlıklara hacimsel büyümeyi getirir! Buna ek olarak satıhta genetik ve kültürel alış verişler için nüfusu odaklayan şehirler gibi genetik ve kültürel büyük bilgi pazarlarının oluşumuna neden olur! Bugünlerde değişmekte olan bu K ortamı, bizim bugüne kadarki biyokültürel çevremizdi!

 

r seçilimi ise öngörülemez istikrarsız çevrelerde meydana geldiği için buradaki organizmalar mikro, yani çok küçük olur. Bakteriler gibi. r seçilim ortamlarının seçim kriteri şiddetli değişkenlik içinde olur ve bu değişkenlik, uzun vadeli büyük genetik bilgi yatırımlarını desteklemez. Hatta zarara uğratır. Kısa vadeli küçük genetik bilgi yatırımlarını destekler bir beslenme ortamı yaratır. r seçilim ortamı içinde yaşanılan çevreye ait bilgilere sahip olmak ve bunları genetik ve kültürel olarak paylaşmak sürdürülebilirlik açısından önemsizleşir! Çünkü çevresel değişimin hızı; bir önceki çevre versiyonuna ait çevre bilgisinin tutulmasını ve paylaşılmasını anlamsız kılar. Bu da r seçilim çevrelerindeki canlı varlıklara hacimsel küçülmeyi getirir! r seçilimi, satıhta genetik ve kültürel alış verişler için nüfusu odaklayan şehirler gibi büyük bilgi pazarlarının oluşumuna neden olmaz! Örneğin, r seçilim çevrelerinin ve hatta miktarsal ve zamansal olarak gezegenimizin şampiyonu bakteriler; satha yayılarak denk geldiği yerelde küçük ve kısa vadeli mutasyon ile ve hatta kendi dar çevresinde küçük çaplı genetik bilgi alış verişi ile adaptasyon deneylerine girişir!

 

İklim değişikliği nedeni ile içinde bulunduğumuz dönem, K ortamlarının devasa kentlerine ait uzun vadeli ve büyük yatırımlara zıt, r ortamlarının küçük ve göçebe yerleşkelerine ait kısa vadeli ve küçük yatırımların dünyası olacak, yani “Waterworld” ya da “Mad Max” tadında bir Dünya! Artık hakkımızda hayırlısı!

 
Toplam blog
: 14
: 3618
Kayıt tarihi
: 27.08.06
 
 

İstanbul Üniversitesi İngiliz dili ve Edebiyatı / Amerikan Kültürü ve Edebiyatı mezunuyum. Boğazi..